Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Türkiye’deki aşçılık eğitimi alaylı olmaktan çıkıyor!

Türkiye’deki aşçılık eğitimi alaylı olmaktan çıkıyor!
28.06.2014
641
A+
A-

 
3 Aşçı Federasyonunun Başkanları aynı görüşte buluştu:

Türkiye aşçılık sektöründeki eğitimler, nasıl kaliteli personel yetiştirilebileceği ve Türk aşçılığının dünyada nasıl isim yapabileceği hakkında Türkiye Aşçılar Federasyonu (TAFED) Başkanı Zeki Açıköz, Tüm Aşçılar Federasyonu (TAŞFED) Başkanı Yalçın Manav ve Aşçılar ve Pastacılar Federasyonu (AŞPAFED) Başkanı Ümit Yüksel’den görüş aldık.
Türkiye’deki aşçılık eğitimini değerlendiren Zeki Açıköz, akademik eğitimin ülkemizde giderek geliştiğini vurgularken, Yalçın Manav, Türkiye’nin yurt dışı seviyesine gelebilmesi için hala aşması gereken kriterler olduğunu belirtiyor. Ümit Yüksel’in üzerinde durduğu konu ise, sektörün de eğitime destek olması gerektiği…

Zeki Açıköz: “Aşçılık eğitimi akademik boyutlara ulaştı”

TAFED Başkanı Zeki Açıköz, Türkiye’de eski dönemlerde aşçıların “alaylı” olarak yetiştiğini ancak günümüzde gerek üniversitelerde açılan gastronomi bölümleriyle gerekse özel aşçılık okulları ile eğitimin akademik boyuta ulaştığını söylüyor. Özellikle lise çağlarındaki gençlerin erken yaşlarda bu eğitimleri almasını çok yararlı bulan Açıköz, üniversite eğitimleri ile de bilgilerini pekiştirecek çok sayıda genç meslektaşının gelecekte iyi işlere imza atacağına inanıyor.

Yalçın Manav: “Akademik eğitimin yanında pratik eğitim de çok önemli”

TAŞFED Başkanı Yalçın Manav ise, “Geçmişe bakarak bugün eğitimin iyi bir yerde olduğunu söyleyebiliriz” cevabını veriyor. Dünyadaki örneklere bakıldığında ise bugün hala Türkiye’nin aşması gereken şeyler olduğunu da hatırlatan Manav, Türkiye’deki aşçılık eğitiminin doğru değerlendirilebilmesi için öncelikle sektörün bütününü görmemiz gerektiğini vurguluyor. Her geçen gün açılan akademik eğitim kurumlarının yanında, pratik eğitimin de aşçılık sektöründe ne kadar önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Manav, federasyon olarak eğitime büyük önem verdiklerini belirtiyor. Manav, Milli Eğitim Bakanlığı ve üniversitelerle iş birliği içerisinde olarak, düzenledikleri sertifika programlarıyla bu alana destek verdiklerini ifade ediyor. Yalçın Manav; “Yıllardır organize ettiğimiz Uluslararası Gastronomi Festivali bünyesinde usta şeflerimize WACS işbirliği ile uluslararası yarışmalarda jüri olabilme eğitimleri veriyoruz. Sektörümüzde iki açıdan eğitimin devamlılığı esastır. Biri ulusal anlamda yapılan eğitim çalışmaları bir diğeri ise Uluslararası anlamda yapılan eğitim çalışmaları. Bu anlamda federasyonumuz ülkemizin mutfağının ve mutfak temsilcileri olan şeflerimizin her anlamda gelişimi ile ilgili büyük adımlar atıyor” diyor.

Ümit Yüksel: “Sektör eğitime mutlaka destek vermeli”

AŞPAFED Başkanı Ümit Yüksel ise Türkiye’deki aşçılık sektöründeki eğitimin kalitesinin gittikçe ilerlediğini söylüyor. Sektördeki hemen hemen herkesin söylediği gibi eğitimin daha fazla gelişmesi gerektiğini ifade eden Yüksel, bununla birlikte sadece eğitimin gelişmesinin yetmeyeceğini de sözlerine ekliyor. “Sektörün de eğitime tam destek vermesi gerekiyor” diyen Ümit Yüksel, daha kapsamlı şekilde verilen desteklerle eğitimin daha iyi koşullarda verilebileceğini vurguluyor.

Kaliteli aşçılar ve mutfak personeli nasıl daha üst seviyelere çıkarılabilir?

Zeki Açıköz: “Eğitim şart”

TAFED Başkanı Zeki Açıköz’den yine “eğitim” cevabını alıyoruz. “Kaliteli personel, kaliteli hizmet demek. Bu sadece aşçılık sektörü için değil, tüm meslekler için geçerli. Yani hayat boyu eğitim şart” diyor Zeki Açıköz. Bu konuda kişilerin bireysel çabalarının da önemini vurgulayan Açıköz, hem yöneticilerin hem de çalışanların meslek eğitimleri ve kişisel gelişimleri bakımından araştırmalar yapmasının gelişimde önemli olduğunun altını çiziyor.

