SİNAN DAVET EDERDE “PEYNİR PANE” YEMEK İÇİN MENGEN’E GİTMEZ MİYİZ?

Geçen haftaki “Dörtdivan, Yeniçağa, Mengen, Gökçesu izlenimlerim” başlıklı yazımda CHP il Başkanımız Sayın Kazım Karsu’nun görevlendirmesi sonucu Mustafa Hızarcı üstadımızın kafile başkanlığında, İl yönetim kurulumuzun çok beyefendi üyesi Ersan Türkoğlu kardeşimizin arabasıyla Dörtdivan, Yeniçağa, Mengen ve Gökçesu seçim bölgelerindeki izlenimlerimi yansıttığım köşe yazımda hem ticaret hem ziyaret amaçlı cümlelerimin arasına şöyle cümlelerde sıkıştırmıştım: “Mengen’e gitmeden önce Ersan Türkoğlu’ndan bir yemek daveti alıyoruz: (-Mengen de benim misafirimsiniz. Önce “Müdür Restoran” a uğrayalım. Ondan sonra devam ederiz).Mengene girişimizde Ersan’ı kırmayarak Müdür Restoran da karnımızı bir güzel doyuruyoruz. Geçmiş yıllarda Boluspor Başkanı olduğum günlerde Müdür Restorana uğrardık. Buranın “Peynir Panesini” köşe yazılarıma alırdım. Şimdilerde Müdür Restoran çok el değiştirmiş. Personel bana göre çok gençleşmiş. O yönden beni tanıyan çıkmadı. Tabiatıyla bu duruma çok kızdım(!) Çıkarken personele takılma huyumla “Ben affetsem bile Boluspor’un şanlı tarihi sizleri affetmez” diye veda ettim”
Bu satırlarım üzerine, benim eski tarihlerdeki tanımlamamla “Mengen’in Dünyaya açılan penceresi” sevgili kardeşim Sinan Gökdemir’den yazımın altına çok güzel bir yorum almış bulunuyorum. Önce Sinan’la ilgili birkaç cümle yazmak isterim. Sinan Gökdemir, 90’lı yıllarda Mengen’in en popüler köşe yazarıydı. Benim yazı işleri müdürlüğünü ifa ettiğim Bolununsesi Gazetesinde “Kazanımıza düşenler” başlığı altında Mengen öncelikli olmak üzere çok enteresan konulara değinirdi. Gerek hasta Boluspor taraftarı olması, gerekse bu güzel yazıları nedeni ile aramızda çok büyük bir samimiyet doğmuştu. Ne zaman Mengen’e gitsem, Sinan’ın dükkânına ve de o dükkânın hemen yanındaki en az Sinan kadar sevdiğim Foto Hüseyin Varlık’ın dükkânına uğramadan Bolu’ya döndüğümü bilmem. O zamanlar Sinan’ın bendeki adı “Velut Yazar” Hüseyin’in adı da “Mengen’in dünya çapındaki fotoğraf sanatçısı” idi. Kendileri ile iletişimimde hep bu unvanları kullanırdım. Ancak birçok kişi Velut Yazar tanımlamamdaki Velut kelimesini “Velet” olarak algılamışlardı. Malum Velut verimli, velet ise çocuk manasına gelir. Sinan, son yıllarda eskisi gibi fazlaca yazmadı. Ama memnuniyetle görüyorum ki yeniden kalemi eline aldı.
Bu sevgili kardeşim son yazıma attığı yorumda yine döktürmüş:

sinan gökdemir 04 Mart 2014 21:35:58

Sevgili abim.önce sizleri çok özlediğimi bilmenizi isterim.bu vesile ile ellerinizden öperim.yazınızda bahsettiğiniz peynir paneleri Sami Yılmaz abim yapardı.tabi o anki adı Adora Restaurantı.sizinde arkadaşınız olan Ferah Restaurant olarakta orayı işleten rahmetli abimiz Arif Şimşek’in binası.Abimize Allah’tan rahmet dileriz.Sami Yılmaz abime gelince, belediye binasının altında Mengenspor lokalini işletmektedir. Kaldı ki geleceğiniz zaman bir haberimiz olursa, nasıl ki daha önce benim işletmiş olduğum dükkanın önüne peynir paneler gelmişse, Mengenspor lokaline de gelir, orada da sizin için yapılır. Sami abim ve bizler sizleri ağırlamaktan her zamanki gibi heyecan duyar, zevk alır, gururlanırız. Sizin gibi delikanlılara her zaman ihtiyacımız vardır. Buradaki dostlarınız sizleri unutmadı, sizlerde onları unutmayasınız. En kalbi duygularımla selam ediyorum. Dostluğunuz için sağolun iyi ki varsınız. Var olunuz. Sevgiyle kalın efendim.

