Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Köylerimizin Geleceğine Dair… ( I ) – Özkan AKAR

25.12.2023
941
A+
A-

Köylerimizin Geleceğine Dair… ( I )

Mengenlinin dirisi de ölüsü de eninde sonunda köye gelir derler. Burada unutulmaması ya da atlanmaması gereken şey ; Hayat tüm hızıyla devam ederken köye sağlıklıyken yani diriyken gelebilmek ve ömrün kalan kısmını şehir gürültüsü, stresi olmadan, yemyeşil doğa içinde köylerde vakit geçirebilmektir.
Çocukluk insanın anavatanıdır, bir başka deyişle insanın çocukluğunun geçtiği topraklar ona göre çok özeldir. Dünyanın neresine giderse gitsin çocukluğun geçtiği toprakları özler insan, ona özlem duyar, buram buram memleketi kokar burnunda…
Biraz daha derine inersek, özlenen topraklardan ziyade eskilerdir aslında. Yaşanmışlıklardır, anılardır ve geçmişe duyulan özlemdir …
O güzel günlerin geçmişte kalması ve tekrarının mümkün olmaması içten içe kahreder insanı fakat nafile, elden bir şey gelmez artık….
Köyde doğup büyümüş veya çocukluğunun önemli bir kısmını köyünde geçirmiş kişilerle, çocukluğun geçtiği Köy arasında görünmez sıkı bir bağ vardır. Çok güçlü bir aidiyet duygusu oluştuğu için zaman içinde bu bağ körelse bile asla ve asla kopmaz.İnsan kendini köye, köyüne ait hisseder. Ve bu yüzdendi eski insanların mecbur kalmadıkca şehre gelmemeleri, gelse bile birkaç gün sonra köye dönme istekleri. Onları hiçbir güç alıkoyamazdı şehirlerde ölüm döşeğinde olsalar bile son nefeslerini köyde kendi evlerinde vermek isterlerdi.

Zaman içinde Sosyal, Ekonomik, Politik ve Teknolojik gelişmeler toplumların sahip oldukları kültürün mevcut yapısını değişime uğratmıştır.
Söz konusu unsurlardan ötürü farklı zaman dilimlerinde doğan kuşakların davranışlarında farklılaşmalar ortaya çıkmıştır. Kuşaklararası farklılıklar ;
Birbirlerini anlayamamalarını ve olaylara değişik perspektiflerden bakmalarını gündeme getirmektedir. Söz konusu farklılaşan davranışlar kuşaklar arası çatışmaların çıkmasına da sebep olmaktadır.
Hani derler ya ” Babamdan ileri, oğlumdan geriyim ” diye…
Yeri gelmişken ; Kuşaklararası farklılıklara göz atalım. Nedir bu kuşaklar ?
İnsanlık tarihinin başlangıcından günümüze kadar olan süreç içerisinde yaklaşık olarak aynı yıllarda doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları, kaderleri paylaşmış, benzer görevlere yükümlü olmuş kişiler topluluğu kuşak kavramı olarak ifade edilmektedir.
Buna göre ;

• 1925 – 1945 / Sessiz kuşak.

• 1946 – 1964 / Baby boomers.

• 1965 – 1979 / X kuşağı

• 1980 – 1999 / Y kuşağı

• 2000 – 2010 / Z kuşağı ( Milenyum )

• 2011 ve 2024 / Alfa kuşağı
• 2025 ve sonrası Beta Kuşağı

Olarak adlandırılmakta ve bilinmektedir.
1946-1964 yılları arasında ikinci dünya Savaşı sonrası yaşanan bebek doğum oranı artışlarından dolayı ingilizce Baby Boomers yani Bebek Patlaması kuşağı adı verilmiştir.
İster Kuşak deyin, İster Jenerasyon isterse de Yeni Nesil, gerçek olan şudur ki her kuşak kendi hayatını yaşamaya devam edecek. Kuşaklararası çatışmalar dünya döndükce sürecektir.
Konuyu toparlayacak olursak ; Köyde yaşamamış, köyde vakit geçirmemiş ve köyü ile hiçbir aidiyet bağı oluşmamış gençlerimizin köylere bayramdan bayrama olsa bile gelmeleri büyük bir olaydır.
Hepimiz farkındayız ki zaman ilerledikçe gençlerimizin köyleri ile olan bağları zayıflamakta ve bu gidişle çok uzak olmayan bir zaman diliminde kopma noktasına gelmesi kaçınılmazdır.
Köylerimiz hafta sonu kaçamağı ve Günübirlik hava değişimi ve piknik yapmak için gelinen mekanlar haline dönüşmeye başladı bile…
Birkaç kuşak sonra köylerin ismi sadece kimliklerde yazılı olan kütük bilgilerinde ( il / ilçe / köy ) yer almaması için şimdiden ülke genelinde çalışma yapılması gerekmektedir zira yarın çok geç kalınmış olacaktır.

“Orada bir köy var uzakta: gitmesek de görmesek de o köy bizim köyümüzdür”

Saygılarımla
Özkan AKAR
Aralık 2023

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.