Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Yanında Yer Alan Mengenliler
09 Arşiv Haber: Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Yanında Yer Alan Mengenliler
30 Agustos Zafer Bayramı,29 Ekim Cumhuriyet haftası ve 10 Kasım Atatürk Haftası sebebi ile ve tarihe tanıklık etmek için ulu önden ATATAÜRK’ün yanında yer almış Mengenlilerle ilgili araştırma haberimizi sizlerle paylaşıyoruz.
Mengen.gen.tr Arşivimizden haberimizi tekrar yayına alıyoruz.Haberimizde konusu olan Mengen lilerin artık hayatta olmadıklarını hatırlatmak isteriz.
M. K. ATATÜRK
Atamıza hizmet eden Mengenliler ve anıları;
ATATÜRK’ÜN AŞÇISI YUNUS DEDE’Yİ KAYBETTİK
Atatürk’ün köşkünde 8 yıl hizmet veren Yunus Dede’nin unutamadığı anılarından biri; Atatürk’ün köşkte olmadığı bir akşam mutfak personeli felekten bir gece çalmaya karar verirler. Kendilerine nezih bir içki sofrası hazırlarlar ve içkilerini yudumlamaya başlarlar. O akşam aksilik olacak ya Atatürk’ün işi erken biter ve köşke döner ve hiç inmediği mutfağa ineceği tutar. Mutfağa indiğinde, Atatürk’ü karşılarında gören Yunus Dede ve diğer mutfak personeli neye uğradıklarını şaşırırlar ve çok korkarlar. Sert bir tepki bekledikleri Atatürk, doğruca masaya oturarak kendisine de bir servis verilmesini ister. Sıhhatinize diyerek bir duble rakı içer ve masadan kalkar. Personele de rahatlarını bozmamalarını ve alemlerini devam ettirmelerini özellikle tembih ederek mutfaktan ayrılır. Bu hareketiyle masadakilerin gönüllerini fethederek büyüklüğünü göstermiş olur. Kuzgöl köyünden 19 Mayıs 1996’da vefat eden Yunus Alagöz’ün gazetede yayınlanmasını istediğim yazısı. Saygılarımla…
ATATÜRK’ÜN AŞÇISI YUNUS DEDE’Yİ KAYBETTİK – 2 1318 doğumlu Mengen’in Kuzgöl köyü nüfusuna kayıtlı Yunus (Alagöz) Dede 6 ay önce 75 yaşında olan eşini kaybetmiş ve 95 yaşında olmasına rağmen hayata bağlılığı ile yaşama sarılmıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün yanında 8 yıl, eski Ankara Milletvekili Ali Nazmi Bey’in yanında ise tam 25 yıl hizmet vermiş. Emekli olduktan sonra köyüne yerleşen bir asırlık koca çınar 19 Mayıs 1996 gibi anlamlı bir günde devrildi ve Atasına kavuştu. Cenazesi Kuzgöl Köyü mezarlığına defnedildi. Sinan Gökdemir / Mengen – Haziran 1999
ATATÜRK’ÜN YANINDA 10 YIL MARANGOZLUK
Çok büyük bir tesadüf sonucu tanışıp konuşma fırsatı bulduğumuz Yakup YILDIRIM, 1911 yılında Mengen’in Kıyaslar köyünde doğmuş. 13 yaşında iken gurbete giden Yakup amcanın hayat hikâyesini kendi cümleleri ile aktarıyoruz… 8 – 9 yaşında ya vardım, ya yoktum. Atam’ın Samsun’a çıktığı günlerdi. Sağ kolu olan başyaveri Cevat Abbas araba ile bizim köyden geçiyordu. Hava oldukça yağmurlu ve soğuktu. Arabaları çamura saplandığı için biz köyce yardıma gittik. Hayvanlarla arabayı çamurdan çıkardık. Ben biraz gelişatlı idim. Bana bir kâğıt verdi ve Ankara’ya gel beni bul dedi, ben de 13 yaşındayken Ankara’ya gidip onu buldum. O sırada her şeyi en iyi bilen önder Atatürk “Bu memlekete sanatkârlar lazım onları yetiştirmek için yurt dışından ünlü sanatkârları toplayın.” Diye emir vermiş. Beni de sanatkâr yetiştirsin diye o ustaların yanına verdiler. Biz otuz kadar Türk genci durmadan dinlenmeden marangozluğu tüm ince ayrıntılarını öğrendik. Atatürk sık sık atölyeye gelir bizlerle sohbet eder, “Siz bu işi öğrenin çünkü bundan sonra sanatkârları siz yetiştireceksiniz.” dedi. Köşkün tüm ağaç aksamlarını bizler yaptık. Bizim elimizde fırınlama makinesi olmadığından köşkün önündeki 7 tane sütunu bizler ellerimizle işledik. Hatta 14 metre boyundaki ağaçların Amerika’da fırınlanıp gelmesi Atamı çok üzmüştü. Bize devamlı söylediği “azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz.” deyişi halâ kulaklarımdadır. 1933 yılında açtığımız büyük sergiye Dünya’nın dört bir tarafından gelen ustalar ve sanatkârlar hayran kalmıştı. Sergidekiler tamamen marangozluk sanatını gösteriyordu. Daha sonra seferberlik çıktı ve beni Erzurum’a yolladılar. Florya da Menderes’in isteği üzerine ahşap bir ev yaptım. İhtilalle ise her şeyim yok oldu. Şu anda bana bakan ve inşaatı bitene kadar çalıştığım Antalya huzurevinde yaşıyorum. Vatanım için yetiştirdiğim 15 sanatkârla devamlı görüşüp atamın bana verdiği nasihatleri ben de onlara veriyorum. Yakup amca’ya yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür ediyor. Upuzun bir ömür diliyorum.
