Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

DİNLEMEK -Tahsin AKDUMAN

08.09.2014
614
A+
A-

Geçen hafta bulunduğum bir arkadaş ortamında hararetli bir konu tartışılırken, tartışmaya pek karışmayıp, uzaktan onları izlemeyi ve mevzubahis konu hakkında söyleyecek şeylerim olduğu halde, ve de konuyla ilgili birikimim olduğu halde sessiz kalmayı tercih ettim. Bulunduğum ortamdaki arkadaşlarımın hemen hepsi iyi okullarda okumuşlar, Türkiye’de ve burada eğitim süzgecinden geçmiş insanlardı. Fakat sonuç aynıydı herkes konuşuyor kimse dinlemiyordu. Bir de işin kötü tarafı ben bu nedenden dolayı tartışmaya karışmayıp köşede oturunca herkes benim sessizliğimi suiistimal edip daha çok bana doğru düşüncesini anlatıyor ve hak vermemi bekliyordu.

Dinlemeyi bilmek bir sanattır. İyi bildiğimiz konularda fikrimizi söylemek kadar, yeterince bilgili olmadığımız konularda dinlemeyi bilmek de çok önemli. Gün boyu konuşan biz olursak yeni bir şey öğrenemeyiz. Ama başkalarını dinlemek, hem bakış açımızı genişletir hem sürekli yeni şeyler öğrenme imkânı buluruz.

Hele bir idareci veya makam sahibi isek hep biz konuşur diğer insanları susturur onları konuşturup dinlemezsek bir şey öğrenemeyiz ve bir şey yapamayız.

Dinlemek, hem bilgili olmayı hem de gayret ve güç sarf etmeyi gerektirir. Dinlemek bu bakımdan zordur, yorucudur. Dinlemek büyük insanların özelliklerindendir. Bundan olsa gerek, Goethe   “Konuşmak bir gereksinim, dinlemek ise bir sanattır.” demiş.

Dinleme sadece işitme değildir. Dinleme kulaklara aklın ve gönlün iştirak etmesidir. Dinlemek, iletilerin alınmasında etkin bir süreçtir. Dinlemek; algılamak, duyumsamak, özümlemek süreçlerini de içerir. Dinlemek, sevginin artmasında, dostluğun geliştirilmesinde, yeni fikir üretilmesinde önemli rol oynar.

Çok gururlu oluşumuz, kendimizi büyük görmemiz de dinleme konusunda bizi zayıf yapar. Dinlemek alçak gönüllüğün de bir nişanesidir. Eğer sohbette sürekli başkalarının sözünü kesiyorsak; bu bir yandan başkalarına değersiz kendimizi üstün gördüğümüzün diğer yandan duygularımızı ve davranışlarımızı kontrol edemeyişimizin bir işaretidir. Böyle bir davranış insan olarak saygılı ve nezaket sahibi biri olmadığımızı ortaya koymaktadır. İnsanlar nezdinde değerimizi aşağılara indirir. Başkalarının sözünü kesen sohbet erbabı olamaz, dost olamaz. İnsanın kibirli olması, kin sahibi olması, kıskanç olması, bilgisiz olması, ikiyüzlü olması da, dinleme kabiliyetini sekteye uğratan kötü niteliklerdir.

Dinlemek sohbetin temel unsurudur. Dinleme yoksa sohbet de yoktur. Dinleyerek öğrenme sürecini devamlı kılarız. Öğrenmenin nihai bir noktası da yoktur. Kendimizi çok bilgili görmemiz, gereksiz kifayet duygusuna kapılmamız dinlemeye engeldir. Dinleyerek sıradan insanlardan bile çok önemli şeyler öğrenmemiz mümkündür.

Dinlemeyi bilmek bir lider özelliğidir. Dinlemeyi bilmek bir bilgeliktir. Dinlemeyi bilmek takım ruhunun esas unsurudur. Dinlemeyi bilmek insan oluşumuzun temel özelliklerindir. Dinlemenin olmadığı yerde anlaşma olmaz. Dinlemenin olmadığı yerde konuşmanın anlamı kalmaz. Dinlemek; gelişmenin, medeni olmanın, saygının, nezaketin temel taşıdır. Dinlemenin olmadığı yerde konuşmalar bir kör dövüşüne döner. Kişileri dinlemedikçe anlayamayız, anlamadıkça sevemeyiz. Dinlemeksizin konuşma anlaşmanın değil kavganın malzemesi haline gelir. Toplumsal barışı, kardeşliği sağlayabilmek için önce birbirimizi dinlemeyi öğrenmemiz gerek. Bunun yolu dost meclislerinde sohbet etmeyi becerebilmemizden geçer.Dinlemek yürekten yüreğe kurulan köprünün ayağıdır. İki insan olarak yan yana oturup bir birimizi dinleyemiyorsak toplum olarak bir ahengi sağlamamız, gerçek anlamda insan olmamız mümkün değildir.

Cenab-ı Allah niçin iki göz, iki kulak, bir ağız, bir dil yaratmış. İki gözünle gör ve iki kulağınla dinle ve beyninle iki sefer değerlendirerek bir sefer konuş… Yani çok dinle, değerlendir az konuş…

David J.Schwartz; “Konuşmakla hiçbir şeyi öğrenemeyiz, ama sorup dinlemekle öğrenmenin sınırı yoktur.” Epiktetos; “Bir güzel söz söyleme sanatı varsa, bir de güzel anlama ve dinleme sanatı vardır.” Martin Luther; ”Çok bilmeli, az konuşmalı ve her soruya cevap verilmemelidir.” Sadi; “İki şey aklın eksikliğini gösterir: konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde konuşmak. “Epiktetos; “Güzel söz söyleme sanatı varsa bir de  güzel dinleme ve anlama sanatı  vardır. “ diyorlar.

İnsanlar yine makam, mevki veya nezaket kurallarını hiçe sayarak dinlemeyi bırakıp sadece kendileri her şeyi bilir diye, kendilerinden akıllı, bilge yok diye fütursuzca konuşmaya devam ediyorlar. Fakat hiç aklımıza gelmiyor Mevlana’nın şu güzel sözü, “Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşındakinin anladığı kadardır.”

İnsanlar çok konuşup her şeyi anlattığını zannediyor. Ancak karşıdaki onu anlamamış, İşler eskisi gibi yanlış gidiyor…

Bu yazıdan tabi ki okuyanlar bir şeyler anlar. İnşallah, çokbilmiş, okumayan, dinlemeyen nezaketsizler de nasiplenirler…

Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız. 8.9.2014…….

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.