Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Mis Kokulu Yusufum – Leyla AYDOĞAN

Mis Kokulu Yusufum – Leyla AYDOĞAN
31.08.2021
1.423
A+
A-

Mengen’in yakın bir köyünde öğretmen olarak çalışıyordum. 79 tane öğrencimiz vardı. Birleştirilmiş sınıflarda eğitim-öğretim yapıyorduk. Ben hem okul müdürlüğü yapıyor hem de birinci ikinci ve üçüncü sınıfların öğretmenliğini yapıyordum. Yanımdaki arkadaş ise; dördüncü ve beşinci sınıflara okutuyordu. Eşim Mengen’de görev yaptığı için her gün Mengen’e gidip geliyordu. Ben de köyde ahşap bir evde kızımla kalıyordum. Okul bittiğinde açtığım okuma-yazma kursları, dikiş kursları ve yapma çiçek kursları ile zamanımı dolu dolu ve faydalı bir şekilde geçiriyordum. Ayrıca bir folklor ekibi kurmuş bir de tiyatro grubu oluşturmuştum. Hatta “Vatan Yahut Silistre” isimli piyesi de rahmetli Belediye Başkanı Erhan Gürsoy’un destekleri ile gösterime sunmuştuk.

Yusufum 3. sınıfta, kısa boylu, kalın dudaklı ve tombul bir öğrencimdi Çok yaramazdı ama kırıcı değildi. Her gün mutlaka pantolonunun bir yeri sökülür, yakasının düğmesi kopardı. Öğle yemeklerini yerken hemen beni çağırır, “Öğretmenim annem papurtlama (Bazlamaç ile yapılan yumurtalı ekmek) yapmış. Yemezsen ben de yemem.” derdi. Ben de bir parça alıp yerdim.

Ders bitiminde yanıma sokulur, beni kucaklar, elleri ile uzun uzun sırtımı sıvazlar ve ellerimi tutup yüzünü sevmemi isterdi. İlk önceleri beni çok sevdiğini düşündüm. Ben de onu ve hepsi gibi onu da çok seviyordum. Annesi ile de konuştum. “Vallahi okuldan gelir gelmez bana da aynı şeyleri yapıyor öğretmen hanım. Bütün işimi bırakıp ellerimi ve yüzümü seviyor. Öğretmenimi de böyle seviyorum, diyor.” dedi.

Her gün bu şekilde davranışın bir sebebi olmalı diye düşündüm. Okul çıkışı Yusuf’u yanıma çağırdım. “Bak canım, ben de seni çok seviyorum ama her gün köye gidecek arkadaşlarını bekletiyorsun. Buna biraz ara verelim mi?” diye sordum. Ağlamaya başladı, çok üzülmüş. Onu teselli etmeye başlamıştım. “Canım öğretmenim ben seni niye kucaklıyorum bilmiyorsun ki!” dedi. Sonra anlatmaya başladı. “Babam gurbette aşçılık yapıyor. 2-3 ayda bir köye gelir. İçkisini içip eve gelince annemi ve bizi hem döver hem de sen başka kadınlar gibi güzel korkmuyorsun diye anneme söylenirdi. Ben de senden aldığım güzel kokuyu anneme getirip ellerimle sürüyorum. Annem de güzel koksun, babam kızmasın diye.” dedi.

Mis kokulu Yusufum’a sarılıp uzun bir süre ikimiz de ağladık. O kadar küçük ama gönlü bu kadar büyük bir evlat. “Keşke, keşke söyleseydin Yusuf’um. Ben annene güzel kokular alırdım.” dediğimde gözlerinde akan yaşı silip; “Sen yine al öğretmenim, sendeki biterse annemden sana da getiririm.” demişti. Benim mis kokulu Yusuf’um…

YORUMLAR

  1. turgut tabak dedi ki:

    Yüreğine sağlık ablam. Roman tadında bir yazı. Paylaştığın için sağ ol.

  2. Mevlude Soylu dedi ki:

    Leyla canım öyküyü okudum. yaşanmışlıklar hem çok güzel hem de bazen acıtıcı. Devam edip gidiyoruz. Seni özledim. Görmeyi çok isterdim. Umarım bir gün görüşürüz. Sevgiyle kal.