Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

BOLU’NUN İNCİSİ

22.12.2013
2.653
A+
A-

Anavatanı Güney Amerika olan ve ilk kez And dağları’nda yabani türler olarak keşfedildiği düşünülen patates ilk olarak yaklaşık 7,000 yıl önce Peru’da ekilmeye başlanmış mucize bir bitki.

Avrupa’ya ilk kez İspanya’lı bir gezgin tarafından getirilmiş ve aynı yıllarda İspanya’da ekilmeye başlanmış. Fransada 1540’larda ekilmeye başlamış ve Osmanlı mutfağına ise Fransa’dan 110 yıl sonra girmiştir.

Çiğ patatesin %70-80’i su ve %20’si karbonhidratlardan oluşur. Mineral ve vitamin içeriği bir insanın dengeli beslenmesi için oldukça iyi bir düzeydedir.
Gelişmiş ülkeler günlük protein ve vitamin ihtiyacının büyük bölümünü patates tüketerek karşılamaktadır ( günlük proteinin % 16’sı, vitamin gereksiniminin % 40’ı patatesten ).

100 gram patates, bir insanın gereksinim duyduğu günlük proteinin % 7’sini, demirin % 10’unu, C vitamininin % 20-50’sini, B1 vitamininin % 10’unu ve enerji ihtiyacının % 3’ünü karşılar.
Patateste protein oranı düşük gibi görünmesine rağmen proteinin net kullanma değeri yani kalitesi oldukça yüksektir.

Bol miktarda A, C ve B vitaminleri ile potasyum,bakır, triptofan, manganez, diyet posası, magnezyum ve kalsiyum içeren patates, protein, demir ve fosfor da içerir.

Vücuda enerji verdiği, halsizliği ve yorgunluğu giderdiği bilinen patates şeker hastaları için de faydalıdır. Patates yapısında bulunan bileşikler (bol potasyum içerir) kan basıncını düşürücü etki gösterir.

Damar sertliğini gidermeye yardımcı, sindirimi kolaylaştırıcı ve kabızlığı önleyici etkisi de var. Bağırsak şişliğini ve hemoroid ağrılarını da azaltıcı etkiside gösterilmiş. El ve ayak çatlaklarına iyi geldiği ise iyi bilinen bir yönü. Halk arasında bağırsak kurtlarını düşürmeye yardımcı olarak, böbrek taşını düşürmede ve cilt bakımında da kullanılıyor. Çok daha başka yararları da olan patatesin belkide en önemli özelliği anti-kanser olması.

Patates ve Kanserden koruyucu (anti-kanser) özelliği
Amerikan kanser birliği‘e göre 2011 yılında 1.6 milyon yeni kanser tanısı almış hasta daha mevcut kanserli hastalara katılacak. Günümüz zaten kanser devri maalesef. Gıda katkı maddeleri, kirli hava, stres,radyasyon, fast food alışkanlığı, genetik faktörler vs birçok yeni ve klasik nedenlerle kanser hızı gittikçe artıyor. Bu nedenle artık tüm kanser dernekleri ve sağlık otörleri tarafından diyetlerin anti kanser özelliği olan gıda ve gerekirse vitamin-minerallerce desteklenmesi gerektiği açıkça vurgulanıyor. Bizde elimizden geldiğince bu kanserojen faktörleri minimize etmeye yönelmeliyiz.

Ben aynı zamanda çok da sevdiğim patatesin kanserden koruyucu özelliği ile ilgili birkaç çalışmadan örnek vereceğim.
Uluslararası patates merkezine göre tatlı patatesin yaklaşık 8000 tipi (sarı,yeşil,mor…) bulunuyor.
Patates karbonhidrat, vitamin A,K,C ve B vitaminleri ile kafeik asit gibi kanserle savaşan güçlü antioksidan kaynağıdır.

Japonyada 2005 yılında meme kanserli sıçanlarda yapılan bir çalışmada yemlerin % 5’inin tatlı patatesle oluşturulması ile kanser büyümesinin azalma olduğu görülmüştür.

Mesane kanseri ve mesane taşı olan hastalarda, diyetle tatlı patates tüketiminin artırılmasının kanser gelişimini azalttığı görülmüştür

Japonyada renal kanserli hastalarda yapılan bir başka çalışmada ise patates tüketiminin artırlması ölüm hızı azalmış olarak saptanmıştır .

Lösemi hücrelerinin üzerine patatesin etkisini inceleyen başka bir çalışmada, deneysel olarak patates lösemi hücrelerinin çoğalmasını engellediği görülmüştür.

Bir başka çalışmada karaciğer kanserli farelere patatesten elde edilen antioksidan belirli bir doz verildiğinde kanser büyümesinin % 33.3 oranında azaldığı görülmüştür.

301 akciğer kanserli ve 602 sağlıklı kontrol hasta üzerinde yapılan bir çalışmada diyetle patatesi fazla tüketme ile ortalama % 43-65 arasında akciğer kanseri gelişiminde risk azalması saptanmıştır.

Tabi bu konuda yapılan çok sayıda çalışma var. Burada önemli olan diyetimizi -hele günümüz koşullarında- mümkün olduğunca fast food’dan uzak ve doğal gıdalara kaydırmak. Özellikle iyice yıkanmış ve deniz tuzunun içinde kabuğuyla beraber pişirilmiş bir patatesi haftada en az iki kere yemenizi ve rutin diyetinizden patatesi hiç çıkarmamanızı özellikle öneriyorum.

Elvan GÜRER
elvan@havadis.net
Bolu Havadis

YORUMLAR

  1. Kenan KIYASOĞLU dedi ki:

    Başlık olarak ” PATETESİN MUCİZESİ ” yazılsaydı !!!