EYÜP SULTAN SOMUNCU BABAYA KARŞI

Gazetemizin güçlü köşe yazarı, MHP İl Teşkilatının ağır topu Eyüp Ahi kardeşim son yıllar da fiili politikaya ara vermiş görünüyor. Eyüp, artık daha ziyade siyasetten çok Bolu’nun yerel konularına ağırlık vermeye başladı. 2013 yılı, Eyüp Ahi’nin Bolu da gördüğü bazı aksaklıklarla mücadele ettiği bir yıl olarak tarih sayfalarına geçti.

Eyüp kardeşimin hafızalarda iz bırakan ilk büyük mücadelesi uyduruk Şanzelize Caddesi ile ilgili mücadelesiydi. Son derece sağlam verilerle bu caddenin yapılışına ve fonksiyonlarına karşı çıkan Eyüp Ahi tezini çok güzel ve olumlu yazılarla Bolu halkına duyurdu. Ancak karşı taraf olan Bolu Belediyesinden olumlu bir karşılık göremedi. Belediye, Eyüp’ü bir düşman gibi görerek bu satırlarla da tekrar etmek istemediğim davranışlarla bu sevgili kardeşimizi üzdü. Eyüp’ün İzzet Baysal Caddesinde ki dükkanının önünün moloz yığınlarıyla doldurulması, Dünya Belediyecilik tarihine geçecek bir kötü davranış olarak belleklerdedir. Ben şahsen bu değerli kardeşimin mücadelesinde yerden göğe kadar haklı olduğunu düşünüyorum.

Eyüp, bugünlerde iş yerinin hemen arkasında bulunan Somuncu Camii’nin restorasyonuna el atmış bulunuyor. Tabaklar Hamamı’nın arkasında bulunan bu Cami, şimdilerde restorasyon dolayısıyla uzun süre kapalı kaldı. Eyüp’ün ve mahallelinin devamlı girişimleri sonucu restorasyondan geçirilerek yeniden ibadete açıldı. Oysa Eyüp’ün ve mahallelinin çok güzel bir teklifi vardı: “Bu Cami’yi yıkalım yerine daha güzel ve daha geniş bir Cami yapalım. Bizler Cami’yle burun buruna olan iki eski binayı da satın alıp Cami arsasına dahil edeceğiz” Neden bilinmez Eyüp ve mahallelinin bu çok olumlu teklifi Cami’nin sahibi olan Vakıflar Genel Müdürlüğünce kabul görmemiş. Vakıflar Genel Müdürlüğüne niyabeten Bolu’nun bağlı olduğu Ankara Vakıflar 4. Bölge Müdürlüğü Cami’nin tarihi eser olduğunu bu nedenle yıkılamayacağını, zaten Vakıfların çok parası olduğunu cemaatin parasına ihtiyaç bulunmadığını ifade eder gerekçelerle yıkıma karşı geliyor. Ankara Vakıflar 4. Bölge Müdürü Sayın Aslan Yıldızla Bolu Eğitim ve Kültür Vakfının –Siteler Camii- Başkanı olduğum günlerde bir vesile ile Valimiz İbrahim Özçimen’le makamında sıra beklerken tanışmıştım. Kendisi bende çok olumlu bir izlenim bırakmıştı. Sayın Valiye taktim etmek için getirdiği çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan Musiki parçalarının bulunduğu CD kutusundan iki adet istemiştim. Sayın Yıldız, yanında fazla CD’nin olmadığını belirterek Ankara’ya döner dönmez benim bu arzumu yerine getireceğini söylemişti. Hakikaten sözünde durdu ve CD’leri bana gönderdi. Eyüp Ahi’nin son yazısında okuduğumuza göre Sayın Aslan, yaklaşan yerel seçimlerde AKP’den Altındağ Belediye Başkanı Adayı olmuş. Eyüp, yazısında Sayın Aslan Yıldız’ın Başbakan Yardımcısı Bülent Arınçla –Vakıflar Genel Müdürlüğü Sayın Arınç’a bağlıdır- çok yakın olduğunu da satırların arasına sıkıştırmış. Benim üzerimde olumlu bir notu olan Yıldız’a siyasi hayatta başarılar dilerim.

