Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

İşte Adalar’daki o atlar!

Adalar’da faytonun yasaklanmasının ardından yeni yuvalarına kavuşan atlar özgürlüğün keyfini çıkarıyor. Eski hallerinden eser kalmayan atların son durumu havadan da görüntülendi.

İşte Adalar’daki o atlar!
20.07.2020
717
A+
A-

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), Adalar’da faytonculuğun yasaklanmasının ardından satın aldığı atları sahiplendirmeye başladı. Toplam bin 177 atın 20’si İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Meslek Yüksek Okulu’na bağlı Atçılık ve At Antrenörlüğü Bölümü tarafından sahiplenildi. Özgür ruhlu hayvanlar olmasıyla bilinen ve esaretlerinden kurtulan atlar, yaklaşık 2 aydır yeni yuvalarında, üniversitenin Avcılar’daki kampüsünde hem rehabilite ediliyor hem de öğrenci uygulamalarında kullanılıyor.

İşte Adalardaki o atlar

İLK SAHİPLENEN KURUM İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ CERRAHPAŞA

20 atı rehabilite etme ve öğrenci uygulamalarında kullanma amacıyla sahiplendiklerini dile getiren İÜC Veterinerlik Yüksekokulu Müdür Yardımcısı İbrahim Kurban, “Biz İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Veterinerlik Meslek Yüksek Okulu’na bağlı Atçılık ve At Antrenörlüğü programındayız. Burası, programımıza dahil bir padoğumuz. İBB’den 20 tane fayton atını rehabilite etme ve burada öğrenci uygulamalarında kullanmak üzere bağış aldık. Bu süreç şöyle ilerledi; Faytonların kaldırılmasıyla İBB, atları kendi himayesine alarak belirli alanlarda topladı. Sonrasında da ruam taramalarını yaparak, ruam hastalığını adalarda bitirmeyi amaçladı. Ruam taramaları bittikten sonra gerek kamu kurum ve kuruluşlarına, gerekse bireysel olarak kişilere bazı protokollerle sahiplendirmeyi amaçladı. İlk sahiplenen kurum da İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa oldu” diye konuştu.

“BİRBİRİNE UYUMLU 20 ATI SEÇTİK”

Kurban, Adalar’daki bin 500 at arasında 20 atı seçme süreçlerini ise şu şekilde anlattı:

“Ada’da bin 500 tane at vardı, o bin 5000 atın arasından uygulamalarda kullanabileceğimiz, sakin mizaçlı, öğrenci ile problem yaşamayacağımız ve sürü halinde salabileceğimiz, birbirlerine karşı uyumlu olan atları seçmek üzere bir heyet görevlendirdi. Heyet olarak gittik, atların mizaçlarını değerlendirdik ve 20 tanesini sahiplendik.”

‘HÜRREM’ ŞİMDİ KOŞUYOR

Yaptıkları değerlendirme esnasında, Hürrem adını verdikleri hasta atı da sağlığına kavuşturmak üzere sahiplendiklerini anlatan Kurban,

“Bu değerlendirme esnasında bir tane de hasta olan, haflinger ırkı bir kısrak vardı. 6 yaşında. Onu da sahiplenmiş olduk. Onu sahiplenme amacımız ise hayvanı iyileştirmek ve bundan sonraki hayatında daha rahat yaşamasını sağlamaktı. Çünkü bin 500 tane atın olduğu yerde, bireysel olarak ilgilenme bu kadar mümkün olmuyor. O sebepten o atı da sahiplenip, ileriki yaşamında sağlıklı olması için üniversite bünyesine aldık. Atın sağlık problemi ise, “Laminitis(Tırnaklama)” dediğimiz bir hastalık. Tırnaklarda yangı ile başlayan ve tedavi edilmezse atın ölümüne sebebiyet verebilecek bir hastalıktı. Geldiğinde yürüyemeyecek haldeydi. Bir takım tedavi protokollerini uyguladık ve şu anda gayet rahat bir şekilde oynuyor, koşuyor, otluyor” ifadelerini kullandı.

“ATLAR ÖZGÜR RUHLU HAYVANLARDIR”

Sahiplendikleri atların hem psikolojik hem de fiziksel durumlarındaki olumlu değişimi vurgulayan Kurban, şöyle devam etti:

“Atlar diğer canlılar gibi değiller, özgür ruhlular. Sürekli koşmak isterler. Onları kısıtladığınız, alanlarını daralttığınız zaman depresyona girerler. Psikolojileri bozulur ve bu genel durumlarına yansır. Biz gittiğimizde, seçtiğimiz esnada bile hafif hafif agresyon sergileyen, kendine dokundurmak istemeyen, yanındaki attan rahatsız olup ondan sürekli kaçırmaya çalışan haldeydiler. Bir çoğu ele gelmeyecek vaziyetteydi. Tabii genel durumları şu anki kadar iyi değildi. Ama burada hem bizim gözetimiz altında, hem de seyis arkadaşlarımızla beraber günlük bakımları, beslenmesi, kendilerine ait bireysel locaları ve gördüğünüz gibi gün içinde dolandıkları padokları var. Dolayısıyla bu yaşadıkları olumsuzlukları zamanla atlatacaklardır” şeklinde konuştu.

ETİKETLER: , ,
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.