Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Tahsin AKDUMAN

13.02.2017
1.604
A+
A-

Elimizden geldiğince bazı mahalli gazetelerimizde günlük olaylarla ilgili fikir ve görüşlerimizi ifade ediyoruz. Bazen de bir konu üzerinde yaptığım araştırma neticelerini ve kendi yorumlarımı aktarma imkanı buluyorum.

Son birkaç yazımı okuyan okurlardan ismini yazamayan birisi; yazdığımız yazıları bilerek mi yazdığımı, para ile mi yazdığımı, akıl, fikir, beyin yoksunu olduğumu, şıp diye anlayış yoksunu olduğumu, edep dairesinin dışına çıkarak yorum yazmış. Başka ismini yazamayan biri bir yazım için; vebal altına girdiğimi, insanları yanılttığımı, kandırdığımı, kendi çıkarlarıma çalıştığımı, 15 yıldır yalan söyleyip hiçbir fabrika bile dikmediğimizi iddia ediyor. Başka ismini yazamayan birisi ise, benim beklentim olduğunu, birisini nakarat ettiğimi falan iddia etmektedir. Birinci olarak; bu arkadaşlar okumuyor, araştırmıyor, dinlemiyor, ne dediğimizi anlamıyor sadece karşı olmak için olduklarını sanıyorum.

Öncelikle şunu söyleyeyim; kimseyi inandırmak zorunda değilim. Fakat inanmasalar da şunları söyleyeceğim: Ben Allah’a şükür aklım yerinde, aptal değilim. Okuduğumu, dinlediğimi anlayıp analiz edebiliyorum şükür. Kişiler, fikirler hakkında saplantım yoktur. Yazdığım, yaptığım, inandığım doğrularım için kırk sene önce neysem oyum. 33 yıllık memuriyet hayatımda da benimle çalışanlar, yakın çevrem beni iyi bilir, bilmeyenler onlara sorabilir. Para ile iş görmem. Yapacaksam bir iyilik Allah rızası için yaparım. Edepsizliğim görülmemiştir. Kimseyi kırmak istemem. Hak edenlere gerekli davranış gösteririm. Hele insanları yanlış yönlendirdiğim, kandırdığım hiç görülmemiştir. İnanmadığım bir şeyi dostuma ve çevreme tavsiye etmem. Çıkarlarım için insanları yönlendirmem. Mensubu bulunduğum hareketin 15 yıldır insanların yararına ve refahına yaptığı hizmetlerin tutarı 80 yıldır yapılanların belki 50 katıdır. Bunu ancak nankörler kabul etmemektedir. Birde kimseye körü körüne fikren ve zihnen tabi olup kapılmam. Doğru olanların destekçisiyimdir.

Bazı insanlar çeşitli önyargı, garez ve korkuları ile bazı olayları zamanında iyi tahlil edemeyebilirler. İleride meseleleri anladıklarında içlerindeki burukluğu ölünceye kadar yaşayacaklardır.

Birde bu arkadaşlara son sözüm; Herkesin akıllısı siz misiniz, bu milletin aklı yok mu? İki ay sonra referandum oylaması var. Bu millet aptal değildir. Milletim tahsili olmasa bile feraseti dünyanın en mutena insanlarından müteşekkildir. Milletin kararına saygılıyız. Siz de saygılı olun.

Bilindiği gibi dünya hayatı tecrübe üzerine kurulmuştur. Teknolojik gelişmeler bizden önceki insanların düşünce ve akıl birikimlerinin bize aktarılması ve bizim çağımızdaki insanların da bunları geliştirmesi ile meydana gelmişlerdir. Gelecek nesiller de bizim tecrübelerimizi alarak daha ileriye götüreceklerdir. Bunun sonucunda eski devirlere nazaran hayatımız kolaylaşmıştır. Nasıl fen ilimleri tecrübelerin birleştirilmesi sonucu gelişmişse, sosyal, siyasal, hukuk, vb gibi konularda da geçmiş tarihi tecrübeler günümüze ışık tutmuş ve yönetim ve idari bilimler dünyada bugünkü halini almıştır.

Bir işi yapmayan onun tecrübesini edinemez. Okuyarak bilgi sahibi olabilir. Ama her şeyi kitaplar maalesef yazmaz, yazamaz. Tecrübe bizzat yaşanılarak öğrenilir.

Geçmiş dönemde Devletimizde çeşitli önemli görevler yapmış, merhum-rahmetliler Süleyman Demirel, Necmeddin Erbakan, Alpaslan Türkeş, Turgut Özal, Muhsin Yazıcıoğlu verdikleri beyanatlarda Türkiye’nin büyüdüğünü, daha etkin bir icra sisteminin gerekli olduğunu, bizim yerimizde patinaj yaptığımızı bunun için tek meclis ve halkın doğrudan seçtiği BAŞKANLIK sistemine geçmemiz gerektiğini ifade etmişlerdir. Bu beyanları medya organlarında görüntüleri ile izlenmektedir. Kuşkusuz bu liderlerimiz, bu insanlar Türkiye’yi yönetirken, yönetimin başında iken çektiği sıkıntıları bilerek bu sözleri söylemişlerdir. Başkanlık Parti programlarında olduğu halde bunu siyasetin olumsuzlukları yüzünden gerçekleştirememişlerdir.

Benim bilebildiğim geçmiş tarihlerde Türkiye’nin çektiklerini unutmuş değiliz. 61 ve 82 anayasalarının vesayet sisteminin nasıl milletin önüne çeşitli kurumları koyarak milletin iradesine set çektiğini unutmadık. Siz Başbakanı seçseniz dahi tüm yetkiler Cumhurbaşkanı, AYM, HSYK, YÖK, ASKER, YARGI vs. de bittiğinden icraat yapılamamış ve muktedir olunamamıştır. Bu vesayet kurumlarının en çok istediği koalisyonlu dönemler olmuştur. Bu dönemlerde memleketin kaymak tabakasına sağlanan imkanlar milletin alın terinin çalındığı yani iktidarının çalındığı yıllardır. Merhum-rahmetli Bülent Ecevit dahi kendi seçtiği Cumhurbaşkanı tarafından refüze edilmiş ve iktidardan edilmiştir.

Günümüzde Milletini çok seven bir insan olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan önderliğinde cesur bir Başbakan ve kaliteli değerli insanlardan oluşan TBMM simiz bir karar almış ve vesayetçi 82 Anayasasının değiştirilmesi kararını çıkartarak Milletimiz önüne, referanduma sunmuşlardır. Tüm bu insanlar cesaret ve hizmetleri ile tarihe geçmişlerdir. Milletimiz bu insanlara müteşekkirdir ve hizmetleri unutmayacaktır.

Milletine güvenen, milletten yani evet-Hayır ın oylanacağı sandıktan korkmaz. Anayasa Mahkemesine iptal için gitmez. Milletin önüne gelecek Anayasa teklifini AYM ye götürenler Milletin oyundan- kararından korkanlardır. Milletini seven onun vereceği karara saygılı olur. Madem sandık konulmuş buraya gider oyunu kullanır. Milletin verdiği kararı da öpüp başına koyar.

İki ay içinde yapılacak olan Anayasa referandumunu tarihi bir fırsattır. Bu tarihi fırsatı iyi değerlendirip ona göre karar vermeliyiz. İleride ki ah- vah larımız fayda etmeyecektir. Kötü sonuçlara sebep olanlar bu işin vebalinden kurtulamayacaklarıdır.

Türkiye’nin geleceği, Milletimizin bahtının açılması için Referandumda EVET diyor ve Tüm Aziz Milletimizi de EVET demeye davet ediyorum.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR