Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

M.A.D Yılmaz Sezer Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Eğitimini Verdi

M.A.D Yılmaz Sezer Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Eğitimini Verdi
16.10.2015
866
A+
A-

Türkiye Aşçılar Federasyonu Üyesi Manavgat Aşçılar Derneği Aşçılık eğitim.  Veren Meslek Liseleri’ndeki gençlerin daha donanımlı bir şekilde yetişmeleri amacıyla seminer düzenledi. Manavgat Yılmaz Sezer Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde Adil Karasoy’un modaratörlüğünde MAD Başkanı İsmail Karataş ve Sea Planet otelin Mutfak Şefi Doğan Çolak ve Azura Deluxe otelin mutfak şefi Kudret Dırbalı tecrübelerini genç Aşçı adaylarıyla paylaştılar.

Manavgat Aşçılar Derneği Başkanı İsmail Karataş Konuşmasında

Aşçılık Mesleği İçin Eğitimin Önemi

Her işte olduğu gibi Aşçılık Mesleğinde de eğitim şarttır. Ülkemizde aşçılık ile ilgili eğitim veren kurumlar son dönemlerde yaygınlaştı. Bundan önceleri Aşçılarımız çıraklıktan yetişmekteydi. Bugün ise okullarda uygulama ve teori dersleriyle eğitim verilmektedir.

 Biz Manavgat Aşçılar Derneği olarak Eğitimin çok önemli olduğunun farkındayız. Okullara ve öğrencilere eğitim konusunda her zaman yardımcı olmak istiyoruz. Çünkü eğitimle pratiği birleştirdiğimiz zaman Gastronomi mesleğinin üst noktaya ulaşacağının farkındayız.  Sizlerde okulda aldığınız eğitimi Yaz aylarında Staja gittiğiniz otelerde pratik yaparak ve iş ortamını öğrendiğinizde çok başarılı olacağınıza inanmaktayım

Sizlerinde hiçbir zaman yılmadan işlerinizi severek yapmanızı, iş yeri kurallarına uymanızı, bir disiplin içerisinde çalışmanızı yaparsanız, çizdiğiniz hedefe mutlaka ulaşırsınız sizlere başarılar dilerim.

1 -Şansa güvenmeyin

Birçoğumuz için eğitim yıllarında başlayan “başarmak” arzusu, iş yaşamında da peşimizi bırakmaz. Gerek okul çağlarında, gerek iş yaşamında, gerekse hayatta başarılı olmak hepimizin öncelikli amacı.

Herkesin hayattan beklentisi farklı olabilir. Bulunduğu ortam, arkadaş çevresi veya kişiliği de… Önemli olan tüm bu farklılıklar içinde kendimize ait bir dünya kurabilmek ve bu dünyada başarılı olabilmektir.

Başarı da şansın payına güvenmemek gerek. Şans herkes için vardır. Ama başarmak isteyenler kendi şanslarını kendileri yaratır.

2 -Ayakları yere basan hedefler seçin..

Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, bu çalışma masa başında boşa geçirilen zaman değil, verimliliğin gerekleri üzerine kuruludur.

Okul hayatında başarısız olmak dünyanızı karartmasın. Başarı, okul yıllarıyla sınırlı değil. Çevremizde okul yıllarında başarılı olamayıp iş hayatında çok başarılı olan çok insan bulunmaktadır.

3 – Tesadüflere kanmayın

Şu bir gerçek ki, hiçbir başarının temelinde şans yatmaz. Başarıyı tesadüflerle arayanlar büyük bir yanılgı içine düşmüşler demektir.

Başarı mücadeleyi, mücadele de özveriyi gerektirir. İnsanlar bir yerlere gelirken mutlaka arkalarına bakmalıdırlar.

Baktıklarında da bir şeylere tanık olmalıdırlar. Hedefe ulaşırken arkalarında bıraktıkları izler onların iftihar nedenleri olmalıdır.

