Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

DEPRESYON, İNTİHARA GÖTÜRÜYOR

DEPRESYON, İNTİHARA GÖTÜRÜYOR
17.11.2016
536
A+
A-

​DEPRESYON, İNTİHARA GÖTÜRÜYOR

​DEPRESYON, İNTİHARA GÖTÜRÜYOR

17.11.2016 17:38:48

İntihar girişiminin depresyonun dışarıya yansımış son hali olduğunu söyleyen Psikiyatrist Dr. Ensari, Bolu’da da artış gösteren intihar vakalarının tedavi edilmeyen depresyon nedeniyle yaşandığını belirtti. Ensari, intiharın tedavi edilmeyen depresyonlarda sıklıkla karşılaşılan bir sonuç olduğunu söyledi.

HABER: ARZU SARI

İntihar girişiminin depresyonun dışarıya yansımış son hali olduğunu söyleyen İzzet Baysal Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi Başhekimi Psikiyatrist Dr. Hülya Ensari, intiharın tedavi edilmeyen depresyonlarda sıklıkla karşılaşılan bir sonuç olduğunu belirtti.

DEPRESYON İNTİHARIN HABERCİSİ
Ensari, “Aslında mevcut sıklıkla mevcut bir hastalığın yani depresyonun artık dışarıya yansımış son halidir. Yani tedavi edilmeyen depresyonlarda sıklık karşılaşılan bir sonuç olarak görüyoruz. Son zamanlarda da Bolu’da evet bir artış var, gözle görüneni bunlar. Birçok nedeni var; stres en başta tetikleyebilir ama her zaman için stres faktörü buzdağının görünen en tepesindeki tetikleyici faktördür. Belki tetiği çeken sebeptir ama altında yatan ve uzun bir süredir var olan depresyonun habercisidir intihar” dedi.

ERKEN TEŞHİS DEPRESYONDA DA ÖNEMLİ
Depresyona karşı toplumun bilinçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Ensari, erken teşhisin önemine değindi. Ensari, “Doyasıyla bizim tüm toplumda depresyonun daha görünür, daha tanınır bir hale getirip bu konuda toplumu bilinçlendirmememiz gerekir. Sadece depresyon değil, özellikle ruhsal hastalıklar evet depresyonda sonuç olarak intiharı görüyoruz ama diğer hastalıklar konusunda da ciddi bir bilinçlendirme yapmamız gerekiyor ki erkenden bunu fark edelim, gidelim destek alalım ve tüm toplumu derinden etkileyen olumsuz sonuçlardan koruyalım diye” dedi.
DEPRESYONUN BELİRTİLERİ…
O gün kişinin moralinin bozuk olmasının depresyona girdiğinin bir belirtisi olmadığını söyleyen Ensari, en az 15 gün boyunca tüm gün devam eden umutsuzluk hissi, bıkkınlık, bezginlik, isteksizlik,  yaşamdan zevk alamama gibi ruhsal iç sıkıntılarının eşlik ettiği bir tablonun ortaya çıkması halinde depresyondan bahsedilebileceğini belirtti.