Sinan bu güzel yorumuyla beni yıllar öncesine götürdü. Yazdıkları tamamen doğru. Aradan geçen yıllar içinde bazı unutmalar yapabiliyoruz. Zaten ben yazımda “Müdür Restorant’ın” sahip değiştirmiş olduğunu söylemiştim. Bizim peynir paneleri yediğimiz günlerde orayı Sinan’ın söylediği gibi Sami Yılmaz kardeşimiz işletirdi. Sami Yılmaz’la, yakın tarihlerde Sinan’ın yazdığı Belediye altındaki Mengenspor lokalin de karşılaştık. Bundan bir süre önce Mengen’in değerli evladı, Boluspor’umuzun hasta taraftarı cennetmekan Mengen Tapu Sicil Müdürü Sadık Karan’ın 40’ıncı mevlüdü için her zamanki gibi Mustafa Hızarcı abimle birlikte Türkbeyli Camisine gitmiştik. Mevlütten sonra Belediye binasında ki lokantaya davet edildik. Yemek işimiz bittikten sonra çay içmek üzere alt kattaki Mengenspor lokaline indik. Çaylarımızı içerken herhalde birisinin hatırlatması üzerine lokali çalıştırmakta olan Sami Yılmaz kardeşimde büyük bir değişiklik oldu: “Yener abi, kusura bakmayın tanıyamadım. Eski Gazetelerinize yazdığınız Peynir Pane’leri o zamanlar ben yapardım.Lütfen bir çayımı daha için”
Boluspor’un şanlı tarihinde bize en yakın olan ilçelerimiz Mengen ve Gerede idi. Boluspor’un her maçında Mengen ve Gerede’den çok sayıda taraftar Boluspor’u destelemek için maça gelirlerdi.
Evet, sevgili okurlarım. Bakınız bir peynir pane bizi nerelere getirdi. Peynir pane bildiğimiz peynirin kızartılmış hali. Onu aradan yıllar geçmesine rağmen hatırlatan ve yazı konusu yapan özelliği nefis Mengen Peynirinden yapılması ve de kızartılmasında ki ustalık. İçkiye devam ettiğim yıllarda sırf Peynir Pane yemek için Mengen’e gittiğimizi hatırlarım. Artık Sinan’ın daveti üzerine Sami Yılmaz kardeşimize bir ziyaret daha yapacağız. Ama bugün mü olur, yarın mı olur tarih veremiyorum. Seçim dönemi sırasında her halde bir Mengen daha olur. Şimdi yeni bir Mengen ziyareti için Sayın İl Başkanımız Kazım Karsu’nun görevlendirmesini bekleyeceğim. Bu görevlendirmede elbetteki Mengen’in değerli evladı Mustafa Hızarcı abimin bulunması da şart. Sayın İl Başkanımız Kazım Karsu ekip başkanı olarak Kemal Alemdar’ı ya da Ersan Türkoğlu’nu görevlendirirse ayrıca memnun olurum.

HAMSİ YOK SİZE KÖFTE VERELİM

Bolu’nun en saygın sivil toplum kuruluşlarından “Bolu Karadenizliler Derneği” meşhur Cumartesi buluşmalarına yeniden, yeni lokallarinde başlamış bulunuyorlar. Yeni lokal, inşaat yapılacağından yıkılan eski lokalin hemen 150 metre falan ötesinde. 15 gün kadar önce genel kurul yapılmış ve sevgili dostum Fikret Kansız’ın başkanlığında yeni yönetim oluşmuş. Yönetim kurulu hepimizin tanıdığı isimler: Muzaffer Zengin Başkan Yardımcısı, Nadir Gürkan Yetkin Sekreter, Hakkı Özmen Veznedar, Yüksel Yıldırım Sayman, Fevzi Özçelik üye, Mustafa Aksoy üye, A. Kadir Öztürk üye, Fahri Yılmaz üye.
Geçmiş yıllarda Cumartesi buluşmalarının ana menüsü “Hamsi” olurdu. Bu yıl hava koşullarının elverişsizliği dolayısıyla pek hamsi bulanamıyor. Hamsi yerine köfte partisi ile Cumartesi buluşmaları açılıyor. Beni bu güzel oluşuma geçen yıl olduğu gibi yine Fevzi Özçelik kardeşim davet etti. Fevzi Özçelik çok sevdiğim ve değer verdiğim bir kardeşimdir. Beyefendilik timsalidir. Bolu da efendilik sıralaması yapılsa hiç abartmıyorum ilk 10’a girer. Fevzi Özçelik’in hatırını kırmak benim lugatım da yazmaz. Ayrı ayrı siyasi görüşe sahip olmamıza rağmen birbirimize bu kadar saygı göstermenin bir başka örneğini bulmakta mümkün değildir. 1992 Genel Seçimlerinde CHP 1. sıra milletvekili adayı olduğum günlerde aramızdaki abilik-kardeşlik münasebetinin bir tezahürü olarak “Yener abi, size tüm masrafları bana ait, şoförü dahil bir vasıta tahsis ediyorum. Ne zaman isterseniz vasıta emrinizdedir” demesini hayatım boyunca unutmam.
Bolu Karadenizliler Lokali yemek boyunca bir hayli kalabalıklaşıyor. Üniversite hocaları, Milli Eğitim mensupları, Siyasi partilerin ileri gelenleri lokali dolduruyor. Acaba adaylarımızın bu oluşumdan haberleri yok mu ki. Lokale gelip katılanların ellerini sıkıp bir merhaba demeleri bile bence çok yararlı olurdu. Bu arada yemeğin masraflarının yine hepimizin tanıdığı eski Orüsçü, Gentaş ve Masstaş Müdürü sevgili kardeşim Akif Aydın tarafından üstlenildiğini öğreniyoruz.
Bu güzel etkinlik dolayısıyla başta Fevzi Özçelik kardeşim olmak üzere Başkan Fikret Kansız kardeşime, Sponsor Akif Aydın kardeşime ve de tüm dost ve arkadaşlarıma teşekkürlerimi ve başarı dileklerimi sunarım.

1  |  2

2  |  2