Çoğu zaman insanlar hayatta karşılaştıkları birtakım zorluklar karşısında yeterince mücadele etmeden pes etmektedirler. Bu yapılabilecek en büyük hatadır. Şöyle bir çevrenize bakarsanız, hayatta başarılı olmuş, takdir görmüş kişilerin tamamının mücadele insanı olduklarını görürsünüz.

Çözüm bekleyen sorunlar karşısında onları dev aynasında görüp pes edeyim demeyin. Sizinkinden daha büyük sorunlarla karşılaşmış ama inançla sorunun üstüne gidip çözüme ulaştırmış insanlar olduğunu unutmayın.

Zorlukla mücadele etme zevkini tatmayan insanlar pişmemiş aşa benzerler. O nedenle sorunların ve zorlukların kıymetini bilin. Yoksa mücadele edemezsiniz.

4 – Hedef belirleyin!

Evet, bu belki de başarının ve dolayısıyla önerilerimizin can damarıdır. Hayatta belli ve başarabileceğimiz bir amacınız olmalıdır. Ancak hedef belirlenirken kesinlikle abartılı olunmamalıdır.

Yapılabilir, üstesinden gelinebilir bir amaç olmalıdır. Her zaman kendinizin üstündekileri değil, biraz da sizden geride olanları gözleyin. Konumunuzun o kadar da kötü olmadığına inanarak yaşantınıza yön verin. Siz sadece “kendiniz” olarak bir hedef belirleyin.

Kişilerin hedeflerinden kopya çekmeyin. Çünkü siz onlarla muhtemelen aynı şartlara sahip değilsinizdir. Bu durumda mutluluğa ulaşmanız için seçtiğiniz hedef mutsuzluk kaynağı olabilir.

Kaş yapayım derken göz çıkartmayın. Hedefe giderken aceleci olunmamalı şartlar göz önüne alınarak akıllı ve mantıklı bir hedef seçilmelidir.

Sakin bir kafayla düşündüğünüzde neyi yapıp neyi yapamayacağınızı en iyi kendiniz bilirsiniz. Yeteneklerinizi düşünün, Ama mutlaka abartılmamış ve ayakları yere basan bir hedef seçin.

 

Executive Chef Doğan ÇOLAK

Türk Mutfağının Uluslar Arasındaki Yeri Konularını Paylaştı

Eski Osmanlı uygarlıklarında saraylarda padişahlar etlerini taze av hayvanlarından yerlerdi. Av dönüşünde vurulan hayvan mutfaklarda itinayla pişirilip sofraları süslerdi yıllar geçtikçe sebze yemekleri mutfaklara girmeye başladı çiğ yenen sebzeler dışında etlerle pişirilen yemekler çıkmaya, yoğunlaşmaya başladı.

Dünya mutfaklarına baktığımızda, yetiştirilmesi mümkün olmayan pek az yer dışında hemen her mutfakta sebze yemeklerine rastlarız. Ancak Türk mutfağında diğer bütün mutfaklardan farklı ,özel bir yere sahiptir sebze yemekleri .” Günümüzdeki hazır yiyecekler öğünlerin geçiştirilmesi insanlarda kilo sorunuyla karşılaştırmıştır.”

Kısıtlı bir coğrafyaya sıkışıp kalmış bazı türleri saymazsak tüm dünyada yaygın olarak yemeği yapılan sebze çeşidinin 30 – 40 arasında değiştiği ve bunların büyük bir kısmının Anadolu’nun bereketli topraklarında yetiştiği bilinen bir gerçek. Hala Türkiye de gün yüzüne çıkmayan bilinmeyen çeşitli otlar ve sebzeler vardır.

Değerli şeflerimiz ve ustalarımız bunun dünya mutfaklarında söz sahibi olması için ograşlar sarf etmektedir.