Yalçın Manav: “Eski usul işletmelerin yerini modern işletmelere bırakması kaliteyi artırdı”
“Sektörün bütünsel olarak gelişimi sağlanırken kaliteli personel de bir sonuç olarak ortaya çıkacaktır” diyor TAŞFED Başkanı Yalçın Manav. Yurt dışındaki işletmelere ve işletme sistemlerine bakıldığında mutfak çalışanlarının sayı ve unvan bakımından sayıca Türkiye’den daha fazla olduğunun altını çizen Manav, Türkiye’deki işletmelerin de yerini modern sistemlere bırakmasını sevindirici olarak karşılıyor. Bu sayede donanımlı şeflerin kendi kalitelerini oluşturabileceğini belirten Yalçın Manav, çoğu şefin bu bağlamda patronluğu devralıp kendi ekiplerini kolayca oluşturabildiklerini söylüyor. “Bunun yanında genç yetenekli şeflerimizin işleri dışında yeteneklerini sergileyip gösterebilecekleri organizasyonların ve ödül sayılarının çoğalması gerekmektedir” diyen Manav, federasyon olarak genç aşçıların kendilerini geliştirebilecekleri ve gösterebilecekleri çeşitli yarışmalar düzenlediklerini dile getiriyor.

Ümit Yüksel: “Dünya mutfağına hakim aşçılar yetiştirmeliyiz”

AŞPAFED Başkanı Ümit Yüksel, aşçılarımızın daha üst seviyeye çıkabilmesi için, menülerin sadece Türk damak tadına göre değil, uluslararası tatlarla zenginleştirilmesi gerektiği yaklaşımını getiriyor. Böylelikle dünyaya da açılabilme olanağımızın doğabileceğini belirten Ümit Yüksel; “Sadece yerel yemekler yaparak ülkemizin tanıtmamalıyız. Uluslararası festivallere, fuarlara ve etkinliklere katılarak dostluklar kurup, bağlarımızı güçlendirmemiz gerek. Bu da bizim gelişmemizi, ülkemizi tanıtmamızı ve aşçılarımızı tanıtmamızı sağlar” diyor.

Türk aşçılar yurt dışında nasıl pazarlanabilir?

Zeki Açıköz: “Aşçının yurt dışında başarılı olması için yabancı dil şart!”

“Yabancı dil olmadan istediğiniz kadar ‘Bu işi en iyi ben yapıyorum!’ deyin. Konu yurt dışı olduğunda tüm yaptıklarınız yabancı dil bilmezseniz boşa çıkabilir” diye uyarıyor Zeki Açıköz.

Yalçın Manav: “Hem eğitim sistemi hem de yabancı dil eğitimi sıkıntısı, öğrencilerin yurt dışına açılma imkanını kısıtlıyor”

Yalçın Manav ise, “Ülkemizde mevcut eğitim sistemimiz de yabancı dil eğitimindeki genel sorun ve eksiklikler, gastronomi bölümü öğrencileri için de geçerli olduğundan dolayı yurtdışına açılma imkanımız kısıtlanmış oluyor. Bunun yanında vize alırken yaşanan bürokratik sürecin uzun olması da etken elbette. Bütün bu engelleri ortadan kaldırabilirsek aşçılarımızın dünyaya açılmasını sağlamış oluruz” diyor.
Neden ülkemizde de yurt dışındakiler gibi uzun ömürlü restoranlar yok?

Zeki Açıköz: “Uzun ömürlü olmak için standartlar korunmalı”

Ülkemizde de çok başarılı ve uzun ömürlü restoranlar olduğunu belirten TAFED Başkanı Zeki Açıköz, bu duruma sadece yurt dışı olarak bakmamalı bakılmaması gerektiğini, işletme standartlarını koruduğu ve kendini yenilediği sürece her restoranın başarılı ve dolayısıyla uzun ömürlü olacağının altını çiziyor.
Yalçın Manav: “Yurt dışındaki malzeme tedarik imkanı Türkiye’nin çok önünde”

TAŞFED Başkanı Yalçın Manav’a göre; yurt dışında bulunan restoranların çalışma sistemleri ülkemizdekilerden çok daha sistematik ve profesyonel. Bu durumda kaliteyi ve standartları tutturmanın daha kolaylaştığını belirten Manav, “Ayrıca yurtdışındaki restoranlarda yılın 12 ayı istediğiniz kalite ve çeşitlilik de sebze, meyve ve balık vs. malzeme temin edilebiliyor. Bundan dolayı aşçıların kendini geliştirme ve değişen şartlara adapte olabilme şansı da artıyor” diyerek malzeme tedarikinin de sektördeki önemine dikkat çekiyor.
Ümit Yüksel: “Restoranların uzun ömürlü olabilmesi için Türklerin dışarıda yemek yeme alışkanlığı kazanması lazım”

AŞPAFED Başkanı Ümit Yüksel ise farklı bir konuya dikkat çekiyor. Yüksel, yurt dışındaki restoranların daha uzun ömürlü olmasının nedeninin toplumsal gelirle yakından ilgili olduğunu söylerken, “Avrupa’da milli gelir daha iyi durumda. Bunun için de insanlar rahatlıkla dışarıda yemek yiyebiliyor. Türkiye’de ise benzer kalitedeki restoranların en fazla 5 sene ömrü oluyor” diyor.

Food İn Life

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.