Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

30 AĞUSTOS – FANİ DÜNYANIN DEĞERLERİ – UYANSANA TÜRKİYEM

30 AĞUSTOS – FANİ DÜNYANIN DEĞERLERİ – UYANSANA TÜRKİYEM
30.08.2016
947
A+
A-

ALLAH’ın selâmı ve bereketi üzerinize olsun saygıdeğer dostlar.
Uzun bir aradan sonra selam ve saygılarımla tekrar aranızdayım inşallah; Lütfen kabul buyurun.

Sözlerime aziz vatanımızı kurtuluş savaşında ve sonrasında canları pahasına koruyan bütün şehitlerimizi rahmet ve hürmetle, Baş kumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere o günlerden günümüze tüm devlet büyüklerimizi gazilerimizi saygı ve şükranla yad ederek 30 Ağustos Zafer Bayramımızı en içten duygularımla kutlarım. Rabbim vatan hainlerini kirli emellerine ulaştırmayacak, hain tuzaklara fırsat vermeyecektir inşallah;
Konumuz Canımızdan aziz bildiğimiz Şüheda kokulu Vatanımız Türkiyemizi yakından ilgilendiren bu dönemi vurgulaması hasletiyle de önem kazanan; yazdığım yıllarda bazı sevgili dostlarımın (sağolsunlar) Türkiye ve Dünya üzerindeki vehameti abarttığımı söyledikleri, esprili takılmalarına tanıklık ettiğim; Bu önemli dönemde de paylaşma gereği duyduğum; “Fani Dünyanın Değerleri” isimli köşe yazımı ve “Uyansana Türkiyem” isimli şiirimi okumamış olanları da düşünerek tekrar yayınlıyorum.

Önemle ve özellikle sonuna kadar okumanızı temenni ederken dostça saygılarımı iletir, huzur dolu sağlıklı gelecekler dilerim. Hoşça ve Dostça kalınız…

FANİ DÜNYANIN DEĞERLERİ – Gönül Dostu Şerafettin KAYAR

Kıymetli gönül dostlarım sözlerime başlamadan önce hepinizi insani değerlere uygun mütevazı bir halle saygı ile selamlıyorum.

Fani dünyanın değerleri konulu bu yazımda sizlerle insanlığın haykırışını, Debelenişini ve yok oluşa sürükleniş yolunda kazananın kötülük, kaybedenin insanlık oluşu yönündeki hüzün dolu kaygılarımı paylaşmak istiyorum. Sevgili kardeşlerim, saygıdeğer büyüklerim ve kendilerine iyi örnek olamadığımızdan dolayı özür borçlu olduğumuz minik yavrularımız yetişen gençliğimiz!

Şu an insani bir gözle baktığımızda dünyanın değerlerinin insanlıktan kopmuş bir hal aldığı güzel şeylerin yok edildiği, bencillik illetinin ön plana çıktığı, karşısındaki rakip saydığı kişilere verilen zararın zafer, zulüm ve eziyetin paye, paranın güç sayıldığı, mazlumun ezildiği acılara boğulmuş bir dünyada yaşamaktayız.

Ne yazık ki hiç tanımadığı kişileri bile bir hiç uğruna yok edip öldüren insanların çoğaldığı ve karanlığa sürükleniş yolundaki insanlık dramlarının hız kesmediği, aksine her geçen gün ziyadesiyle arttığını hüzünle görmekteyiz. İnsanlığın yolunu şaşırdığı, menfaat için her şeyin mubah sayıldığı, insana kulculuğun (tövbe hâşâ) alasının yapıldığı şu dönemlerde bunları yapanlar bile ulu orta medeniyetten, ilimden irfandan adaletten söz etmezler mi; İnanın İnsanın isyan derecesinde yeter artık utanın diyerek avaz avaz bağırası geliyor.

