Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

SOKAKTAKİ ŞİİR – Selami ÖZKAN –

26.02.2017
662
A+
A-

SOKAKTAKİ ŞİİR “Şiir, kanayan bir yaradan yükselen sessiz bir çığlıktır.” (Halil Cibran) Sanat, edebiyat estetik açıdan kendini yetiştirmiş, ruh dünyasını inceliklere açabilmiş kişilere hitap etmektedir. Hayatın hayhuyuna kulak asmadan güzellikleri keşfetmek, onu insanlara duyurmak sanatçıların asli vazifesi olmuştur. Özü itibariyle sanat soylu bir uğraştır ve bir seviyeyi işaret eder. Seviye tutturulamadığı zaman o asil uğraş aleladeleşir ve önemini kaybeder. Çağın buluşu olarak değerlendirilen sosyal medya, insanların edebiyata, şiire olan ilgilerini bir nebze de olsa artırdı. Ancak sınırlı karakterlerle etkileyici aforizmalar peşinde koşan gençlik estetik zevkin sınırlarına dahi ulaşamadı. “Yaz bir cümle, beğenisi çok gelsin.” sloganıyla hareket edenler, sözün bir ateş olduğunu fark edemediler. Kelimenin Arapça “Kelîm”den geldiğini onun da “Yaralayan” manasını taşıdığını belki de hesap gününde anlayacaklar. Sağa sola çiziktirilen üç beş dize ile edebiyatı, şiiri sözde sokağa indirgeyenler açıp bir Mehmet Akif okusunlar, Ahmet Mithat’ın eserlerine baksınlar. Sokağın, mahallenin kalbini nitelikli ürünlerde dinlesinler. İnsanların sevinçlerini, korkularını, yaşam mücadelelerini oradan takip etsinler. Osmanlı döneminde meşhur bir söz zikredilirmiş ulema arasında: “İlim Fatih’te oturur, Aksaray’a inmez.” diye. Bu sözü sanata, şiire uyarladığımız zaman durmamız gereken yeri görürüz. Mumdan gemilerle ateş denizlerini korkusuzca geçen şairlere de haksızlık etmemiş oluruz. Edebiyatın, şiirin sokaktaki insandan beslendiğini ama o insanları estetik bir düzey gözeterek anlattığını, bu düzeye erişemeyenlerin güzellikten paylarını alamayacağını kavrarız. Sözlerimizi E. Erbay’ın şu müthiş tespitiyle bitirelim: “Şiirin insanlık tarihi kadar kadim ve sarsılmaz bir saltanatı vardır. Bu saltanatın gönüllü işçileri, sözün pahasına karşılık hayata dair neye sahip iseler tamamını fedada tereddüde düşmeyen şairlerdir.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.