Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Mengen’den yetişen değerlerden Erdoğdu ÖZCAN

Mengen’den yetişen değerlerden Erdoğdu ÖZCAN
25.08.2017
1.434
A+
A-

Sayın Erdoğdu ÖZCAN kendinizi tanıtır mısınız?

1951 yılında Bolu’nun şirin ilçesi ve aşçılar diyarı Mengen’de doğdum.  Eğitim çalışanı olarak sınıf öğretmeni olarak 1969 yılında başladım.  13 yıl sınıf öğretmenliği yaptıktan sonra 1982 yılında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yurt dışına Almanya’nın Bavyera Eyaletine Alman okullarında okuyan Türk çocuklarına eğitimsel olarak rehberlik, öğretimsel olarak akademik olarak öğreticilik yapmak üzere gönderildim. Burada 1988 yılı sonuna kadar devam eden altı yıllık görevim süresince çok sayıda hizmet içi eğitimlere katılarak kendimi geliştirme ve değişik kültürleri tanıma fırsatı buldum.

1995 yılında emekli olduktan sonra Güzelbahçe’ye Eğitim Vakfı Özel İzmir İlkokulu’nu kurmak üzere kurucu müdür olarak geldim.  Üç yıl çalıştığım bu güzel kurumdan zorunlu nedenlerle istifa ederek ayrıldıktan sonra 12 yıl Özel Ege İlköğretim okulunda müdürlük yaptım. Son dört yıldır da Özel Türk Koleji’nde ilköğretim müdürlüğü yapıyorum.

 

Bir eğitimci gözüyle kısaca “hobi nedir ve yararları nelerdir” konusunda görüşlerinizi paylaşır mısınız?

Hobiyi kısaca bir insanın iş yaşamının veya yapmak zorunda olduğu bir işinin dışında özel olarak yaptığı uğraşlar olarak tarif edebiliriz. Hobi özel bir şey üretmektir.

Günümüzün hem iş hem de sosyal ortamı oldukça sıkıntılı, ağır ve stresli geçmektedir. Stres dolu bu ortamlar bizlerin beyin ve bedenlerini çok yormaktadır. Hobinin yararları işte bu gibi durumlarda ortaya çıkmaktadır. Kişilerin, kendilerine özel olarak edindiği hobiler onların daha zevkli ve keyifli bir yaşam sürmelerine, yoğun iş temposunun getirdiği olumsuz koşullarla başa çıkmalarına ve stres ile baş etmelerine yardımcı olacaktır.

Ben eğitim işinde çalışıyorum. Yaptığım işin hammaddesi insandır. Bir bahçıvan ve çiftçinin toprağı işlemesi, bir heykeltıraşın bir taşı şekillendirmesi gibi bir uğraş işindeyim. Ancak benim uğraşım tesadüfe bırakılamayacak kadar ciddi ve sorumluluk taşıyan bir iş. Yaptığım işin hem girdisi hem de çıktısının insan olması nedeniyle hata yapma hakkımız olmamaktadır. Bu sorumluluğun yarattığı stresle baş edebilmek için değişik hobiler edindim. Doğadan fotoğraflar çekmek, ağaç işleri ile uğraşmak, yağlı boya resim yapmak, sosyal sorumluluk kapsamında toplum hizmetleri gibi.

Tavsiyem şudur ki; yoğun ve stres dolu iş yaşamı olanlar mutlaka bir hobi edinmeliler. Çünkü bir hobi sahibi olanlar, iş yaşamı dışındaki yaşantılarını daha kaliteli olarak geçirdikleri gibi özgüvenlerinin de arttığını göreceklerdir.

 

Gördüğümüz kadarıyla güzel bir hobiniz var. Güzel ve değişik bastonlar yapıyorsunuz. Baston yapmaya ne zaman ve nasıl başladınız?

Uzun bir süre Zonguldak’ın Devrek ilçesinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptım. Devrek bastonlarıyla tanınan bir yerdir. Batı Karadeniz gezisine giden yerli turistlerimizin yolu mutlaka bu güzel ilçeden geçer ve bastoncular çarşısı ziyaret edilir.

Buradaki toplum hizmeti çalışmalarımdan bir tanesi, ilçeye gelen kamu görevlilerine ilçeyi tanıtmak ve baston hakkında bilgiler vermekti. Bu aşamada ilgi duyduğum bastonculuk kursuna katılarak sertifika aldım. Mesai dışında tanınmış birkaç ustanın yanında onlara yardım ederken kendimi geliştirme olanağına sahip oldum. Klasik baston yapımından sıyrılarak kendime göre üzerinde bezeme, Osmanlı ve eski Türk motifleri olan işlemeli bastonlar geliştirmeye çalıştım.

 

Bugüne kadar açtığınız sergi ve katıldığınız etkinliklerden bahseder misiniz?

1982 yılından bugüne hobi olarak baston yapıyorum. Hobi düzeyinde yaptığım el sanatı ürünleriyle içinde Bolu, Zonguldak, Ankara, İstanbul, Sivas ve İzmir’inde olduğu şehirlerde ve bazı üniversitelerde sergiler açtım. Açtığım sergilerde sergilediğim, bezemeli, Selçuklu, Osmanlı ve eski Türk motifleri ile işlenmiş bastonlarım büyük bir beğeni görerek birçok bastonum koleksiyoncular tarafından satın alındı. İzmir’de, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin 1993 yılında organize ettiği “Güzel Sanatlar Sempozyumu” kapsamında Atatürk Kültür Merkezi’nde açılan üç günlük sergiye katıldım.

Bir dönem Devrek Cezaevi’nde mahkûmlara bir dönem bastonculuk kursu verdim. Lions Kulübü işbirliğinde sergiler açtım.

Açtığım sergilerden en önemli ve onurlularından bir tanesi Ankara 100.Yıl Sanat Merkezinde, anısına açtığım sergi olmuştur. Sergide, üzerine “VURULDUK EY HALKIM UNUTMA BİZİ” şiirini oyma işleme olarak yazdığım baston büyük ilgi görmüştü.

Hobi olarak yaptığım yağlı boya tablolar ile Bolu Sanat Galerisinde açılan “Yağlı Boya Resimler” sergisine katıldım. Yine hobi olarak uğraşım olan doğa resimleri ile üç defa “YÜREĞİMDE AÇAN SEVGİ ÇİÇEKLERİ” sergilerim bana büyük bir keyif vererek mutlu etmiştir.

Bir gün elimize mutlaka bir baston alacağız. İşte o zaman elimizde dünyada nadir olan bir DEVREK BASTONU olmasın.

DOSTLARINIZA BASTON HEDİYE ETMEK, ONLARA UZUN ÖMÜR DİLEMENİN EN GÜZEL YOLUDUR.

 

E-Posta: erdogdu51@gmail.com

YORUMLAR

  1. Talat kalinci dedi ki:

    Verdiginiz hizmetlerden dolayi ne mutluki size sizi seviyoruz ögretmenim Allah sizlere ve ailenize huzur ve mutluluk versin Kalin saglicakla sizi unutmayan ögrenciniz talat kalinci