Gerçek ilim irfan sahiplerini yok sayarak konuşan bir takım söylevler yapan kendini bilmezler ne peşindedir Allah aşkına, yakışıyor mu? Kimi kandırıyoruz sadece kendinizi! Ayıptır, yazıktır, günahtır. Sözlerim kaygılarım İnsanı değerlere verilen zarara tepkidir, kaybettiğimiz insanlığı arayış çabasıdır kimseye yaranmaya da niyetimiz yoktur. Gerçek ilim insanlarına, gerçek medeniyete, gerçek insanlığa hakaret saydığım boş söylevler yapılacağına öncelikle insanlığın gerçek manada ki adına Saygınlık kazandırılması gerekmez mi?

Şu kötü dönemlerde aydın kişilerimizin, imkânı olanların insanlık adına elinden geldiğince bir şeyler yapmaları insanlık görevidir. Çok geç olmadan insanlığın kurtuluşu adına adımlar atılmalıdır. (görevini hakkı ile yapanı tenzih eder saygı duyarım). Ne yazık ki son dönem filmlerde bile aşk, ihanet, savaş, zulüm küçümseme, ayrımcılık ve aklın dimağın duracağı curcunalar. Dolayısıyla kafası karışmış insanlar, ne yöne gideceğini kestiremeyen kontrolsüz gençlik vs…

Sadece bu bile neler oluyor uzu göstermeye yetmiyor mu? Tüm dünya insanlarının sevgi dolu yüreklerle saygıya güzelliğe çaba göstermesi insanlık adına çok önemli bir adımdır. Çok üzülerek söylüyorum ki canavarları bile korkutacak derecede canavarlaşan bir insanlık dramı ile karşı karşıyayız. Bütün bunları görmezden gelerek ne yazık ki kendi prangalarımıza sığınmaya çalışmakla hiç bir şey elde edemez ve arpa boyu bile yol alamayız.

Asla unutmayın azdıkça büyüyen canavar sonunda dünyayı da yiyerek nihayet kendi kendini (insan neslini) bitirecektir.
Peki, ne yapmalıyız diye sormak isteyeceksiniz. Öncelikle haksızlıklara prim vermemek adına üzerimize düşen görevleri dürüstlükle yerine getirmekle başlayabiliriz, kısa bir örnek verelim; Mesela benim bir rakibim bana ters biri var diyelim (Düşman kelimesini kullanmak istemiyorum) diğer tarafta da çok sevdiğim bir dostum.

Kıyaslamak gerekirse ben rakibimin Doğru yaptığını takdir, dostumun eğrisini tenkit edemiyorsam insani değerlerimi tartmak, eleştirmek, gözden geçirmek zorundayım; İlk adımı böyle atabiliriz. İşin özü kişinin kibrinden uzaklaşarak öncelikle doğruları kendisine şiar edinmesiyle mümkündür buda dostumun eğrisini yüzüne karşı tenkit, rakibimin doğrusunu kabullenip onaylama yürekliliğini gösterebilmemle mümkündür ki bunu da karşındakini şımartmadan veya kırmadan kendisine anlatabilmek gerekir. Bu bir adımdır, olgunluk ve büyüklük göstergesidir.

Değerli dostlarım dünya dünyalıktan çoktan çıktı, bu ne demek şimdi derseniz naçizane fikirlerimi söylüyorum kabul görmesi kişilere göre değişecektir.

Öncelikle şunu belirtmeliyim; Neden âdemoğlu bu derece hırslı, saldırgan hiç düşündünüz mü? Elbette çokları düşünmüştür zira bu kadar insanlık dışı dramları görmemek asla mümkün olmamalıdır.

Oluyorsa da acınası bir halde gerçeklerden kaçış, vurdumduymazlık veya kendi iç dünyası ile bile baş edemeyen bir tablo ve hezeyanlık var demektir, Tabi o tablonun oluşum süreci, nedeni başlıca bir sorun. Toplum olarak onu da gafilce (Kendi Payıma) göremiyor olabiliriz.