Atatürk’e Yemek Hazırlayan Son Çınar “Ulu Önder Atatürk’ün, 1931-1935 yılları arasında aşçılığını yapan Halit Atay, anılarla dolu.”
Bolu’nun Mengen ilçesi Pazarköy beldesinde yaşayan 94 yaşındaki Atay, Atatürk’ün, aşçılığını yapmış… Atatürk’ün yanında aşçı olarak çalışan ağabeyi Mehmet Atay’ın çağırması üzerine Çankaya Köşkü’ne gelen Atay, 4 yıl boyunca köşkte çalışmış. “MUTFAKTA KURU FASULYE EKSİK OLMAZDI” Atay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aşçılık görevi sırasında yaşadıklarını net şekilde hatırladığını söyledi. Atatürk’ü nadiren gördüklerini anlatan Atay, “Biz onu gördüğümüz zaman -Nasılsınız?- diye hatırımızı sorardı” dedi. Atatürk’ün sabah kahvaltısında da genellikle omlet yediğini belirten Atay, şunları söyledi: “Atatürk sabaha kadar çalışırdı. Sabah, iki yumurtalı, içerisine beyaz peynir katılmış omlet yerdi. Bazen, omletin soğuk olduğunu söyler gönderirdi. Biz de tekrar yapar gönderirdik. Yemek konusunda çok titizdi ve asla soğuk yemek yemezdi.” Atatürk’ün en sevdiği yemeğin kuru fasulye olduğunu ifade eden, bu nedenle mutfaktan kuru fasulyenin eksik olmadığını kaydeden Atay, “İster Çankaya’da olsun, isterse Dolmabahçe’de, kuru fasulye yemeği yapardık. Hatta trenle yolculuk yaptığımız zamanlar bile ilk yaptığımız yemek, kuru fasulyeydi” diye konuştu. “YOLDA MEYDANA GELEN KAZA” Atay’ın anıları arasında, trene yetişmeye çalışırken geçirdikleri bir de kaza var. Atatürk’ün programı için Bursa Yenişehir’e, trenle yola çıktıklarını belirten Halit Atay, şunları söyledi: “Yerleşmemiz için bize araba göndermişler. Biz de arabaya bindik ve kalacağımız yere doğru hareket ettik. Bir anda bizi taşıyan araba devrildi. Biz arabanın altında kaldık. Bizim aşçıbaşı da arabadaydı ve 150 kiloydu. Bizi arabanın altından güçlükle çıkarttılar. (Atatürk yemek istiyor) diye, birileri geldi. Trene nasıl yetiştiğimizi hatırlamıyorum.” “MUTFAKTAKİ YANGIN…” Halit Atay, Atatürk’ün toplantı için Yalova’ya gittiği dönemde, Dolmabahçe Sarayı’nın mutfağında, ocakta unutulan bir tencerenin, yangın çıkmasına neden olduğunu anlattı. Atay, kendilerini oldukça korkutan yangının çıkış nedenini şöyle anlattı: “O gün sabah erkenden mutfakta çalışmaya başladık. Büyük tencerelerle krema hazırlıyorduk. Ocağın üzerine bıraktığımız tencereyi unuttuk ve diğer işleri yapmaya başladık. Ocağın üzerinde unuttuğumuz tencere çok ısınmış. Bir patlama oldu. Patlamadan sonra mutfakta yangın çıktı. Yangını söndürmek için itfaiye ekipleri geldi. Yangın büyümeden söndürüldü. Bunun için çok sayıda ifade verdim. Ne kadar çok ifade verdiğimi hatırlamıyorum. Bu durum Atatürk’e ulaştı. (Bize şimdi kızacak) diye beklerken, o bize hiç kızmadı.” Haberin Detayı İçin Tıklayın —————————————————————————————————————————————————
İz Bırakanlar -19- KADİR YETKİN
