Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

KİRLETTİK -Tahsin AKDUMAN

13.09.2014
545
A+
A-

Geçenlerde bir akarsuyunun kenarındaki asfalt yolda araba ile gidiyorum. Hava sıcak olduğu için aracın penceresi hafif aralık. Bir köprünün üzerinden geçerken gözüm akan suya ilişti. Su simsiyah akıyordu. Pis kokular arabanın içine doluyordu. Sanki su lağım olmuş köpükler içinde poşetler, torbalar, çöpler akıp gidiyordu.  O anda içim karardı. Ruhum sıkıntılar içinde kaldı. Sanki akan kirli dere benim damarlarımdaki kanı da simsiyah etmişti. Kanım sanki bu pis akarsuyu gibi simsiyah akıyor ve benim ruhumu bunaltıyordu.

Yol devam ediyor ben ise kirletme konusuna iyice takılı kalakalmıştım.

Hayatın en önemli kaynakları, olmazsa olmazları olan su, hava ve çevredir. Biz bunları atıklarımızı atarak, bunların yapılarına başka maddeler karıştırarak kirlettik ve kirletiyoruz. Sonrası çorap söküğü gibi geldi. Çevremizdeki her şeye müdahale ettik, ağacı kestik, dağı kazdık, toprağın değerini bilmedik.  Ormana, dağa taşa, çevreye hoyratça elimizi atarak onları tahrip ettik.

Bu dünyada yaşayan biz değilmişiz gibi, biz bu çevrede yaşamıyor, bu suyu içmiyoruz ve bu havayı solumuyoruz gibi vurdumduymaz olduk.

İnsan, üzerinde yaşayabileceği bir başka gezegen olmadığını bildiği halde, sonsuz kâinat denizinin içinde bir kabarcık kadar bile yer tutmayan dünya küresini kendisinin bile yaşayamayacağı kadar kirleten bir acayip varlık haline gelmiştir. İnsan çevreyi kirletmekle kendi varlığını kirlettiğinin farkında mı acaba? 

Bu yaşadığımız çevreyi, suyu, havayı kirletme sorunu yüzünden bizim huyumuz ve karakterimiz de zamanla kötü yönde değişti. Biz de herkes gibi kirletmeye alıştık. Kirletme huyumuz gelişti ve başka alanlara sirayet ederek artarak maalesef devam ediyor. Çevreye, suya, havaya kötü atık atma alışkanlıklarımız manevi yönden ahlakımıza da etki etmeye başladı. Artık arkadaşlarımıza, dostlarımıza da çamur atarak topluma, ailemize ve kardeşliklerimize de zarar veriyoruz. Toplumu ailemizi ve kendimizi de kirletiyoruz.

Dostluk, dürüstlük, doğruluk, kardeşlik, geleceğe ve başkalarına zarar vermeme, başkalarına yardım etme vs. duygularını da kirlettik. Artık kimse kimseye güvenmiyor. İnsanlar inancımıza ve ahlaka sığmayacak yanlışları düşünmeden diğer insanlara reva görüyor. İnsanoğlu, kardeşi insanlara karşı işlediği günahlardan artık nedamet de göstermiyor. İnsan ruhu günahlar ile kirlendi. İhtiras, daha fazlasına talip ve sahip olma yüzünden biz ruhumuzu kirlettik. Ruhu kirlenen insanın diğer insanları düşünmesi beklenemez. Manevi olarak kirlenen insanı ise bırakın çevreyi, suyu, havayı hiçbir insan ve canlıyı düşünmesi mümkün değildir.

Bahsetmek istediğim iç ve dış kirlerden temizlik birbirini tamamlayan unsurlardır. Birisi olmadan diğerinin olması düşünülemez. İnsanın ruh dünyasındaki kirlilik eninde sonunda dışarıya yansır. Günahlar, isyanlar, inkârlar zamanla insanın iç dünyasını alabildiğine karartır. Böyle bir insan beden dairesinden çevresini kuşatan varlıklar dairesine kadar maddî temizliğe de riayet edemez. Ediyor gibi görünse de o sadece görüntüde kalır.

Etrafımızda sebep olduğumuz her bir günah insan için birer kirdir. Bu kirin en olmaması gereken yer kalptir. İşlenen her bir günah kalbe işleyip, katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah, istiğfarla çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.

Tüm insanlığı ve üzerinde yaşadığımız dünyayı gelecekte korkunç bir sona ve uçurumun başına getiren çevre felaketi sürecini durdurmak ve geri çevirmek için çözüm gayet açık ve kolaydır: Yani problemin kaynağına, insanın o kirli eline ulaşmak, o eli ya temizlemek veya geri çekmektir. Bunun için de topyekûn bir anlayış, bir idrak ve bir bakış temizliğini elde edebilmektir.

Ben sonunda iç sıkıntımı, kirliliğimi gidermek için; Nezafetin, nezahetin ve temizliğin imanla doğrudan bağlantılı olduğunu ifade eden “Temizlik imandandır” hadis-i şerifini rehber edindim. Ve  “Muhakkak ki Allah, çok tövbe edenleri ve temiz olanları sever.”(Bakara Suresi, 222) ayetini okuyunca ruhum ancak manevi ilacını bularak durulabildi.

Çevremize, suyumuza, havamıza en önemlisi kendimize ve insanlığın geleceğine sahip çıkmalıyız.

Unutmayalım; Çevreyi, havayı, suyu kirletmek ruhumuzu insanlığı kirletmektir.Bu dünyada ve ahirette geleceğimizi yok etmektir.

Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız. 15.9.2014…….

YORUMLAR

  1. MİTHATCAN dedi ki:

    GERÇEKTEN YORUMLARINIZ VE DÜŞÜNCELERİNİZ ÇOK DOĞRU VE GERÇEK .. MAALESEF DOĞAYI KİRLETMEK VE YOKETMEK İÇİN HERŞEYİ YAPAN DÜŞÜNCESİZ GELECEĞİNİ DÜŞÜNMEYEN KİŞİLER VAR Kİ GELDİĞİM ZAMAN NASIL TEMİZ BULMAK İSTİYORSAN KİRLETMEDEN PİSLEMEDEN ÖYLE BIRAK DÜŞÜNCESİ OLMAYAN DOĞAYI YOKEDEN KİŞİLER VAR DÜŞÜNCELERİNİZ İÇİN DOĞRULAR İÇİN GERÇEKLER İÇİN SAĞOLUN VAROLUN SELAMLARIMLA