Âlemlerin yaratıcısı Yüce Rabbimiz bizleri kutsal kitaplarında nesiller boyu uyardığı halde bizler bu azgınlığı neden aşamıyoruz? Tüm dünyada olanlara bir bakalım; Bazı ülkelerin yaptığı zorbalık, tabiri caizse kan emicilik dahi olsa! Yandaş toplumlarca ne amaca hizmetle ise (!) görülmezden geliniyor, diğer ülkelerde güç dengelerine göre hareketle riyakârlığı oynuyor, bazıları bana dokunmayan yılanı oynuyor iken. Hedefler tespit edilerek planlar yapılıyor, karar verilen ülke üzerine oyun başlıyor kendi halinde iken birileri rahatsız etmeye başlıyor zorluk kargaşa derken yine birileri ortaya çıkıp seni kurtaracağız diyerek içlerine sızıyor. Her türlü fitneyi fesadı yayarak ülkeyi karışıklığa sürükleyip sonunda gelip kendi çıkarları adına oraya çörekleniyorlar. Ağzı mühürlü Dünya ülkelerininse ne mührü açılıyor ne gıkı çıkıyor. Hani kurtaracaklardı ya! Kurtarıyorlar kardeşim kurtarıyorlar. Huzurdan, ahlaktan, şereften, namustan, dürüstlükten, güzellikten, erdemden kısacası İnsanlıktan kurtarıyorlar insanlıktan.

Firavunun akıbetini, Karun’un zenginlikten sonraki sefaletini görmek istemeyenlere şunları söylemek istiyorum. Ölüm hak olan bu fani Dünyada iyi olamıyorsan hiç değilse bir nebze kötülükten uzaklaşmaya çalış ki! Günü gelince yüce divana vardığında (Kaçınılmaz Son) ak yüzün, güzelliği görebilecek gözün olsun.

Kısacası; Zalimin maşası, hainin arkadaşı, kötü niyetli zenginin kankası, bozuk düzenin yolcusu olmaktansa; Mazlumun kardeşi, dürüstlüğün aynası, insanlığın yongası olmayı kırıntılarla yaşamayı fakat dürüstçe doğruları söyleyebilmeyi kendime görev bilir sonuna kadar hayatım pahasına da olsa doğrunun savunucusu olmayı yeğlerim. Bazı sözlerimden tüm düzgün İnsanları ve güzel niyetlileri tenzih ederim, kendinden emin olmayanlarda payına düşenle yetinsin artık;
Sabırla okuyan, katlanan saygıdeğer gönül dostlarım hepinizi saygı ile selamlarken barış dolu, insanlığın kazandığı hoş bir Dünya diliyorum. Rabbim hepimizin yardımcısı olsun.

Kötülüğe yaren olanlar dost, yanlışlara sapanlar hoş olamaz.

Zamanınızı aldım hakkınızı helal ediniz dostlar. Gönüllerde hoş bir seda bırakınız, hoşça ve dostça kalınız Saygılar…

ŞERAFETTİN KAYAR
26 MART 2012

UYANSANA TÜRKİYEM

Bu vatan ki! Uğruna verildi şehitler,
Kaoslarla, bölmek istiyor kefereler,
Bağrımıza esmekte, felaketi yeller
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

Etnik gruplarla, bölmek isterlerken seni,
Kırdırmak hedefleri, kardeşe kardeşi.
Ecdadımız birlikte şahadete erdi,
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

İmanla müdafaa ettiler bu diyarı,
Şüheda kanı dolu, her karış toprağı.
İffet ile koruyalım, Cennet Vatanı,
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

Ezan sesleri yükselirken gök kubbeden,
Misyonerler sızmak isterler ta derinden,
İmanımızı çalmak gaye, sinelerden,
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

Sarar iken gönüllerimizi aymazlık,
İhanet, riya ile yayılır bağnazlık,
Kaybedilemez! İlâhi, Milli aşkımız;
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

Silkin ey milletim, sarıl da yüreğine,
Sahip çıkalım kutsal emanetimize,
Ecdat aşkına, dönüver artık özüne,
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

O Bayrak ki! Şehit kanlarıyla bezeli,
O Şahadetler ki! Dinimizin temeli,
O Hürriyet ki! Kutsiyeti bilinmeli,
Uyansana Türkiye’m, derin gafletinden.

Şahlanır kalkarda Vatanın aşıkları,
Hatırlatır yine; kurtuluş yıllarını,
Kırılır namerdin, ihanet tuzağı,
Uyanırda Türkiye’m!..
Ses verir özünden…

Şerafettin Kayar
Gönüller Dostu Şair
Mengen 04 / 2007

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.