Eyüp kardeşim mücadeleyi bırakmış gözükmüyor. Bu Salı Cami’nin bahçesinde bir basın toplantısı düzenliyor. Saat 15’deki basın toplantısına beni de ısrarla davet ediyor: Abi mutlaka sizi de bekliyorum. Restorasyon kepazeliğini gözlerinizle görün. Bakın memleketin milyarları nerelere harcanıyor- Basın toplantısının saatti benim için pek uygun değil ama bu sevgili kardeşimizin hatırı için öğle uykumuzdan feragat edeceğiz. Eyüp’e söz verdiğim gibi saat tam 15’de Somuncu Camisi’nin bahçesindeyim. Bolu basınından arkadaşlar ve de TV kameraları da gelmişler. Daha Cami’nin bahçesine girerken görülmemiş bir gariplikle karşılaşıyoruz. Caminin bahçesine giriş, taş çatlasa 30cm eninde, yani biraz kilolu cemaatin bu kapıdan Cami’ye girmesi mümkün değil. Buna mukabil hiç çalışmayan batı tarafındaki Eyüp ve arkadaşlarının satın almak istedikleri 2 eski eve bakan kapı normal ende. Bu bahçe ve kapı planını acaba hangi mühendis yada mimar gerçekleştirdiyse ona “Ağa Han Mimarlık Ödülünü” vermek lazım. Camilerde cemaatin çok ihtiyaç duyduğu WC de kapalı. Camiye giriş kapısının üzeride eften püften bir şekilde yapılmış ve de naylonumsu bir örtü ile çok zevksiz bir şekilde kapatılmış. İçerside başka bir alem. Hiç kimse buranın yenice restorasyonunun yapıldığına inanmaz. Her şey baştan savma ve kalitesiz malzemelerle tamamlanmış. Yazık ki ne yazık. Sayın Vali, bu har vurup harman savurmaya derhal el atmalı ve Cumhuriyet Baş Savcılığına suç duyurusunda bulunmalıdır. Ayrıca Müftülüğümüzde gerekli şikâyetleri ve ele alınması gereken konuları bir bir tespit ederek Vakıflar Bölge Müdürlüğü nezdin de girişimde bulunmalıdır. Ben bu satırları bizzat gözlemlediğim hususlara göre yazıyorum. Eyüp Ahi kardeşimi tek başına giriştiği mücadele de yalnız bırakmamalıyız. Yerel seçim kampanyasının hararetlendiği şu günlerde elbette ki siyasi partilerimize ve Belediye Başkan Adaylarımıza da düşen görevler var. Onlarda Eyüp Ahi’nin yanında yer alarak bu hilkat garibesini düzeltmek için gerekli girişimleri yapmalıdırlar.

TAŞKESTİ KÖYKENT UYGULAMASI KİTAPLAŞTI

Taşkesti Beldemizin Türk Demokrasi Tarihindeki mümtaz yerini biliriz. Cennetmekan Başbakanımız Bülent Ecevit’in siyasi hayallerinden en büyüklerinden biri olan Köykent projesi, Türkiye de ilk defa Taşkesti de hayat bulmuştu. Projenin hayata geçirilmesi yıllarında CHP Bolu İl Başkanı olmam hasebiyle konu üzerinde birkaç kez eski gazetelerimde yazılar yazmıştım. Bu yazılarıma sayın Ecevit’in son Başbakanlığı zamanında ele aldığı Ordu’nun Mesudiye ilçesindeki yeni Köykent projesi de dahildir.

Dün, -Cumartesi- Mudurnu’nun değerli evladı tanınmış araştırmacı yazar Mehmet Tunçkol kardeşimin evime kadar getirmek nezaketinde bulunduğu “Taşkesti Köykent Uygulaması-Bir Kırsal Kalkınma Modeli” başlıklı kitabını bir solukta okumasaydım hala Taşkesti ile ilgili bilgilerimin 1977 CHP İl Başkanı günlerimde ki bilgilerle kısıtlı olduğunu düşünüp duracaktım. Sayın Tunçkol, araştırmacı yazarlığına çok olumlu bir sayfa eklemiş. Meğer Taşkesti Köyleri, Köykent Projesinden öncede bugüne kadar hiç duymadığım projelerle adlarını Türkiye’ye duyurmuş. Bu yıllarda Türkiye de ilk defa bir köyde tamamen köylülerin rol aldığı bir film çekilmiş. Yine Türkiye de ilk defa köylüler kamyonlara doluşarak Ankara’ya gitmişler. Kendilerine liderlik eden bir Emekli Binbaşının –Sabri Acar- önderliğinde kooperatifleşmek için neler neler yapmışlar. Mehmet Tunçkol kardeşimin kitabını kendisine de söylediğim gibi bir gecede soluksuz bir biçimde okuyorum. Herhalde Taşkesti’nin Türkiye’nin ilk Köykenti olmasında bu eski girişimlerinde rolü olmalı. Mehmet Tunçkol kardeşime bu güzel eseri dolayısıyla ve de bana bilmediğim birçok gerçeği öğretmesi nedeni ile yürekten teşekkürlerimi ve tebriklerimi sunuyorum. Mudurnulular böyle bir değere sahip oldukları için ne kadar öğünseler azdır.
Bolu Gündem