GÖRMEK-Tahsin AKDUMAN
Her gün yüzlerce kez aynı rutin hareketleri yaparız. Aynı sokaktan günde belki 5- 10 sefer geçeriz. Gazeteciden gazete almaya giderken aynı yoldan gider okuyarak geri geliriz. Bazen işimizi yaparken de alıştığımız belirli görevleri yaparız. Kendi sahip olduğumuz melekelerimizi ve kabiliyetlerimizi dahi bazen unuturuz. Bazen bir sokaktan geçerken sadece bildiğimiz eve veya mağazaya dikkat ederiz. Diğerlerine alıcı gözle bakmayız. Bazen bir ağacı, bir levhayı veya senelerdir orada duran bir cismi hiç görmeyiz. İşyerimizde bir çalışanı her gün geldiği halde bazen hiç fark etmeyiz, adını dahi bilmeyiz.
Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkın gezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arka koltukta tek başına oturan çocuğa:
-“Buraların yabancısıyım, Parkın hemen yanı başındaki fırını arıyorum. Çok yakın olduğunu söylediler. “ demiş.
Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:
-“Ben de buraya ilk defa geliyorum, Ama sağ tarafa gitmeniz gerekiyor herhalde.” demiş.
Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuş ister istemez. Çocuk:
-“Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz?) diye gülümsemiş. (Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.”
-“İyi ama, “demiş adam.
-“Bunların parktan değil de tek bir ağaçtan gelmediği ne malûm?”
-“Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez,” diye atılmış çocuk. “Üstelik, manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız, fırından yeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.”
Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden bir kâğıt para çıkartıp teşekkür ederken, fark etmiş çocuğun kör olduğunu.
Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış, adamın kendisini fark ettiğini.
Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken:
-“Üç yıl önce bir kaza geçirmiştim,” demiş. “Görmeyi o kadar çok özledim ki. Sizinkiler sağlam öyle değil mi?”
Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:
-“Artık emin değilim,” demiş. “ Emin olduğum tek şey, benden iyi gördüğündür….”
Etrafımıza, çevremize daha bir dikkatle bakalım. İşlerimizi daha bir özenle yerine getirelim. Hele olayları duygularımıza, önyargımıza veya birilerinin saptırmasına meydan vermeden aklıselimle, gerçeklerle ve vicdanımızla tartarak yorumlayalım. Bakar körler gibi olmayalım.
Yüzeysel bilgilerle yanlışa düşebiliriz.
Önce göreceğiz, sonra da doğrusunu ve en güzelini gerçekleştireceğiz. Bakan kör olmayacağımız gibi, vurdumduymaz bir insan da olmayacağız.
Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız.
ÇOK GÜZEL BİR YAZI;
BAKMAK İLE GÖRMEK HER İNSANDA OLMAYAN BİR MELEKEDİR.