Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

ASIRLIK ÇINAR KADİR YETKİN 103 YAŞINI TRT EKİBİ İLE KUTLADI

14.03.2013
1.765
A+
A-

(Mengen.Gen.Tr Özel Haber)

Kadir Yetkin  Mengen’de belgesel proğram yapan TRT Televizyonu Ömür Dediğin ekibi ile 103 yaşını pasta keserek kutladı.

Mengen’in asırlık çınarı Kadir YETKİN’ 103 yaşına bastı.Beşler Mahallesinde tek başına ikamet eden YETKİN’e günlük gelen bakıcısı yardımcı oluyor.Yüz yaşını 3 yıl aşan Yetkin ben 3 yaşımdayım diye espri yapıyor. Karşılıklı yapılan sohbette hafızası çok sağlam olan asırlık çınar yaşamı boyunca içki ve sigara kullanmadığını ve doğal beslendiğini ifade etti.Ömür dediğin proğram yapımcı,yönetmen ve sunucusu  Zeliha İlhan Doymuş:Kadir Yetkin amca ile yakında yayınlayacağımız belgesel çekimlerinde bir sürprizle karşılaştık.Kadir amcanın doğum günü 14 Marttı bizde Ömür Dediğinden mutlu yıllar yazılı pasta ile doğum gününü beraber kutladık,o mutluluktan payımızı aldık dedi.Kadir Yetkinin doğum gününde Belediye Başkan vekili İlyas Çalış ve komşularda bulundular.Ardından Yetkinle yapılan söyleşiyi kaleme aldık.

14 Mart 1911 Doğumlu Kadir YETKİN (103) kendi hayatı ve Mengen tarihi ile ilgili şunları söyledi:

Ulu Önder Atatürk ile olan anılarını da anlattı;

Ben ilk defa gurbete babamla birlikte İstanbul’a gitmiştim. Her sabah Atatürk’ü görmek için Dolmabahçe Sarayı’na giderdim bana zabıtalar “Yine mi geldin canavar.” derdi.Kapının önünde beklerdim. İlk kez Atatürk’ü orada görmüştüm. Beni her gördüğünde başımı okşar ve öyle geçerdi.Atatürk, mavi gözlü uzun boylu çok zeki biriydi. Toplantılarda hep konuşmaları; hep memleket müdafaası ile ilgiliydi.

Babam gazeteci olduğu için bende her yere girerdim. İstanbul’da  O zamanlar basın kartımız vardı, öyle girerdik. Basın kartı olmayan insanlar giremezdi. Görüşmeler hep böyle geçti. Ulu önder Atatürk kuru fasulyeyi çok severdi. Zamanın padişahı ise Atatürk’ü çok severdi. Atatürk askerliği sırasında her sene terfi ederdi. Bu kimseye nasip olmamıştır.İngilizlerin İstanbul’u işgal etmesinin ardından Gül Cemal Vapuru ile Zonguldak’a geldim. İş aradım ve  Zonguldak vilayetinde valinin yanında çalıştım. Bir müddet sonra mektupçu beyle görüşmemiz sırasında maaşımın azlığıyla ilgili olarak kömür İşletmesi’nin müdürü ile mektupçu beye ricada bulundum. Vali beyle görüşmesini istedim. Bu sırada odaya gelen müdür, Vali beyle  görüşüyorlardı. Mektupçu vali beyin yanına gitti. Benim şirkette görev almam için ricada bulundu. Görüşme sırasında; “Genel müdür yarın muhasebe müdürünü görsün.” dedi. Ertesi gün şirketin muhasebe müdürüne gittim. Bana bir masa verdiler. Orada çalışmaya başladım

1938 yılında Atatürk’ün, Samsun’dan İstanbul’a dönüşü sırasında Zonguldak valisine telsizle Zonguldak’a uğrayacağını, Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri müdürü Yunus Nadi bey bildirdi. Bunun üzerine köşkte ağırlamak için vali beyle görüşüldü. Zonguldak halkı, Yavuz zırhlısını görmek için iskeleye akın etti. Atatürk’ün, vapurdan çıkması ile halkın heyecanı Zonguldak’ı titretti, alkış fırtınası koptu. Ardından köşke hareket edildi ve yemek hazırlığı başladı. Atatürk’ün yanında Alman Reis-i Cumhuru bulunuyordu. Genel Müdür serviste benimde bulunmamı istemişti. Gençliğimden dolayı çok heyecanlanmıştım. Yemek verirken, Atatürk; “Sen burada mı çalışıyorsun?” diye bana sorup “Evet, paşam” dememle birlikte Alman Reis-i Cumhuru’nun kolunu oynatması üzerine yemek döküldü. ATATÜRK: “ÇOK ELEMAN YETİŞTİRDİM AMA UŞAK YETİŞTİREMEDİM.” dedi. Yunus Nadi Bey bu sözü tarih kitaplarında yer aldırdı.

