SİYASET YOK ..
SİYASET YOK ..
Omuz omuza bir dostluk vardı bir zamanlar. Diken batsa eline,yakasında onu çıkarmak için toplu iğne taşıyan dostların vardı. Burnun aksa,arka cebinden gül kokulu mendiller çıkaran eller vardı. Bir hastan var iken,hastane önünde bekleyen ağabeylerin vardı. Gurbete düşse yolun,kurşun kalemle ellerinin resmini yapıp ,bir iki kelam yazan çocuklar vardı. Askerden mektubunun içine resmini koyup
arkasına ,resmime bakıp sakın ağlamayın diye yazan,askerlerimiz vardı. Bir kağıda duygularını yazıp,çiğdemler açtığında arasına bir tutam çiğdem koyup, sevgilisine gönderen aşıklar vardı. Canın yandığında seninle beraber canı yanan, cesur yürekler vardı. Ama kalmadı…
Akşam güneşi batarken,karşı yamadan sırtında çalı,çırpı kuşanmış,kışlık yakacak telaşına düşmüş,önünde karabaşla,sığır gütmeden ağır,ağır gelen dedeler vardı..Ahşap evlerin ambarları vardı.Çocuklar için ulaşılmaz.İçinde bir kış boyu yetmesi planlanan yiyecekler altın madeni gibi korunurdu.Neneciklerimiz ambarın kapısını açtığında,güller açardı yüzlerimizde.Onun nasırlı ellerinden,ambardaki buğdayların içine olgunlaşsın diye saklanan ayvalardan nasibimizi aldığımızda
yılın derbisini kazanmış sayardık kendimizi. Gaklığa asılan pestillerin uçlarından koparıp tatlı ihtiyacımızı karşılardık. İki sırıktan yapılan höt,hötlere binme yaşımız gelince ve dereden geçmeye çalışırken
düşünce,ıslanmanın tadını hiçbir yağmur vermiyor artık…Kalmadı..
Kilerde tuz kalmadığında,komşusuna seslenen analarımızın,sesini duyan komşularımız vardı. Deredamında şehir hamamı gibi çamaşırlarla beraber çitilenen çocukların sesi vardı. Yazısında çelik çomakoynadığımız sokaklarımız vardı.Karanlık gecelerimizi aydınlatan idare lambalarımız vardı. Yılları cephelerde geçmiş,istiklal savaşı anılarını anlatan gazilerimiz vardı. İplere bağlı kovalarla suların çekildiği kuyularımız vardı. Abdesthanenin önünde kafeste her daim bize tıslyan,azgınlaşmış kazlarımız vardı..Kalmadı..
Tüm zamanların dostu olarak tanımladığım foto varlık üstadımız yaz dostum dedi.Bir kenara yaz bütün dertlerini dedi. Ne yazayım usta,kirlenmeyen çok az şey kaldı dedim.Olsun onları yaz dedi. Pas
lanmışızdır dedim.Olsun açılır dedi. Yorar bizi bu yazılar usta dedim. Kırıntıların yeter dedi.Sonuçta usta dedi.O zaman dedik.Yazalım.Doğal olsun.Yaşanmış olsun.İllaki Mengen olsun.Zor olduğunu düşündüğüm bir şeye daha karar verdik.Her şey var.Kirlenen siyaset yok…
SİNAN GÖKDEMİR..
varlar bitmez sinanım,hala sizin gibi değerler var.kah kalemine baktığımız kah yüreğine
Bezen bileğine baktığımız kavgadan kaçarmı diye !
memleket hatırı bilen her çiçeği konuşturan Taşın ağacın ruhunu keşfeden
gecenin,karıncanın,kartalın, gündüzün yıldızın,fotosunu çeken,
VARLIKLARIMIZ VAR BİZİM
senin gibi hüseyin VARLIK gibi
yüz metreden gülümsemesi belli olan dostumuzun yüreği satırlarına yansımış.iyiki seni tanımışız.kadim insan.teşekkürler.
paslanmamış daha kalemin Sinan kardeşim
o sizin güzelliğiniz..her zamanki gibi iyi bir dostsunuz.teşekkür ederim.
Var ol Sinan abi.
evet siyaset yok.keşke gaflette olmasa.teşekkürler .
sinan arkadaşım . gecelerin yargıcı..
bizlerde artık eski topraklarız. geçmişte dedelerimizin atalarımızın anlattıklarını dinleyerek büyüdük. genelindede o sözlere hep riayet ederek yaşamaya çalıştık. inşallah şimdiki gençlerimizde senin yazdıklarından nasiplenirler ve bu anlatılanlarının çok eski olmadıgı ve hayatın gerçekleri oldugunu kavrarlar..dedigin gibi SİYASET YOK
şu 300 metrelik merkezi caddesi olan ilçemizde hep yüz yüze bakacagız her ne siyaseti yaparsak yapalım. isterse 50 sene daha iktidarda kalsalar.yine belki aynı mezarlıkta belki ayrı mezarlıklarda gerçek alemde buluşacagız yüzümüze bakacak yüzleri olursa….
sağol dostum.dedik ya siyaset yok.keşke,gaflet,delalet ve hıyanette olmasa.daha yaşanır olurdu bu ülke.yok,yok.siyaset yok.
Tebrikler sinan.Yaşanmış olsun.