İzzet Baysal’ın vefatıyla özdeşleşen fotoğrafın hikayesi
İzzet Baysal’ın vefatıyla özdeşleşen fotoğrafın hikayesi
İzzet Baysal’ın vefatıyla özdeşleşen fotoğrafın hikayesi
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, İzzet Baysal Babamızın Bolu’ya kazandırdığı bir dizi eserlerin açılışını yapmak üzere Bolu’ya gelmişti. O günkü programda son olarak açılışı yapılacak olan Canip Baysal Lisesi’ne gelindiğinde, o gün çok keyifli olan İzzet Baba kendisini alkışlayan halka doğru yürürken, çok kısa bir süre(1-2 saniye) elini havaya kaldırarak ve gülerek el salladı. İşte o an fotoğraf makinemin deklanşörüne basarak bu güzel enstantaneyi yakalamak ve kaydetmek sadece bana nasip oldu. O gün ne kadar çok mutlu olduğu bu fotoğraf ile kayda geçerken, daha sonra rahatsızlanması ve bir daha Bolu’ya gelememesi bu fotoğrafın önemini bir kat daha artırdı.
Vefatından sonra bu fotoğraf, İzzet Baba’nın el sallayarak Bolulularla vedalaşmasının bir simgesi olurken, vefatıyla adeta özdeşleşti.
İzzet Baba öldükten sonra masasının çekmecesinde Ahmet Baysal’a verilmek üzere hazırlanmış olan mektup zarfının içinden çıkan kısa vasiyet notunda şöyle yazıyordu; “Oğlum Ahmet ben öldükten sonra mezarımın başında bir fotoğrafım olsun, varsın onun günahı da bana ait olsun.”
İşte İzzet Baba’nın bu vasiyeti yerine getirilirken, Anıt mezarına yakışacak en güzel ve en anlamlı fotoğrafı olarak, hiç tartışmasız benim çektiğim bu fotoğrafı seçilmişti.
İzzet Baysal’ı anlatan en güzel fotoğraf olarak, gazetelerde, posterlerde, afişlerde, totemlerde, her yerde bu fotoğraf kullanılırken, ben de bu fotoğrafı çekerek o anı ölümsüzleştiren bir kişi olarak gurur duyuyorum.
Kamuran Alagözoğlu