Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Avrasya – Türkiye, Turizm Savaşları ve Sun Tzu

Avrasya – Türkiye, Turizm Savaşları ve Sun Tzu
30.12.2014
534
A+
A-

Avrasya, strateji biliminin deney tahtasıdır. Bu devasa coğrafyada ülkeler arası ilişkiler yılda birkaç takla atar. Dünün düşmanları bir anda dost olabilir, en azılı düşmanlar bir yıldan az bir zamanda kol kola girebilir.

Asya-Avrupa kütlesi, jeostratejistler tarafından tek bir kıta gibi algılanır ve Lizbon’dan Vladivostok’a kadar olan coğrafya Avrasya olarak tanımlanır.

Avrasya anlaşılmaz, kuralsız ve vahşi bir coğrafyadır. Masaya briç oynamak için oturulur, bir süre sonra taraflar kendilerini poker oynarken bulabilirler. Zira bu coğrafyada dengeler sürekli cilt bir kazanan/kaybeden terazisi üzerine kuruludur.

Avrasya, küresel egemenlik peşinde koşan güçlerin iktidar mancınığıdır. Bu dev coğrafyaya egemenlik, Dünya’ya yön verme hakkını sağlar.

Avrasya’nın en zor bölgesi ise Türkiye’dir.

En başta jeopolitik konumundan ötürü böyledir. Coğrafyacılar Türkiye’yi Batı ile Doğu’nun birleşme noktası olarak tarif ederler ve bu birleşmeye çoğu zaman kutsal bir anlam yüklerler.

Türkiye, Batı ile Doğu’nun birbirine çok yakın siperlerde, her an kapışmaya hazır oldukları bir cephe ülkesidir de. Coğrafi koordinatlarınız ve emperyal mirasınız, size, böyle bir cepheleşmede tarafsız kalma lüksü tanımaz.

Bağımsız politikalar uygulamanızdan rahatsız olan küresel aktörlerin ellerindeki röntgenlerde, Türkiye’nin jeopolitik karnının bütün fay hatları olanca netliği ile görülmektedir. Bu fay hatlarına, belirli periyotlar ile uygulanan güç denemeleri, Türkiye’yi zafiyete düşürebilmektedir.

Türkiye’de yaşamak zordur.

Türkiye insanı uzun zamanlardan bu yana gardını almış pozisyonda yaşamak zorundadır, bu pozisyon adeta içselleştirilmiştir. Türkiye’de iktidar hep birilerini ötekileştirme ve onun üzerinden haklılığını, güçlülüğünü kanıtlama üzerine kurulmuştur. Her ötekileştirilen iktidarı düşman bellemiş, kin, öfke, güç biriktirmiştir. Gerginlik sorundur. Zorluktur.

Türkiye’de yatırımcı olmak da zordur.

Çünkü Türkiye’de yatırımcıların Batı’lı rakipleri karşısında çok önemli bir dezavantajları vardır.

Değişken politik ve ekonomik gündem, yatırımcılara uzun vadeli düşünme, stratejik kararlar alma ve bunlara odaklanma fırsatı tanımaz. Batı’lı rakipler 5-10-20 hatta 30 yıllık geleceğe yatırımlar yapma avantajını kullanır.

Kurlar, rekolte, politik senaryolar, iklim gibi önemli faktörlerde, yanılma payı çok düşük öngörüler üretebilirler. Bu öngörülere dayanarak uzun vadeli politikalar oluşturabilirler. Türkiye’de, bir ay sonrası için tahmin yapmak, en başarılı ekonomi- politik falcılarının bile zorlanacağı bir iştir.

Türkiye’de turizm yatırımcısı olmak daha da zordur.

Gerek Devlet politikaları, gerekse Bölgesel istikrarsızlık açısından bakıldığında en zor yatırım alanı olarak turizmi tespit etmek mümkündür.

Turizm, hayat karşısında bir kelebek hassasiyetindedir. Ekonomik belirsizlikler, terör, savaş, salgın hastalıklar, iklim dengesizlikleri, biyolojik terör, Ülke içi istikrarsızlık tatilcileri bir anda tercih değiştirmeye zorlar.

Türkiye turizminin, birkaç yıl sonrası için vaziyet alabilmek gibi bir şansı dün yoktu, bugün yok, uzun bir süre de olmayacak gibi görünüyor.

Bu girişten sonra, politika oluşturan, karar alan, yatırım yapan meslektaşlarımı bir bilge savaşçı ile tanıştırmak isterim.

SUN TZU

Bıraktığı eser sadece muharebe alanlarındaki çarpışmalarda değil, hayatın her alanında, yüz yüze olduğumuz kapışmalarda rehberlik edebilecek bir teorik derinliğe ve her zaman taze kalacak güncelliğe sahip.

Türkiye’de, turizmcilik bir savaş ise.

SUN TZU’yu anlamak, kavramak ve bilgece önerilerinden küresel kavgamızda yararlanmak zorundayız.

