GÖNÜL DARLIĞI(Selami ÖZKAN)

GÖNÜL DARLIĞI

Şair Cahit Zarifoğlu günlüklerine “Ne çok acı var.” diye başlar. Yaşadığımız çağ öyle hale geldi ki her an iç acıtan bir haberle karşı karşıya kalıyoruz. Coğrafyamız savaşlarla, katliamlarla yeniden yoğruluyor kanla. “Coğrafya kaderdir.” der ünlü sosyolog İbni Haldun. Doğrudur, doğup büyüdüğümüz topraklarda şekilleniyor hayatımız. Yüzyıllarca İslam’ın, mukaddesatın bayraktarlığını yapmış milletimizin hısmından çok hasmı var. İçerde ve dışarda huzurumuzu bozmak isteyen dost görünümlü düşmanlar oyunlarını sahneye koyuyorlar bir bir. Bombalar, pusular ve daha nice kalleşçe saldırılar. Oysaki unuttukları çok önemli bir husus var: “Ve mekerû ve mekarallâh. Vallâhu hayrul mâkirîn.” (Onlar tuzak kurdular. Allah da onlara hile yaptı. Allah hile yapanların en hayırlısıdır.) Âli İmrân; 54

Kulağım radyoda şu an. Halep ile ilgili haberleri dinliyorum. Ölüm kusan cellatlar, çoluk çocuk, genç yaşlı demeden masum insanları katlediyor. Hangi amaç uğruna olursa olsun bir cana kıymak bütün insanlığı yok etmeye muadil bizim inancımıza göre. Bu kadar  insanı öldüren insafsızlara bizlerin de söyleyeceği bir sözü olmalı: “Zalimler için yaşasın cehennem!”

Milletimizin mazlumlar için topyekun başlattığı yardım kampanyaları takdire şayan. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, sivil toplum kuruluşlarımızın teşebbüsleri alkışlanmalı. Birliğe, beraberliğe, insanca yaşama dair yapılan en ufak bir çabayı Mevla karşılıksız bırakmayacaktır. Yaptıklarımız kadar yapmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuza göre silkinip özümüze dönme vaktimiz çoktan geldi.

Son söz olarak Yunus Emre’den ilhamla “Bunca acı varken gitmez gönül darlığı. “diyelim.

Selami ÖZKAN