ISIRGAN OTU – Yalçın OLGUNER-

Hastalıklara karşı önerilen Grip aşısı gibi nitelendirilen ısırgan otunun bu günlerde kullanılmasının faydalı olacağı belirtiliyor.      

Mengen’de bolca yetişen ısırgan otunun en verimli olduğu bu günlerde toplanması da öneriliyor. 

“Hayırlı günler! Avusturya lı bilim insanı Maria Traben 1983 yılında vefat ettiğinde birçok eser bıraktı Fakir bir kadının 3 kızından en büyüğü olan Traben babasız büyürken annesinin tek yardımcısı olmuş bitkileri ilk annesinde öğrenmeye başlamış çocukken biz hiç grip olmazdık zira annem bize Nisan ayında topladığı ısırganlarla 1 ay günde 3 defa demlediğimiz ısırgan çayı içerdik birde Kasım ayında ısırgan üzerinde yeni yapraklar çıkar 1 ay da o zaman kür yapardık. Yani yılda toplam 2 kez hepsi bu kadar da değil yıllar içinde bende hanımların menopoz döneminde Demir eksikliğinden kaynaklanan kemik erimesini önlemek için yine Nisan ve Kasım ayında 1 er ay kullanmalarını istediğim dünyadaki bir çok hanımın bu dönemi kolay atlatmasını sağladım. Anlat anlat ısırgan bitmez Prof.İbrahim Saraçoğlu kitaplarından birinde şöyle diyor çok hoşuma gitti şöyle diyor 35 yıllık bitkilerle çalışma hayatımda Isırgan la ilgilenmeye başladığımda bütün bildiklerimi bir kenara bıraktım yada bütün bildiklerim Isırgana kadar dı gibi bir söz hepinize sağlık diliyorum”

Bizim yöremiz çok soğuk olduğundan Isırgan da geç çıkmaya başlamış olup Mayıs ın sonuna kadar toplayabiliriz üst taraflarından(10cm) kesersek çok iyi olur yaz geldiğinde ise yavrulayan nice ufak böcekler en sağlam buldukları Isırgan yaprağını ev edinirler de ondan kullanılmaz hayırlı günler dilerim

400 yıl önce İngiliz Herbalist Nicholas Culpeper ısırgan otunun kökünün ve yapraklarının hem suyunu çıkararak hem de çay gibi demleyerek içmenin hiçbir riski olmadığı gibi akciğer kanallarını ve bronşları açmaya yardımcı olan bir ilaç niteliği olduğu iddiasını ortaya attı.

Uzun yıllar boyunca ısırgan otuna en iyi astım ilacı gözüyle bakan Avustralyalılar bitkinin kökünden ve yapraklarından elde ettikleri suyu bal ve şekerle karıştırarak içiyorlardı ve bunun bronşlarla ilgili problemleri tedavi ettiğine son derece büyük bir bağlılıkla inanıyorlardı.

Amerikalılar ise 5 yıl önce (Kitabın yazıldığı tarihten) ısırgan otunun güçlü bir antihistaminik olduğunu açıklayan bir araştırma raporu yayınlanıncaya kadar bu bitkinin farkında değillerdi. Şimdilerde ise astım ve saman nezlesi hastalarına her geçen gün daha da artan bir ilgiyle ısırgan otu öneriyorlar. Astım ve alerji hastası dostlarım düzenli olarak bitki bağıma gelip ısırgan otu topluyorlar

(Dr. James A. Duke’nin Yeşil Eczane kitabından alıntıdır)

Artrit vakfı verilerine göre eklem iltihabı ve eklem ağrılarına nezleden tutun da bazı kanser türlerine kadar 100’den fazla hastalık neden oluyor; fakat insanlar artrit dedikleri zaman aslında genellikle osteoartritten söz ederler. Dejeneratif eklem hastalığı olarak da bilinen osteoartrit bir düzineden fazla çeşidi olan artritin en sık rastlanan türüdür. Kalça eklemleri, dizler, omurga ile el ve ayaklardaki ince eklemler bu hastalığın en çok görüldüğü bölgelerdir. Osteoartrit hafif ağrılarla başlayarak sonunda dayanılmaz acılara, eklem sertleşmelerine, eklem şişliklerine ve hareketlerde kısıtlamaya kadar giden ve genlikle yavaş gelişen bir hastalıktır. Kimi vakalarda semptomlar hafif fiziksel hareketlerle kontrol altına alınabilir fakat bu geçicidir.

Artritin çok rastlanan bir diğer türü de romatoid artrittir. Romatoid artritin oldukça kötü bir şöhreti vardır çünkü eklemlerde deformasyona neden olarak sakat bırakır.

Tanrıya şükürler olsun ki ısırgan otuyla birlikte faydalığı daha pek çok bitki var. Bu bitkiyi (ısırgan otu) ağrılı eklemleri ısırgan dikenlerine sokturmaktan başka taze yapraklarını buharda sebze gibi pişirilerek kullanma yolları da vardır. Romatoid hastalıklar vakfı her gün alınacak 3 mg borun romatoid artritin ve osteoartrit ağrılarına fayfalı olacağını söylüyor. Amerikan tarım bakanlığındaki bilim adamlarından edindiğim bir analiz sonucuna göre bitkinin kuru ağırlığı baz alınarak bu analizde bu bitkinin 1 milyonda 47 oranında bor minerali içerdiği hesaplanmıştır. Bu da baharda pişirerek kolayca hazırlayabileceğiniz her 100 gramlık porsiyonla ya da bunun üç katı ağrırlıkta taze yaprakla hazırladığınız porsiyonlarla önerilen 3 miligramlık dozdan daha fazla bor almak anlamına gelir.

Remateid Hastalıklar Vakfı’na göre bor kalsiyumun kemiklerde tutulmasında rol oynayarak etkili oluyor. Borun aynı zamanda hormonal sistem üzerinde de faydalı etkileri var ve hormonlar vücudun sağlıklı kemikler ve eklemler üretmesinde önemli rol oynuyorlar.

Yapılan bazı araştırmalar ısırganla hazırlanmış preparatların alerjik nazal semptomların tedavisinde son derece etkili olduğunu ortaya koymuştur. Her ilkbahar mevsiminde bağımı ziyarete gelenler saman nezlelerini tedavi etmek için ısırgan tarlalarımı talan ederler. Aslına bakarsanız ısırgan oturnun alerjik semptomları hafifletmesine şaşmamamız gerek. Dünya üzerindeki tüm kültürler bu bitkiyi yüzyıllardır öksürük, burun akıntısı, göğüs şıkışıklığı, astım, boğmaca ve hatta tüberkiloz gibi nazal solunum sistemleri ile ilgili sorunları tedavi etmek için kullanmışlardır.   Doğal İlaç Doğal Şifa kitabının yazarı olan Andrew Weil Kolombiya Üniversitesi botanik hekimliği kürsüsünde yaptığı bir konuşmada saman nezlesinin kurutulmuş ısırgan yapraklarıyla tedavi edilişinden daha etkileyici bir şey duymadığını söylemiştir.

Yazımın bu bölümünde biraz bilimsel anlatım kullandığım için affınıza sığınıyor, Ben de ısırgan otu için Allah’a binlerce şükürler olsun diyorum. Hepiniz sağlıkla kalın.

Saygılarımla, Yalçın OLGUNER, Bölükören Köyü, 10. 08. 2014