Türk mutfağındaki sebze yemeklerinin en büyük sırrı , et , taze otlar ve baharatla sulu olarak  pişirilmeleri, Böyle bir teknik tatların birbiriyle kaynaşmasına aralarında koparılmaz bir bağ oluşmasına neden olur.Artık ortaya çıkacak sebze yemeği içinde barındırdığı bütün malzemelerin tadından ayrı kendine özgü yeni bir tat oluşturmasına ustanında  el becerisiyle birlikte ortaya damak zevkine uygun  bir yemeğin çıkması kaçınılmazdır. Konunun uzmanları sıcak füzyon denen bu yöntemin dünya mutfaklarında gerçekleştirilmiş bir devrim olduğuna inanıyorlar. Tarihler önceleri mutfaklarda etin önemi daha büyüktü sofralarından et yemeklerini eksik etmezlerdi. Günümüz mutfaklarında  sebze yemekleri ön plana çıkmaya başlamış , yöresel kebaplar ve et yemekleri kürsüdeki yerini korumaktadır , fakat fazla yenmemeye başlamıştır.

Asırlar öncesinde meze kültürümüz et yemeklerini zorlasa da dünya yemek literatüründe  “ordövr” adıyla anılan yemek gurubuna dahil edilmiş olsalarda orta doğu ve Türk mutfağı, nda vazgeçilmez ve özel bir yere sahiptir.

OYUN BİTİNCE  ŞAH  VE  PİYON AYNI KUTUYA KONUR “

MUTLU VE BAŞARILI YARINLAR İÇİN  SEVGİ VE SAYGILARIMLA                                                                                             

                                                                                                                                             

MAD Yönetim Kurulu Üyesi Azura Deluxe Otel Mutfak şefi Kudret Dırbalı,  mutfaklarda görselliğin ve sunumun önemine değindi. Yapılan bir yemeğin, malzeme seçiminden pişirme tekniğine, kıvamından tadına ,kullanılan materyallerden konulacağı tabağına,servis edilişinden sunumuna ve nihayetinde tadımına varana kadar birçok aşamadan geçtiğini vurgulayan Dırbalı günümüzde görselliğin yemeğe yadsınamaz bir değer kattığını ve ve vazgeçilmez bir unsuru olduğuna dikkat çekti.

 

Ayrıca mesleği ileriye taşıyacak olan öğrencilere hedeflerine ulaşmak adına büyük bir mücadeleye gireceklerini ve başarıya ulaşmak için normal mesailerinin dışın dada meslekleri ile alakalı araştırmalar extra çalışmalar ve kendilerini yetenekli buldukları yönlerine ağırlık verip Göz dolduracak aşamalar kaydetmeleri gerektiğini söyledi. Konulan hedefe ulaşmaları adına aldıkları eğitimin ve gençliğin vermiş olduğu enerjinin kendileri için çok büyük bir avantaj olduğunu vurgulayan Dırbalı bu eğitim ve enerjinin ancak, çok doğru kullanılarak ve çok çalışarak başarıya dönüşebileceğinin altını çizdi.

Son olarak kendi yetiştikleri dönem ile şu anki dönemi kıyaslayarak şimdiki neslin çok daha şanslı ve avantajlı olduğunu, kendi dönemlerinde birkaç reçeteye ulaşabilmek için günlerce hatta haftalarca araştırma yaptıklarını oysa şimdiki neslin internet ve benzeri kaynaklardan dakikalar içerisinde istediklerine ulaşabildiklerini daha donanımlı ve bilinçli olarak ilerleme imkânlarının bulunduğunu ve bu sebeplerden Türk mutfağının değer kazanması adına üzerlerine düşen görevleri

İhmal etmemeleri gerektiğini belirtti.

 

Panelin bitiminde İsmail KARATAŞ öğrencilere kendi yazmış olduğu kitaplarından imzaladı.

 

Başkan KARATAŞ böyle bir organizasyonu yapıp öğrenciler ile bizleri buluşturan.  Okul Müdürü Sayın Sadullah ERİŞDİ’ ye Müdür Yardımcısı Sayın Nejla ALINAK Hanım efendiye Teşekkür etti

 

 

 

 

 

 

 

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.