‘ÖLSEM DE KURTULSAM’ DÜŞÜNCESİ!
Ensari, “Depresyonla ilgili o kadar çok önyargı var ki. Kimi hiç kabul etmez depresyonun hastalık olduğunu. Bunun geçici bir ruh hali olduğu düşünülür. ‘Böyle bir hastalık mı olur?’ denir. Kimisi de anlık yaşanılan ruhsal bir sıkıntıyı, ‘Ben depresyondayım’ diyerek abartabilir. Depresyon, tedavi edilebilir, bilimsel olarak kanıtlanmış bir rahatsızlık. Beyinde salgılanan bir takım biyo tarnsmitter, nörotransmitter dediğimiz maddelerin seviyesinde bir düzensizlik oluyor. Bunun sonucunda da bir takım belirtilerle kendisini gösteren bir hastalık depresyonu. ‘Bunalım’ da diyoruz aynı zamanda. Bir gün 5 dakika içinde ‘ben hadi bunalıma girdim depresyon geçirdim’ diye bir şey olmaz. En az 15 gün boyunca tüm gün devam eden umutsuzluk hissi, bıkkınlık, bezginlik, isteksizlik,  yaşamdan zevk alamama gibi giden ruhsal iç sıkıntısının eşlik ettiği bir tablo olması gerekiyor. Uyku düzeninde bozulma, azalma veya artış olabilir. Uykusuzluk veya aşırı uyuma. İştahsızlık veya aşırı yemek yeme. Sinirlilik gibi belirtilerle giden tablodur ve en az 15 gün, gün boyu devam eder. Bunun da tüm hastalıklarda olduğu gibi şiddetli depresyonu var, orta şiddetli depresyonu var. Bir de ağır şiddetli depresyonu var. İntihar özellikle bizim ağır şiddet seviyesinde giden depresyonda gördüğümüz belirtilerden bir tanesi. Kişi zaten belli bir süre içerisinde mutsuzdur, bıkkındır, bezgindir, isteksizdir. Ne yazık ki buradaki sıkıntı dışardan çoğunun dışardan görünmesinin zor olması ile de alakalı. Kişi de bunu kendisine konduramıyorsa bu aşamaları geçiyor yani hafif düzeyi geçiyor, orta düzeyi geçiyor. Artık ben uzun zamandır zaten depresyonun getirdiği o bıkkınlık, bezginlik, mutsuzluğa bu sefer karamsarlık, ümitsizlik, çaresizlik gibi ağır duygular eşlik etmeye başlıyor. Bu ağır duygular geldiğinde artık kişi kendisini çıkmazda hissedip, ölsem de kurtulsam demeye başlıyor. Kendisi sürekli zihinsel meşguliyet halinde bunları düşünürken, dışarıdan da biraz daha içe kapanık son zamanlarda, daha içe dönük, daha iletişimi azaldı gibi algılamaya başlarlar. Çünkü kişiler bu duygularını çok rahat paylaşmazlar, ifade etmezler. Çünkü başkalarından yardım alamayacaklarını, içinde bulundukları durumun zaten çaresiz olduğunu, zaten çözümsüz olduğunu düşünmeye başlarlar. Ve en son aşamada da bu noktada sabitleştiğinde de ölsem de kurtulsam düşüncesi intihar fikrine yerini bıraktığında ne yazık ki intiharla da sonuçlanabiliyor tedavi edilmeyen depresyonlar. Bu süreç aslında kısa bir süreç değil. Zaman alan bir süreç. Bizim hedeflediğimizde daha bu işin erken aşamalarında far edilmesi ve destek alınması” diye konuştu.

BANA DELİ DERLER’ ENDİŞESİ…
Depresyona giren kişilerin toplumda ‘deli’ damgası yememek ve dışlanmamak için destek almak istemedikleri ve bu yüzden tedavilerinin ya geç ya da hiç yapılmadığını söyleyen Ensari, kişinin ve çevrenin depresyon belirtilerini fark ettiğinde muhakkak destek alması ve aldırması gerektiğinin altını çizdi. Ensari, “Bu noktada da şöyle bir sıkıntıyla karşılaşıyoruz: Toplumdaki o ön yargı, gidersem destek alırsam bana deli derler, ruh hastası derler diye dışlanma ve damgalanma kaygısı ya da senin iraden zayıf mı, sen bunu kendin de yenebilirsin, doktorluk bir durum değil gibi yorumlarla karşılaşma endişeler
Bize geç intikale neden oluyor. Veya hiç başvurma olmuyor bu durumlarda. Bir gazete haberinde de böyle bir tabloyla karşılaşılınca ‘Ne vardı da bu oldu?’ deniliyor. Hepsine dikkatli bir gözle bakıldığında çok önemli, habercil belirtileri olduğunu görmek mümkün. Bunun için herkesin uyanık olması gerekiyor yani kişinin kendi farkındalığı çok önemli ama bu durumda kişi zaten kendi gitmiyor doktora çünkü karamsar. Depresyondaki bir kişi kötü hissettiği, kötü olduğunu düşündüğü için gidecek enerji de bulamıyor kendisinde, yardım almayı kimsenin kendisine yardım edemeyeceğini düşündüğü için istemiyor. Zaten bu çözümsüz bir durum. Kimse bana yardım edemez diye düşündüğü için kolay kolay kendisi de bu adımı atmaz. Ancak çevresinin bu durumda uyanık olması ve farkında olması gerekiyor. İçine kapanma, uyku düzeninde bozukluk, aşırı uyuma ya da uyuyamama, iştahsızlık, sessizlik, öfke hali, iş yerinde dikkat dağınıklığı, performans azalması fark edildiğinde başvuru için ikna edilmesi çok çok önemli. Ya da kişi kendinde bunları fark ettiğinde ‘Son günlerde çok sinirliyim, çok sıkıntılıyım, önceden beni mutlu eden şeyler artık etmiyor, dikkatimi toplayamıyorum, uyuyamıyorum’ gibi farkındalığa vardığında hemen gelip bizden destek alırsa sonuçta tüm depresyon tabloları biraz zaman alsa bile tamamen tedavi edilen bir hastalık o yüzden herkesin çok uyanık olması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.