TENEKECİ SEYFİ AĞANIN ARDINDAN – Aydın ERÇELİK
Hacı Seyfi AKARSU
Namı diyar Tenekeci Seyfi Ağa.
Çırak olarak başladığı tenekecilik mesleğini 65 yıldır ara vermeden sürdürüyor.
Mesleğini içindeki aşkla coşkuyla yaptığını söyleyen Seyfi Akarsu emekli olmayı hiç düşünmediğini, çalışmanın onu hayata bağladığını belirterek şöyle diyor; Çalışma aşkı var içimde, ayrıca insanlarla sürekli iç içe olmayı seviyorum, zamanımı değerlendirmeyi seviyorum.
Onun için ömrümün sonuna kadar çalışacağım.
İnsan işini içindeki aşkla, coşkuyla yapmalı.
Ben bu işi 1954’de yapmaya başladım.
Babamın çalıştığı yere gider, onların ufak tefek işlerini yapardım.
Çırak olarak çalışmaya başladım.
Babam beni yetiştirdi.
Sonra ben de usta oldum.
Başka işlerle de uğraştım.
Marangozluk, aşçılık ve çeşitli işlerde çalıştım.
Herkes gibi aşçılığa ben de bulaşıkçılıkla başladım.
Kendi mesleğimden sonra en çok aşçılık yaptım.
İlk dükkânımı 1956 da açtım.
1964 de ise bu dükkânla bu evin sahibi oldum.
Kesinlikle, başka bir iş yapsaydım demedim.
Şimdi bile işimden yorgun değilim.
85 yaşımda bile coşkuyla, şevkle yapıyorum işimi.
Sana para verelim evde otur deseler kabul etmem ama para almadan çalış deseler çalışırım.
Evimde oturmayı, işimi bırakmayı düşünmüyorum.
Çalışma aşkı var içimde.
Ayrıca insanlarla sürekli iç içe olmayı seviyorum, zamanımı değerlendirmeyi seviyorum.
Onun için ömrümün sonuna kadar çalışacağım.
Dükkânımda soba boruları, mangal, küllük, rozet, idare, kandil yaparım.
Sabah 5.30’da sabah namazına kalkarım.
Namazı kıldıktan sonra her sabah yürüyüş yaparım.
Dörtyol kıraathanesinde 2 çay içer Bismillah der dükkânımı açarım.
O gün hangi işler varsa elimizde ya da ne tür işler gelirse bütün gün onlarla meşgul olurum.
Kışın günler kısa olduğu için daha erken bırakıyoruz işi, yazın ise gün uzun olduğu için daha geç.
Mengen’de benim yaptığım isi başka yapacak kimse yok.
Şu an bir ben kaldım.
Trakya’dan gelen toptancım bölgede sadece benim olduğumu ve başka sanatkâr kalmadığını söylüyor.
1950’li yıllarda Mengen’e geldiğimizde 2 tane tenekeci vardı.
Halil ve Şevket Ağalar vardı.
Allah nur içinde yatırsın her ikisini de, mekânları cennet olsun.
Zanaatla uğraşan insanın içinde aşk olmalı, coşku olmalı, yoksa kimse işinin ehli olamaz, gerektiği gibi de yapamaz.
Kimse de o meslekte uzun süre çalışamaz.
2 oğlum var.
Benim mesleğimle değil başka bir meslekle uğraşıyorlar.
Tenekecilik mesleğim ile onları 2 daire, bir taksi sahibi yaptım.
Geçinip gidiyorlar.
Okulların 8 yıllık olması bir yandan iyi oldu amma bir yandan da alttan çırak yetişmesine engel oldu.
Meslekler ölmemeli.
Şimdi fabrikalar açılıyor.
Herkes fabrikatör olamaz.
Fabrikada işçi lazım, tamirci lazım.
Bozulan eşyaları çöpe atacak kadar zengin bir ülke değiliz.
Bu nedenle tamircilik mesleği mutlaka yaşamalı yaşatılmalı.
İsraf edecek kadar zengin değiliz.
İnsanlarımız ve gençlerimiz çalışmaktan yılmasınlar.
İşlerini sevsinler, sabırlı olsunlar. Müşteriye de güler yüzlü olsunlar.
Çalışmak insanları ayakta tutar.
Paraya kıymet vermesinler insana kıymet versinler.
Bu dünyadan bir Tenekeci Seyfi Ağa geldi ve geçti.
24 Ocak 2023 de Türkbeyli Mahallesi Camiinde öğle namazını müteakiben kılınan cenaze namazından sonra Aktepe Köyündeki aile mezarlığına defnedildi.
Allah rahmet eylesin.
Allah mekânını cennet eylesin.
Mekanı cennet olsun, dükkanın önünden geçerken hep selamlaşır,ve sohbet ederdik…..
Yazın ile hatırlattığın için sizede teşekkürler abim
Mekanı cennet olsun