mengenarsiv.com‘nin değerli takipçileri için bu haftaki “İz Bırakanlar” köşemizde, ilçemizin kuruluşunda önemli rol oynayan Kadir Yetkin ile, hayatından ve Atatürk ile ilgili anılarından oluşan bir söyleşi yaptık. Ulu Önder Atatürk ile olan anılarını da anlattı; 1938 yılında Atatürk’ün, Samsun’dan İstanbul’a dönüşü sırasında Zonguldak valisine telsizle Zonguldak’a uğrayacağını, Cumhuriyet gazetesinin yazı işleri müdürü Yunus Nadi bey bildirdi. Bunun üzerine köşkte ağırlamak için vali beyle görüşüldü. Zonguldak halkı, Yavuz zırhlısını görmek için iskeleye akın etti. Atatürk’ün, vapurdan çıkması ile halkın heyecanı Zonguldak’ı titretti, alkış fırtınası koptu. Ardından köşke hareket edildi ve yemek hazırlığı başladı. Atatürk’ün yanında Alman Reis-i Cumhuru bulunuyordu. Genel Müdür serviste benimde bulunmamı istemişti. Gençliğimden dolayı çok heyecanlanmıştım. Yemek verirken, Alman Reis-i Cumhuru’nun kolunu oynatması üzerine yemek döküldü. Atatürk: “Çok eleman yetiştirdim, ama uşak yetiştiremedim.” dedi. Yunus Nadi Bey bu sözü tarih kitaplarında yer aldırdı. Atatürk, mavi gözlü uzun boylu çok zeki biriydi. Toplantılarda hep konuşmaları; hep memleket müdafaası ile ilgiliydi. Haberin Detayı İçin Tıklayın Kadir YETKİN’e Allah tan rahmet dileriz.
Merhum Kemal ERTEN’in Sağlığındaki Atatürk İçin İfadeleri “ATATÜRK, KURU FASULYE, PİLAV VE ACI BİBERİ ÇOK SEVERDİ”
Konak Köyü Cazlar Mahallesinden olan Kemalettin ERTEN Atatürk başta olmak üzere Çankaya köşkünde 5. Cumhurbaşkanına kadar 43 yıl boyunca yemek yapan bir aşçımız. Kemalettin dede 1927 yılında ustası Mengenli Kadıoğlu Mehmet vasıtasıyla aşçı çırağı olarak Çankaya köşküne girmiş, zamanla yeteneği sayesinde Kadığolu’nu çok kısa sürede geride bırakıp köşkün daimi aşçısı olmuş, güzel yemek pişirip Atatürk’e, ardından da İnönü’ye, daha sonra ise Celal Bayar’a, Cemal Gürsel’e ve Cevdet Sunay’a aşçılık yapmış. Kemalettin dedenin köşkle ilgili anıları şöyle… Ata’ya istediği acılıkta biber bulamayınca kendisi özel acı biber yetiştirmiş ve her seyahatinde biberlerden yanında götürürmüş. Kemalettin dede o günkü heyecanla anlatırdı, herkes biliyor ya, Atatürk kuru fasulye ile pilavı severdi. Günde 5 öğün aynı yemeği yese bıkmazdı. Fazla yemek seçmezdi. Fakat çok çalışması, sabahlara kadar masa başında kalması beni çok üzerdi. Çünkü yemek saatleri düzenli olmazdı derdi ve devam ederdi. (Gözlerinde minnet ifadesi olurdu Kemalettin dedenin) Çoğu zaman aynı sofrada yemek yerdik, aynı ekmeği bölüşürdük ve bu olay beni çok mutlu ederdi. Daha sonra aşçılığını yaptığı İnönü’nün ise yemek seçmediğini söylerdi. Celal Bayar içinse o da her yemeği severdi. En çok portakal suyu içerdi derdi. 27 Mayıs devriminden sonra Cemal Gürsel’e ve daha sonra Cevdet Sunay’a da aşçılık yapan Kemalettin dede 43 yıl sonra 16 Mart 1970 yılında emekli olmuş ve daha sonra hiç yemek pişirmemiş. Ömrünün geriye kalan kısmını Cazlar mahallesinde geçiren Kemalettin Erten 26 Haziran 1986 tarihinde 80 yaşında öldü.
Kaynaklar: MENGEN BİRLİK GAZETESİ
Atatürk’ün muhafızı Halil Basri ÇANKAYA Mengen Pazarköy Düzağaç köyü Atatürk’ün yanında bulunan ve uzun zaman muhafizlıgını yapan hizmet eden vatan severlerden bir tanesi olarak Mengen tarihinde yerini almıştır. 27 |