BİLİM KÖŞESİ Bilim İnsanları XV Christian HUYGENS
BİLİM KÖŞESİ
Bilim İnsanları XV
Christian HUYGENS
Diplomatlar ailesinden gelen Christian Huygens, bilimsel bir çevrede yetişti. Leiden ve Breda üniversitelerinde öğrenim gördü. Mantık, matematik ve fizik alanlarında derin bilgisi vardı. Latince, yunanca, Fransızca ve İtalyanca da öğrenen Huygens, ayrıca, çok iyi bir müzikçi idi. Öğrenimini bitirdikten sonra ailesinin yanına döndü ve bütün zamanını fizik üzerine düşünmeye ayırdı. Evindeki araç gereç bakımından çok zengin olan optik laboratuarında her tür deneye girişerek ileriki çalışmalarının temellerini attı.
1655’te Paris’e giderek felsefeci Gassendi, matematikçi Roberval va gök bilimci Boulliau ile görüştü. Hollanda’ya dönüşünde yaptığı bir dürbün sayesinde 50 yıl kadar önce Galileo Galilei’nin ortaya attığı Satürn halkası problemini çözdü. Aynı zamanda, Satürn’ün dönüşünü gözledi ve bu gezegenin bir uydusunu (Titan) keşfetti. 1660’ta yeniden Paris’e giderek Pascal, Auzout ve Desargues’le buluştu. Paris’ten Londra’ya bir gezi düzenledi ve orada Merkür’ün Güneş’in önünden geçişini gözledi. 1661’de La Haye’ye döndü. 1663’te Paris’ten Londra’ya yeniden bir yolculuk yaptı. Burada Colbert kendisine önemli çalışma olanakları sağladı.
Huygens, ünü, gerçek değerinin boyutlarına ulaşamayan bir bilim adamıdır. Çok sayıda yapıtı, bir çok konuyu ele alan çalışmaları vardır. Üstün bir kuramcı ve büyük bir deneyci olan Huygens’in saatçilik alanında gerçekleştirdiği gelişmeler buna örnek olarak gösterilebilir. Her ne kadar küçük salınımların eş zamanlılığını bulan ve bunu saatle ilgili problemlere uygulamayı düşünen Galile Galilei olduysa da, 1657’de La Haye’de Salomon Coster’e ilk sarkaçlı saati yaptıran Huygens olmuştur. Saatçilikte Huygens sayesindeki gelişmeler, onun yalnızca deneycilik yeteneklerinden kaynaklanmamıştır. Huygens, işe salınımların eş zamanlılığı ile ilgili uzun bir kuramsal çalışma ile başlamıştı. Sonra da eş zamanlılığın bir kusurunun, sikloit yayı biçiminde eğrilmiş lamların kullanılması ile düzeltilebileceğini düşünmüştü.
Huygens, her ne kadar matematikteki gelişmeleri izlediyse de, geleneklere bağlı bir matematikçi olarak kaldı. Dönemin bir başka ünlü problemi olan zincir eğrisi problemi dikkatini çekti. Zincir eğrisi, iki sabit noktaya asıldığı zaman kusursuzca bükülebilen, aynı kalınlık ve yoğunlukta, yerçekimi etkisindeki bir zincirin oluşturduğu eğridir. Huygens 17 yaşından başlayarak, bu problem ile ilgilenmiş ve zincir eğrisinin Galileo Galilei’nin sandığı gibi bir parabol olmadığını basit bir biçimde göstermiştir.
Huygens ayrıca kusursuz bir optikçi idi. Her ne kadar aletli optikte ve geometrik optikteki çalışmaları dikkat çekici ise de, asıl katkısı, ışık kuramına oldu. İlk kez ışığı bir dalga olayı olarak düşünen Huygens’tir. Ama bu alandaki çalışması fazla izlenmedi. Yaşadığı dönemde Newton’un çalışmaları diğer bütün çalışmaları bastıracak nitelikte idi. Ayrıca Newton, tam anlamı ile ışığın tanecikli yapıda olduğunu savunuyordu.
Huygens son yıllarını optik konusundaki çalışmalarına adadı. Özellikle Traite de la lumiere ( Işık Üstüne İnceleme,1690) adlı yapıtı ile 1968’de yayımlanacak olan Cosmotheoros adlı, evren sistemi ile ilgili denemesini yazdı
Merak ettikleriniz için : bilimsel9@hotmail.com