“Bir müddet Zonguldak’ta çalıştıktan sonra Mengen’e döndüm.1944 depreminde Mengen’e geldim. Bir çok ev yıkıldı, çok kişi öldü. Eski evi yıktık ve yerine ev yaptırdık.O tarihte Türkbeşli Köyünün Muhtarı Olan Ahmet Burhan BAKIRLI beraber çalışalım dedi.İşten ayrılma dilekçemi şirkete yolladım. Köy katipliği görevine başladım çünkü doğup büyüdüğümüz vatanımız çok seviyordum. BAKIRLI ile Türkbeşli kasabanın kurulmasında beraber çalıştık. Ankara ile temaslara başladık. Cevdet Kerim İNCEDAYI ve Ali Fuat Paşayı bulduk. Ankara da Mengen kahvesinin sahibi hemşerimiz Murat Erginde bizlere yardımcı oldu ve orada bulunanları da yanımıza aldık ve çalışmalara başladık. Bizlere nüfusunuz az köyden kasaba olmaz dediler. Hükümetin sözcüleri olması sebebi ile işi temelden ele alarak bütün projeleri Cevdet Kerim İNCEDAYI hazırladı. Buranın devlet yoluna bağlanması için ısrar edildi. Ereğli’den de devlet yolu geçecekti ardından Zonguldak, Devrek, Mengen ve Gerede olarak yolun geçmesi kararı alındı. Kasaba olmamızın dosyası bir türlü genel kuruldan çıkmadı çok beklettiler. Uzun süren çalışmalardan sonra yol güzergahının bölgemizden geçme kararı alındı ve Ereğli hattı iptal edildi. Bu yol güzergahının ana yola bağlanması Cevdet Kerim İNCEDAYI, Ali Fuat Paşa arasındaki görüşme neticesinde dosyanın genel kurula sevki kabul edildi. Aradan dört gün geçti T.B.M.M.’nin gece yapılan toplantısında buranın Mengen ismi ile Kasaba olması kabul edildi. İNCEDAYI gece saat 1’de Mengen’e telgraf çekti. Telgrafta MENGEN olarak kazanız hayırlı olsun (1948) yazıyordu. Resmi gazetede Mengen olarak ilan edildi. Haberi aldığımız gece tüm Mengen halkı sokaklara döküldü çevrede ne kadar davul ve köçek ekibi varsa toplandılar ve sabahlara kadar eğlence yapıldı. O heyecanı ve coşkuyu bu günkü gibi hatırlıyorum. Belediyenin ilk Başkanı Ahmet Burhan BAKIRLI ve bende ilk muhasebecisiyim. 1960 yılında görevimize ara verildi. Ecevit’in çıkardığı kanunla emekli oldum. İsmet ŞENTÜRK’ün Belediye Başkanlığında 65 yaşımda iken emekli oldum. Mengen’in ilçe olarak kurulmasında BAKIRLI’nın ve benim beraber uğraşlarımız oldu fakat sonunda başarılı olduk. Mengen’in ilçe olmasında büyük emekleri olan A. Fuat Paşa ve C.Kerim İNCEDAYI ilçemize uğradıklarında çok kısa bir süre kaldılar ve sadece Eşrefin kahvesinde ayran içtiler ve ayrıldılar.” dedi ve elinde bulunan 75 yıllık gazeteler hakkında da:”Ben 103 yaşındayım ve Allah’a şükür hatırlayabiliyorum. Bu gazetelerin basım evinde Mengenli gazeteci İbrahim KARBANCIOĞLU ve Yunus YETKİN (babam) görev alıyorlardı. Gazetenin ilk yayını 1919 yılında yapıldı ve 1920 yılında Atatürk tarafından kurulmuştu. Baş yazarı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’tü. Gazetenin kuruluş adı ‘Hakimiyet-i Milliye’ ve yazıları Osmanlıca idi. Yeni alfabenin kabulü ile ‘ULUS Gazetesi’ olarak yayına devam etti. Bende ki gazeteler ise kapı komşum DEMİRCİOĞLU’nun yıkılan ev enkazından bulananlar ve bana teslim ettiler. Bence ilçemiz adına tarihi önemi olan gazetelerin resmi kurumlar tarafından teslim alınması gerekli. Ulu önder Atatürk’ün ölüm haberlerinin yazılarının bulunduğu ve gerçek baskı kağıdı ile bu güne kadar saklanan gazeteler beni duygulandırdı. Yaşım 103 ve Ben Mengen’in köy olmasından itibaren ilçe tarihinde hep varım.” dedi.

Biz de canlı tarih Kadir YETKİN’e sağlıklı, uzun ömürlü yaşamlar dileriz…

Hüseyin VARLIK

DSC_5287 DSC_5288 DSC_5293 DSC_5296 DSC_5301 DSC_5302 DSC_5305 DSC_5308 DSC_5317 DSC_5318 DSC_5321 DSC_5323 DSC_5326 DSC_5327 DSC_5341 DSC_5344 DSC_5341111111

 

YORUMLAR

  1. Mehmet Tuncer dedi ki:

    Sayın Mengen Haber yetkilisi,
    1990’lı yıllarda, Kadir Amca’nın evini ziyaret etmiş ve Mengenli öğrencilerimizle bereber bir söyleşi yapmıştık.
    Bu söyleşide;
    1..Kadir Yetkin ile Atatürk’ün, Zonguldak Kömür Ocakları Misafirhanesi’nde karşılaşmalarının 1936 yılında gerçekleştiğini,
    2. Atatürk’ün konuğunun İngiltere Kralı VIII. Edward olduğunu,
    3. Ataürk’ün konuğuna; ” Ben bu memleketin insanlarına her şeyi öğrettim ama uşak olmayı öğretemedim! dediğini,
    4. Aynı bilginin, Yunus Nadi yazılarında ve dönemin Lise Tariih kitaplarında yer aldığını,
    5. Kadir Amca’nın bu güne ait fotoğraflarını, Bolu Milli Eğitim Yayınevi Satış Mağazası Müdürü’ne verdiğini ama geri gelmediğini,
    6. Kendisi, Kömür ocaklarında muhasebeci olarak çalışırken, Atatürk’e garsonluk fikrini, Zonguldak valisinin önerdiğini bizzat Kadir Amca anlatmıştı. Mengeli dört öğrencimin de bulunduğu bu söyleşide kaydettiğimiz bilgilerdeki farklılıkların kamuoyuna ve TRT Proğram yapımcılarına yansıtılması dileğiyle saygılarımı sunarım. Mehmet Tuncer.