Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Hüseyin KAYA TURLU YORUM

23.03.2013
822
A+
A-

Bolu Gündem gazetesinden aslına sadık kalarak yayına aldığımız köşe yazısını tüm Mengen Sevdalılarına sunuyoruz. Bolu Gündem yazar  ailesinin sorunlarının köşeye taşınmasını bir okuyucu ve gazeteci olarak kınıyoruz.Keşke Gündem gazete sahipleri bu yazıyı okuyup yayına öyle alsa idi.Unutulan bir ilçeye saldırı tekrarlanmış olmasa idi.Yazar bu gün var yarın yok ama Gündem Bolu ili ve ilçelerinde hep var olacağını unutmamalı.(Hüseyin VARLIK)

Mengen Kamuoyu ve Sevdalılarının gösterdikleri tepki üzerine malum yazarın yazısı Bolu Gündem sütunlarından kaldırılmıştır.

GAZETEMİZ KÖŞE YAZARLARINDAN BİRİ(Bolu Gündem)

 

Akademik kadrodan emekli olalı neredeyse altı ay olmuş.

Kimine göre emekliliğin tadı, kimine göre de yası yaşanırken bendeniz yeni iş potansiyelimi oluşturmaya devam ettim.

Bursa’da YENİ MARMARA isimli günlük bir gazetenin ortaklarından biri oldum.

Uzmanlık alanımla ilgili kuruculuk organizasyonunu yürüttüğüm “Turizm Araştırma Eğitim ve Uygulama Merkezi Derneği” nin (TURİMER) kurucu başkanı olarak çalışmalarım da devam etmekte.

Yaşam felsefemiz ölene dek çalışmak.

***

Geçtiğimiz günlerde, oldukça yoğun işlerimin arasında kısa süreli uğradığım gazetemizde, yazarlardan birini gördüm.

Birkaç kişi gazetede otururken içeri giren ve sessiz bir selam sonrası hızlı tempoyla matbaa tarafına geçen yazar arkadaşımız Mustafa Nuri Gürsoy du.

Az sonra, kendisiyle biraz sohbet amacıyla matbaa tarafına geçip oturduğumda yeniden hareketlendi ve aceleyle matbaayı ve gazeteyi terk etti.

Anladım ki şahsımla konuşmak istemiyor.

Neden diye düşünüp aramaya başladım.

Galiba buldum.

***

Öncelikle Mustafa Nuri Gürsoy’un yazılarını okudum.

Mengen’le ilgili “GASTRONOMİ FAKÜLTESİ MENGENDE OLMAMALI” yazımdan dolayı şahsıma eleştiri yaptığını ve bu nedenle mahcubiyetinden ya da belki tepki vereceğimi düşündüğünden konuşmak istemediğini anladım.

Şahsıma yönelik eleştiri yazısını tekrar tekrar okudum ve okuyucu yazılarıyla da desteklendiğini gördüm.

Genelde şu durumu yaşadığımı tam bu noktada not düşmeliyim.

Yazılarıma çok eleştiri gelir ve bir özgeçmiş yazımı siteye ekleyince eleştiriler genelde kesilir.

Öğrenirler ki bu adam bilmeden yazmaz ve amatör biri değil.

Genellikle duygusal nedenlerle eleştiri yapanlar uzmanlık alanımla ilgili yazdığımı anladıklarında eleştirileri bırakıyorlar, eğer çok eğitimsiz değillerse seslerini kesiyorlar.

***

Mustafa hoca’nın Mengen’le ilgili yazdığı yazıların duygusal olduğunu ve hemşerilik üzerinden kendisini sorumlu hissedip karşı eleştiriler yaptığını anladım.

Yazılarında ki yüzeyselliğin fazla olması nedeniyle ne zaman yazmaya başladığı öğrenmeyi istemekle birlikte ilk yazısını okumak istedim.

11.05.2009 tarihli “Merhaba heyecan” başlıklı yazısını bulunca, beden öğretmeni olmanın dayanılmaz hafifliği içinde, her konuya kafa göz yara yara girmesinin nedeni de ortaya çıktı

Mesleğini küçümseyen bir yaklaşımı ters motifli olarak Güner Ümit merkezli bir yarışma programı üzerinden aktarma kurnazlığı neden ilk yazıda kullanılsın sorusu aklıma geldi.

Beden eğitimi hocası olarak mesleğinden dolayı“Hoplayıver çekirge-zıplayıver çekirge” demesinler diye ilk yazısında pres yapmalı ki, sonradan ben demiştim diyebilsin.

Kurnazca ama yemezler hocam.

***

Hocam, küçük gördüğü mesleğine gerçek anlamıyla sahip çıkarsa spor yazarı olabilir belki…

Ama okuduğum yazılarında gördüğüm duygusallık ve içerik yüzeyselliği nedeniyle şimdilik sadece gazetede yazan olabilir.

Yazar mı, yazan mı olmak kendisine kalmış tabi ki…

Yıllarca ekmek parası kazandığı mesleğini küçümsediğini başkaları üzerinden anlatarak ilk yazısını yazan bir kişi her telden çalmaya kalkışmamalı.

Her derde deva “ASPİRİN HOCA” lakapları böyle durumlar içindir.

Uzmanlık alanı dışında yazar olmak içinse Karaköy’deki Ladin ekmek fırınından çıkan sıcak ekmeklerden 1000 tanesini dilim dilim bitirmek gerekir ki, bu da zamanla mümkün olabilir.

Ancak o zaman geldiğinde, yazanların yazı içerikleri benden cevap bulacaklardır

Bolu Gündem

YORUMLAR

  1. talat gürkan dedi ki:

    al işte yine atmışşş hüseyin efendi birincisi ladin ağacı fırınlarda kuillanılmaz gayet değerli bir ağactırrr öyle her yerdede bol bulamaç bulunmaz fırınlarda genellikle kayın odunu kullanılır çam kullanılmlaz is yapar orman ağaçlarını tanımayan birisi köşe yazarı olursa yazacakları fasa fisudur pek kaale almayın sayın mustfa fürsoy hocam bu arkadaş daha orman ağaçlarını tanımıyor başka yerde fırında ladin ağacı kullanılır derse yandı keten helva

    1. hüseyin kaya dedi ki:

      Talat Gürkan kardeşime!
      Yazı içinde benim bahsettiğimi Bolu!da yaşayanlar bilir. Ben ladin ağacından bahsetmiyorum. LADİN LİMİTED ŞİRKET olan ve çok lezzetli Bolu köy ekmeği üreten bir fırından bahsediyorum…Çok tesadüfen 3 yıl sonra gördüğüm yazına cevap vermek istedim. Yazıyı ve içindekileri anlamadan eleştiriye geçmen ve alakasız bir konuyu eleştiri olarak yazış olman komik kaçmış. Selamlar kardeşim.