Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

GÖMÜLMEYEN ÖLMELERIMIZ

10.11.2019
950
A+
A-

GÖMÜLMEYEN ÖLMELERIMIZ

Bedensel yaşamımız bitince gömülüyoruz.
Ama o ana kadar pek çok parçamız pek çok şekilde ölüyor aslında.
Bir arkadaşım yaşanmış olan şu diyaloğu anlattı;
“-Teyze başınız sağolsun,
-Sağol evladım
-Kim öldü teyze?
-Ben öldüm.
-Sen mi öldün?
-Şeker hastasıyım, şeker bacağıma vurunca bacağımı kestiler. Kesilen bacağımı gömüyorlar ben ölünce kalanımı da oraya gömecekler.”
Ölen bacağı gömülmüş teyzenin, oysa gömülmemiş birçok ölümümüz var herbirimizin. Parça parça ölüyoruz, parça parça.
Gözlerimiz ölüyor, hayatın içindeki, ‘an’daki güzellikleri göremiyoruz, bakıp geçiyoruz, bakıyor ama görmüyoruz.
Burnumuz ölüyor, koku duyumuz, koştururken hayatın içinde hangi çiçek nasıl kokar bilmiyoruz, doğanın kokusunun insana verdiği huzuru hissetmiyoruz. Denizin kokusunu, bir insanın teninin kokusunu, meyvelerin o hiçbir şeye benzemeyen müthiş kokularını duyumsamıyoruz.
Kulaklarımız ölüyor, “kendi hayatımızın bencilliğine” kapılıp doğanın sesini duyamıyoruz, çekirgelerin sesini dinlemiyoruz, kuşların sesini, bir derenin, şelalenin sesini… ya da bir dostun acı çeken sesini… İşitiyor, ama duymuyoruz. En şahane müziklerin notalarının bir araya gelişlerinin sesini duymuyoruz. Sonra da Nietzsche’nin dediği gibi: “müziğin sesini duymayanlar, dans edenleri deli sanıyor!”
Algılarımız ölüyor, daraltıyoruz zihnimizi, hayatın düz sığlığında kaybediyoruz derinliğimizi.
İyi niyetimiz ölüyor kötülüğün gücünde.
Sevme becerimiz ölüyor.
Merak duyumuz ölüyor, keşfedilecek onca şey varken.
Yaşama sevincimiz ölüyor, güvende hissetmek uğruna, yaşanma ihtimali olan onca deneyimi kaçırıyoruz.
Ölüyoruz…
Parça parça.
Sonra bedenimiz ölüyor.
Ve
Gömülüyoruz.
YORUMLAR

  1. turgut tabak dedi ki:

    “İyi niyetimiz ölüyor kötülüğün gücünde.
    Sevme becerimiz ölüyor.
    Merak duyumuz ölüyor, keşfedilecek onca şey varken.
    Yaşama sevincimiz ölüyor, güvende hissetmek uğruna, yaşanma ihtimali olan onca deneyimi kaçırıyoruz.”

    Özellikle bu kısmına bayıldım.
    Paylaşımınız için teşekkür eder, başarılarınızın devamını dilerim.

    1. teşekkür ederim, selamlar