“Belirli bir teşebbüs ruhu geliştirmeden savaşlarını kazanmaya ve saldırılarında başarılı olmaya çalışan kişinin kaderi kötüdür. Sonuç zaman kaybı ve genel durgunluktur. Savaşlarında ve saldırılarında başarıyı garantilemek isteyenler uygun anlar geldiğinde görüp değerlendirebilmeli ve kahramanca eylemlerden ürkmemelidirler. Yani ateşle, su ve benzeri araçlarla saldırı yöntemlerine başvurmalıdırlar. Yapmamaları gereken şey, ki bunun kendileri için zararlı olacağını göreceklerdir, sessizce bekleyip sadece sahip oldukları avantajlara güvenmektir.”

İzin verirseniz yukarıdaki paragrafı kendi işletme ve yatırım anlayışıma göre bugüne uyarlayayım;

“Bir girişim ruhu olmadan, genel yatırım rüzgarı öyle esiyor diye bir yatırıma girişen sermayedar başarısız olmaya mahkumdur. Kazmayı vurduğu andan itibaren bir strateji belirlemeden, kısa ve orta vadede sektörün başına gelebilecek kazaları öngörmeden ve bu öngörülere göre hazırlıklar yapmadan yapılan bir girişim ilk darbede yara alacaktır. Yatırım düşüncelerinde ve rekabet dünyasında başarıyı garantilemek isteyenler uygun zaman ve şartlar geldiğinde bunu değerlendirebilmeli ve cesur kararlar alabilmelidir. Yani, kaliteyi daha da arttırarak, agresif tanıtım ve satış programlarını hayata geçirerek rakiplerine saldırmalıdırlar. Fırsat zamanları geldiğinde, avantaj gibi görünen konumlarına güvenerek, edilgen bir bekleyişi tercih etmek rekabette geride kalmak anlamına gelecektir.”

Sun Tzu Usta ile devam edelim;

“Düşmanın durumunu öğrenmelisiniz ”

“Rakiplerinizin hücrelerine kadar girip bütün işleyişi, bütün programlarını öğrenmelisiniz. Rakipler, genellemesi ile turizmde Bölgesel rakiplerinizi, sektörün devlerini ve bu devlerin arkasına Devlet iradesini koyan hükümetleri kastediyorum. Böylesi bir ekonomik/politik istihbarat çalışması ise turizm şirketlerinin arkasında bütünü ile bir Devlet iradesini de gerektirir.

“Askerlerinin durumunu bilmelisin”

Rakiplerinin saldırıya hazırlıksız olduğunu biliyorken, yetişmiş kadrolarının, personelinin saldırıya geçecek durumda olmadığından haberiniz yok ise, başarıya giden yolun yarısındasınız. Ülke ya da Bölge ölçeğinde geliştireceğin bir dizi hamleye başlamadan önce bu hamlelerde kilit rol oynayacak kadrolarının moral, fiziksel, ekonomik şartlarını bilmiyorsan, başarı zorlaşır.

“Savaşacağın arazinin şartlarını incelemelisin”

Yatırım ya da tanıtım/pazarlama atağı başlatacağın pazarların demografik, ekonomik, kültürel, politik koşullarını biliyor olman gerekir. Çölde kum işletmeciliğine, kutuplarda buz fabrikası kurmaya soyunmanın trajikomik neticesi ile karşılaşman mümkündür. Pazarın beklentileri, tercihleri ile örtüşmeyen ürünler ve bu ürünlerin tanıtımı ters teper. Daha spesifik bir örnek vermek gerekirse, kendisi de bir Sağlık Turizmi arz merkezi olan Hindistan’a, tedavi merkezlerin üzerine bina edilmiş bir satış/pazarlama programı ile gidersen, arkana zil takıp oynatmadıklarına dua etmen gerekebilir. Çin’de, spa işletmelerindeki uzak doğu terapileri üzerine bir senaryo ile hareket edersen, nezaketleri gereği gülmezler, ama gülmekten beter ederler.

“Şartlar oluştuğunda hiç durma, ilerle”

Bu nedenle deneyimli yatırımcı, uzman, girişimci bir kez harekete geçtiği zaman asla şaşırmaz; bir kez kampını bozduğu zaman asla kayba uğramaz. Kampını bozmak kavramını ekonomiye uyarlarsak, atıl pozisyondan atak pozisyona geçmek, duran kaynaklarını devreye sokmak, yatırım hamlesine girişmek diyebiliriz. Rakiplerinizi ve kendinizi tanırsanız başarınız kesinleşir. Ortamı, sosyal manzarayı, politik havayı doğru tanımlarsanız, zafere yolculuğunuzu kimse ve hiçbir şey engelleyemez.

* Siyah font ile yazılı cümleler Bilge Savaşçı Sun Tzu’nun 2500 yıl önce kaleme aldığı Savaş Sanatı kitabından alıntılanmıştır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.