TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 46. Dönem 1. Danışma Kurulu toplantısı Bolu’da yapıldı. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, “ekonomik krize karşı yapılması gereken; ithalat kolaycılığına dayalı ekonomi politikaları yerine üretim ekonomisini, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen bir anlayışın öne çıkartılmasıdır” dedi.

Haber: Ömer Çetinaslan

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 46. Dönem 1. Danışma Kurulu toplantısı Bolu’da faaliyet gösteren bir otelde gerçekleştirildi.

Toplantıya, Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, BESD-BİR Başkanı ve Beypiliç Genel Müdürü Dr. Sait Koca, Bolu Ziraat Odası Başkanı Hakkı Fidan, Ziraat Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Niyazi Kalfa, TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı.

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası 46. Dönem 1. Danışma Kurulu toplantısında Ziraat Mühendisleri Odası Bolu İl Temsilcisi Niyazi Kalfa bir konuşma yaptı. Kalfa, farklı illerden gelen katılımcılar için Bolu ili hakkında kısaca bilgi verdi:

“Bildiğiniz gibi Bolu, küçük bir şehir. Başka illerden gelen arkadaşlarımıza Bolu hakkında kısaca bilgiler vermek istiyorum; Merkez ilçe dahil 9 tane ilçemiz var. 8323 km² toplam alan, 311 bin 810 toplam nüfus, 487 köy vardır. Toplam alanın %14’ü tarım alanı; 118 bin 130 hektar. Çayır, mera: %4, ormanlık alan: %64, tarım dışı alan ise %18’dir.

Ürettiğimiz ürünler; buğday, patates, silajlık mısır. Bunun yanında Bolu, Türkiye’nin beyaz et ihtiyacının %25’ini karşılamaktadır. Yılda 475 bin ton et üretiliyor. Bunun dışında, Bolu’ya özgü; ıza buğdayı, Kıbrıscık pirinci, Bombay fasulyesi ve az miktarda Bolu fındığı üretimi var. Bolulu çiftçiler geçimini, genelde orman ürünlerinden, tarımdan ve tavukçuluktan sağlamaktadır. Tavukçuluk sektörü Bolu’da, büyük bir oranda istihdam sağlamaktadır.”

“KAPSAMLI BİR EKONOMİK KRİZLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Daha sonra Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Özden Güngör, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya olduğunu söyleyerek, çiftçinin ve yerli üretimin sorunlarına değindi. Güngör; “Enflasyondan işsizliğe, yoksullaşmadan ekonomik olgunluğa kadar hayatımızı her alanda olumsuz etkileyen kapsamlı bir ekonomik krizle karşı karşıya bulunuyoruz. Yapılması gereken şey, ithalat kolaycılığına dayalı ekonomi politikaları yerine üretim ekonomisini, sermaye öncelikleri yerine kamusal çıkarları, lüks ve savurganlığa dayalı yönetim anlayışı yerine tasarrufları, gündelik politikalar yerine planlı kalkınmayı önceleyen bir anlayışın öne çıkartılmasıdır.

“ÇİFTÇİMİZ NEDEN ÜRETEMİYOR?”

Tarımsal üretimimizin talebi karşılayamaması nedeniyle her geçen gün artan tarımsal ithalat, gıda güvenliğimizi tehlikeye düşürmekte, ülkemizin dışa bağımlılığını artırmakta, çiftçilerimizin karlı bir üretim yapamayarak üretim süreçlerinin dışında kalmasına yol açmaktadır. Üretimdeki sorunlara çözüm getirilerek, üretim maliyetlerinin düşürülüp çiftçinin kazandığı, tüketicinin makul fiyatlarla ürüne ulaşabildiği bir sistemin kurgulanması yerine, düşürülen veya sıfırlanan gümrük vergileri ile çiftçiler adeta cezalandırılmaktadır. Bu durumun akla getirdiği ilk soru: Neden talebimizi karşılayacak üretimi gerçekleştiremiyoruz? Çiftçimiz neden üretemiyor? Bu sorulara verilecek ilk yanıt, girdi fiyatlarının yüksekliği ve çiftçimizin kazanamıyor olmasıdır. Çiftçimizin üretimi sürdürememesinde tarımsal desteklerin yetersiz olması da önemli bir olumsuz etkendir” diye konuştu.

Köroğlu Gazetesi