Oku! – İbrahim Servet

“OKU”

“İncil’in ilk emri ‘Sev’

Tevrat’ın ilk emri ‘Yaşat’

Kur-an’ın ilk emri ‘Oku’

Hristiyanlar sevmiyor, Yahudiler yaşatmıyor, Müslümanlar okumuyor.”

Aamir Khan

Biraz geciktik buluşmakta affınıza sığınıyorum. Kişisel kimi sorunlar önüne geçti buluşmamızın.

Neyse ki tekrar merhaba…

Yazımızın girişinde Hintli oyuncu, yönetmen Aamir Khan’ın sevdiğim bir sözünü paylaştım. Ne güzel söylemiş Khan…

Hani Avrupalıların soğukluğundan söz ederiz hep ‘donuk insanlar deriz, sevgi nişanesi yok yüzlerinde’ deriz. Buna parmak basmış Hintli usta…

Sonrasında Yahudiler…
İkinci dünya savaşı sırasında Alman faşistlerinin, soydaşlarını yaktığı günlerin tarihini unutmuşlar; Filistin halkının yaşam hakkına vahşice tecavüz ediyorlar.

Yazık, çok yazık. Toplama kampları, insanlar, yakılan fırınlar… Bu korkunç saldırıları gördükçe tarihte Yahudilerin reddedilmelerinin, uluslaşamadıklarının iki nokta üst üstesi geliyor akla…

Ya Müslümanlar?
Kuran “Oku” diye başlıyor. Hazreti Ali; ‘Bana bir harf öğretenin kulu kölesi olurum.’ diyor. Vah ki onlar elifbayı bile candan okuyamıyorlar. İslam dünyasında yaşama ışık tutacak bir bilim adamı, ürünü yok.

Okumanın kimilerinin saltanatını sarsacağını mı düşünüyorlar ne?
8. yy’da, arap kökenli Cabir İbn-i Hayyam gümüş nitratin güneş ışığının etkisiyle kararmasını keşfeder, ilk fotoğraf makinasının, ‘Camera Obscura’ adıyla 1300 yılında araplar icat eder. Araplarda fotoğraf yok… Bu tür işlerin eğitimini veren kurum ve kuruluş yok. Dahası arap aleminde Nobel ödülü kazanan ilk müslüman Necip MAHFUZ’dur. ‘Ortadoğunun Balzac’ı olacak değerlendirilir.

Ne kadar acı…

Dinimiz okumayı emreder, bizimkiler paçayı kurtarmak için gâvur illerine kaçar, okuma yazma işini ve geleceklerini garanti altına almak için yaşamlarını feda ederler!

Bilir misiniz Suriye devlet başkanı Beşşar ESAD’ın eğitimini İngiltere de yaptığını, eşinin İngiliz olduğunu ?

Okuyoruz!

Kutsal kitabımızın Arapçasını okumak için arap alfabesini öğreniyoruz. O çabayı Ahmed Hamdi YAZIR (Elmalı)’ın mealini okumak için sarf etsek ne kadar mutlu olurduk. Diyeceksiniz ki bu olmuyor mu?

Evet oluyor.

Bu olura karşı bende bir soru soruyorum.

Namazımızı kılarken okuduğumuz, hocanın namazların farzında okuduğu ayetlerin anlamını kaçımız biliyoruz? Her şeye karşın bize ‘Allah kabul etsin’ demek düşer. Ruhumuzdan gelen duygularla huşu içinde kılınan namaza ne diyebiliriz.

Ülkemizde, arap ve müslüman ülkelerde ne kadar kitap basılır, satılır ya da okunur… Ayrı bir araştırma konusu bu.

Dediklerimi unutun,

Gelin Necib MAHFUZ’un ‘Midak Sokağı’nı,  ‘Cebelesi Sokağının Çocukları’nı, Orhan KEMAL’in ‘Bereketli Topraklar Üzerinde’sini, ‘Bekçi Murtaza’sını okuyalım. Gelin, Elmalılı Ahmet HAMDİ’nin, Ömer Nasuhi BİLMEN’in, Ömer Rıza DOĞRUL’un meallerini okuyalım.  Gelin bütün bildiklerimizi unutup fabrika ayarlarına dönelim. Yeniden inşa edelim dünyamızı. Yaşımız, sosyal statümüz ne olursa olsun yeniden…

Arap harfler, tersten okunur ya latin harflerine göre… Gelin bizde kutsal kitabımızın son suresi ‘Maun Suresi’nden başlayalım. Göreceğiz ruhumuzun ne denli yenilendiğini, gerçeğin ne denli aydınlık olduğunu.

Koronasız günlerde iyi okumalar…

İbrahim Servet