Mengen Aşçılık Geleneği ve Tanju TATLI-İbrahim Servet
Mengen Aşçılık Geleneği ve Tanju TATLI
Aklına ve yüreğine sağlık ve de eline sağlık sevgili Tanju.
Bu grizgahı yapmamızın nedeni sevgili kardeşimiz Tanju Tatlı’nın “Kent ve Mekan Bağlamında Aşçılık Geleneği” kitabını yazması.
Kendisiyle geçtiğimiz zamanlarda yaptığımız ikili konuşmalarımızda bu tür bir çalışma içinde olduğumuzu söyler ve bizde mukabele ederdik kendisine, sabırsızlıkla beklediğimizi söylerdik sağ olsun. Tekrar söylüyoruz emeğine yüreğine sağlık.
Kastamonu salnamesinde Mengen: Kastamonu vilayeti, Bolu livası, Gerede kazası, Mengen nahiyası olarak tarif edilir. Mengen nahiyesi şimdi Pazarköy olarak bildiğimiz beldedir. 1948 yılında Türkbeyli ve Beşler mahallerinden müteşekkil Türkbeşli yerleşiminin ilçe olmasıyla şimdiki Mengen yerleşkesinin adı da Mengen olarak değiştirilmiştir. Coğrafyasının %72’si ormanlık olan bu bölgede orman ürünleri istihsali dışında tarımsal üretim yapılmamaktadır.
Tarımsal üretim derken asıl anlamamız gereken tarımsal ürünlerin pazar için üretilmesidir. Yıllardan beri bölge insanımız kendi ihtiyaçlarını karşılamak adına organik olarak kendi yiyeceklerini yetiştirmişlerdir.
Orman istihsalinin daralması nedeniyle hemşehrilerimiz büyük kentlere göç ederek ata geleneğimiz aşçılık geleneğine yönelmişlerdir.
Mengenli Fatih Sultan Mehmet’ten bu yana saraylıdır. Çünkü Fatih Sultan Mehmet av için geldiği bölge de kendisine sunulan yemeklerin lezzetine doyamadığı için bölgeden götürdüğü Yakub Ağayla Mengenli saraya girmiştir. Sonrasında ulaştığımız belgelerde padişah I. Ahmet döneminde Mengen Aşçılarının yeri Osmanlı Sarayında pekişmiştir. Sarayın baş aşçıları genelikle Mengenliler olmuştur.
Cumhuriyet dönemiyle Mengenli büyük önderimize hizmet etme şerefine erişmiştir. İlçemize bağlı Cazlar köyü nüfusuna kayıtlı rahmetli Kemal ERTEN ağabeyimiz BÜYÜK ATATÜRK’ÜMÜZÜN aşçısı olma şerefine erişmiştir. Hani deriz ya, Atatürk kuru fasulyeyi çok severdi diye işte onu halkımız rahmetli Kemal amcamızın verdiği bir söyleyişinden öğrenmiştir. Sonrasında Pazarköyümüze bağlı Düzköy köyümüzden Halit Amcamız sevgili Halit ATAY Büyük Önderimize hizmet etmiştir. Bunlar küçük tarihsel anektodlardır.
Ne zaman ki güzel Mengenimize aşçılık, mutfak sanatları lisesi açılmış; mezunları Anadolu’ya yayıldığında da aşçılık Mengenlinin zanaatı olmaktan çıkıp, yemek sanatı haline dönüşmüştür. (Daha önceki yazılarımızdan Mengen Aşçılık lisesinin İlçemize kazandırılmasında emeği geçen bütün insanlara, Mengenliler, yurdum insanına şükranlarımı sunmuş Yakub Usta’dan bu yana Hakk’ın Rahmetine kavuşmuştur bütün aşçılık çalışanlarına rahmet dilemiştik.)
Hep söyleriz ya kedi batmaz, kaldırık dolması, cizleme gibi sınırlı sayıda yemeğin dışında Mengen mutfağını oluşturacak yemekten söz edemeyiz. Bunun nedeni Mengenlinin yemek üstadı olmasından kaynaklanır. Yaratmış olduğu damak tadından ödün vermemek adına yaratıcı yanını tali planda bırakmıştır. Hizmetinde olduğu unsurların mutlu olmayacağı düşüncesiyle geliştirmiştir uygulayıcı yanını (Başka bir yazımızda vurgulamayı düşündüğümüz Mengenlinin saray yada merkezi yönetimle ilişkilerini buraya koymayacağız.
Yukarıda dedik ya Aşçılık lisesinin açılmasından sonra zanaatı, sanata dönüştü. Ülkemin en güzel yerlerinde aşçılık yapmakta gençlerimiz, sevgili Tanju Tatlı, Tanju Tatlılar el vermekte, omuz vermekte, aşçılık sanatına. Ellerine sağlık, yüreklerine sağlık, akıllarına sağlık.
Gelin Büyük ozan Anadolu Ozanı Ahmet Arif’in dizeleriyle yorumlayalım aşçılık mesleğini, sanki bizim için söylemiş büyük ozan;
Gör, nasıl yeniden yaratılırım,
Namuslu, genç ellerinle.
Kızlarım,
Oğullarım var gelecekte,
Her biri vazgeçilmez cihan parçası.
Kaç bin yıllık hasretimin goncası,
Gözlerinden,
Gözlerinden öperim,
Bir umudum sende,
Anlıyor musun?
İbrahim Servet