Birlik ve Dirlik – İbrahim Servet
Birlik ve Dirlik
Halkın şairi Enver Gökçe adına verilen “Enver Gökçe şiir ödülü” şair Nihat BEHRAM’a verdiler bu yıl yazılarımızı okuyan dostlarımız Enver GÖKÇE ve Nihat BEHRAM’a olan yakınlığımızı yazılarımızda kullandığımız şiirlerinden belirler
“Sancıyan bir sessizlik bırakıyor gemide
Birer birer gidenlerimiz”
Demiştim SEVGİLİ Hüseyin VARLIK, görünmeze uçtuğunda Nihat BEHRAM’ın bir şiirinden alıntıydı bu IRMAK BOYLARINDA TURAÇ SESLERİNDE ,
Turaç bir alıcı kuş güzellikleri örgütleyen, seyrinde hayranlık uyandıran
Gitmek; kopmak yaşamdan acılar bırakmak geriye, sancılar onulmaz yaralar açmak her gidiş bir dal kırar yüreğimizde gönül yedi verenimizden bir yaprak düşer, çölleşiriz
Güzellikler Ülkesidir yaşam, sınırsız; gezmesini bilene, anlamlandırabilene
Gidenlerin ardından herkes bir şeyler söyler biz türkülerimizi…
Türküler Tanrının verdiği nimet kadar hak anamızın ak sütü gibi helal, alın terimizle damıttığımız
‘Uğruna çekilen derttir minnettir
Senden yana olduğumuz sebeptir
Kardeşçe hayat’
Bu dizilerde halkın şairi Enver GÖKÇEN’indir
Sanatçı yaşam ağacının dibine doğal güzellikleri seyretmek adına su döken insandır. Sanatçı kardeştir, kalleş değil hançeresinde birlik tohumları yeşertir, sevgi kardeşlik tohumları yüceltir. Giderken bile elini uzatır insanlığa takatimin son zerresini avuçlasınlar yürek ferahlığımız aydınlatsın alınlarını diye.
Hababam sınıfı filmini hepimiz izledik Mahmut Hoca kaldı aklımızda; İnek Şaban, Damat Ferit, Güdük Necmi kaldı, elinde ziliyle Hafize Ana ama asıl kaynak “sınıf”ın şairi Rıfat Ilgaz :
“Elim birine değsin
Isıtayım üşüdüyse
Boşa gitmesin son sıcaklığım”
Hastanedeki son deminde (1991) yazdığı son şiir.
Üç büyük ozandan bahsettik Enver GÖKÇE, Rıfat ILGAZ ve Nihat BEHRAM; birliğin, dirliğin ve kardeşliğin ozanları acıların hayınlıkların yıkamadığı çınarlar. Enver GÖKÇE ve Rıfat ILGAZ ustalar sonsuza uğurlandılar, Nihat BEHRAM sağ kardeşlik türkülerini söylemeye devam ediyor.
Bu yazımızda ustaların söylemlerinin önünde çıkartılan bir şapka olsun biz biliyoruz o şapkanın içinden tavşan değil, sevgi sözcükleri çıkardı güzel insanlar o insanların söylediği ağıtlar bile omuzdaş olalım dostlar diyordu. Omuz omuza verirsek avuçlarız dünyayı avucumuzu açtığımızda ak güvercinler doldurur evrenimizi.
Kardeşler;
Hiçbirimizin sıcaklığı boşa gitmesin uzatalım ellerimizi birbirimize unutturmaz bize o sıcaklık dostluğun kardeşliğin nelerle yüklü olduğunu.
Gelin şöyle bir anıyla bitirelim yazımızı: Büyük ozan Aşık Veysel Köy Enstitülerinde usta öğreticilik vasfıyla dersler verirken Arifiye Köy Enstitüsünde kalır bir süre oradaki görevi biter ve gider.
Bu ayrılışın ardından yedi yıla yakın bir zaman geçmiştir. Ankara’dan bir toplantıda bir ses değer kulağına Koca Veysel’in, tereddüt etmeden “Melahat kızım nasılsın?” der . Melahat öğretmen koşarak üstadın ellerine sarılır ve ağlamaya başlar. BİZ BUNUN ADINA SEVGİ DİYORUZ, BİZ BUNUN ADINA SAYGI DİYORUZ, BİZ BUNUN ADINA BİRLİK DİYORUZ, BİZ BUNUN ADINA DİRLİK DİYORUZ…
GÜNEŞLİ ve GÜZEL GÜNLERİN HABERCİSİDİR BİRLİĞİMİZ DİRLİĞİMİZ OMUZDAŞLIĞIMIZ
BOŞA GİTMESİN YÜREĞİMİZİN SICAKLIĞI !
İbrahim Servet ÇETİN