Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Muhteşem İncedere Ormanlarının Hazin Hikayesi – Özkan AKAR

Muhteşem İncedere Ormanlarının Hazin Hikayesi – Özkan AKAR
07.02.2021
1.721
A+
A-

Bu yazım uzun olacak ve sonuna kadar okumanızı rica ediyorum zira çok ilginç bilgileri ilk defa okuyacaksınız. Mengen ve Yenice ilçeleri arasında uzun yıllar gerilime neden olan İncedere Orman davasından bahsedeceğim.

Artık çok az kişi biliyor, çoğunluk ise bilmiyor İncedere Ormanında yaşananları. Oysa ne olaylar olmuştu bu orman davası için..Hazırsanız başlayalım anlatmaya İncedere’yi..

Türkiye’nin, Dünyaya armağanı olan İNCEDERE ORMANI NEREDEDİR ?

Sarıkadılar Köyü, Korkutlar Mahallemizin eteklerine yaslandığı, kuzeyinde kalan dağın adıdır Salavat tepesi. Zirvesine Salavat’ın doruğu denir. Bu bölgenin en yüksek rakımlı yeridir Salavat’ın doruğu. Buradan kuzeybatıya doğru aşağıya inilmeye başlandığında muhteşem doğasıyla İncedere ormanları başlar. Derin vadilerden göğe doğru yükselen kalem gibi 30-40 metre yüksekliğindeki o muhteşem ağaçlar karşılar sizi önce.Aşağılara indikçe ağaç türleri de değişmektedir.Baharda çoşkun akan incedere görülmeye değerdir. Buraya araçla ulaşım kestirme yangın yollarını saymazsak binek araçla, Bürnük Şirinyazı göletinden veya Yardoruğu yolundan doğru olur. İncedere’den sonra, Şimşirdere ve Çitdere diye devam eder bu muhteşem doğa..

Yenice ilçesi, köyümüze yaklaşık 65-70 kilometre mesafede , önceden Zonguldak’a bağlı idi, sonradan Karabük il olunca Karabük iline bağlanmıştır.

Her şey 1973 yılının kışında başlıyor. İncedere Ormanı aynı zamanda hayvancılıkla uğraşanların kışlasıdır. Eskiden çetin geçen kış aylarında çok hayvanı, davarı olanlar kışı burada geçirmekteydi. Rakım olarak düşük olması ve sık orman nedeniyle bu bölgede toprağa az miktarda kimi yerde ise hiç kar düşmemesi tercih nedeniydi..

İşte çetin geçen bir kış günü Akçakoca Köyü Karandu mahallesinden merhum davulcu Hamdi ustanın babası merhum Nuri AKMAN, İncedere’de hayvanlarının bulunduğu yere giderken yolda donarak vefat ediyor. Oğlu Hamdi AKMAN o dönemde askerde olduğu için köyde değil. Köydekiler kendisini İncederede kışlada, Kışladakiler ise köyde sandığı için yokluğunu ancak 1 hafta sonra fark ediyorlar. Aramalar sonucu güzergah üzerinde cenazesini buluyorlar. Ölüm raporu için Mengen Savcısına haber veriyorlar. Mengen Savcısı vefatın gerçekleştiği yere geliyor fakat orada bulunanlar o bölgede Yenice’li köylülerin ormanı işlediğini söyleyerek bu bölgenin Yenice sınırlarında olabileceğini söylüyorlar. Savcı elindeki haritaya bakarak bu bölgenin Mengen sınırlarına dahil olduğunu görse de emin olamaz ve Yenice Savcısı ile irtibata geçer. Yenice Savcısı da olay yerine gelir. Her iki savcı da olay yerinin kendi bölgesi olduğunu iddia etse de sonrasında yapılan keşiflerde, suyun akarına, gidişine bakarak nihayetinde bu bölgenin Mengen sınırları içinde olduğu kabul etmişlerdir.

Ve bundan sonra 2 ilçe köylüleri arasında olaylar başlamıştır. Mengen köylüleri haklı olarak madem ki burası Mengen sınırları içinde, o zaman bu ormanın işleri bize ait olmalı derken Yenice Köylüleri ellerindeki hazır işi kaybetmek istememekte ve uzlaşmaya yanaşmamaktadır. Her ne kadar araya Orman İşletmeleri devreye girse de ormanda çalışmakta olan köylüler önce sözlü uyarı ve tacizle karşılaşmışlar, bir sonra ki aşamasında ise baskı, kavga dövüş ile buradan çıkarılması olacaktır. Bu konuda Ankara’da girişimler yapılmış olup dönemin Başbakanı ve Orman Bakanı bilgilendirilmiş ve bu sorunun çözümü için çare aranmaya başlanmıştır.

Bu arada yaşanan gerilim iyice artmış silahlanan köylüler ormanda çalışmakta olanlara taciz ateşleri açarak, araç ve malzemelerine zarar verilerek, bir daha bu bölgeye gelmemelerini yoksa işlerin daha da ileri bir noktaya gideceği yönünde uyarıları olmuştur. Bu şekilde ormandan çıkartılan Yeniceli orman köylüleri, hırslarını alamayıp, bu işle hiçbir alakası olmayan, eşi Yeniceli olan ve Yenice’ye yerleşip orada lokanta işleten,Mengen’li olduğu bilinen, köylümüz, yakın akrabamız merhum Emin Özdemir’in lokantasının camını çerçevesini kırmışlardır.

Ormandan tüfeklerle kovalanan, araç, alet ve edavatına zarar verilen köylüler bu işlerden sorumlu tuttukları kişilere karşı davacı olmuşlardır. Fakat onların şikayetçi olduğu isimler, bu baskınlarda yer almayan kişilerdir. Buna rağmen haklarında soruşturma ve dava açılan Köyümüzün eski muhtarı merhum Ali ŞENTÜRK, Çayköy’den merhum Mithat KARABAK, Dereler’den Nurettin GÖKKAYA ,Karabük’e mahkemeye gitmişler ve yapılan yargılama sonucu tutuklanmaları kararı alınmıştır. Kararın ardından yapılan girişimler sonucu, Karabük cezaevine değil de Mengen Cezaevine teslim olmaları sağlanmıştır. Mengen Cezaevinde yaklaşık 3 ay kaldıktan sonra serbest bırakılmışlardır.

İncedere Orman davası uzun bir süre sürüncemede gitmiş, buraya her iki ilçeden kimse çalışmaya girememiştir. 1987 yılında Orman Bakanlığı, çok farklı bir çözüm bularak; İncedere bölgesini, bağlı bulunduğu, Yenice–Sarıot Orman İşletme şefliğinden ayırarak İç Anadolu Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne bağlamış ve Kızılcahamam Orman İşletmesinin gözetimine girmiştir. Yeni açılan bu şefliğin adı: Yaylacık Araştırma Ormanı olarak yer almıştır. Bu çözümden sonra sorunlar ortadan kalkmış, artık sulh olunmuş ve gerginlikler ortadan kalkmıştır. Hem Mengen, hem de Yenice tarafına araç geçişlerini kontrollü yapmak için kapılar konulmuştur. Bu bölge araştırma Ormanı statüsünde olduğu için bu bölgeye izin alarak girmek gerekiyor. Araç içinde hiçbir şekilde olta ve ateşli silahın girmesine müsade edilmemektedir.

İncedere Ormanı 5.304 hektar olup çok geniş bir alana yayılmıştır. En alçak yeri 700 metre ile Almaöreni (Elmaöreni), en yüksek yeri 1654 metre ile Keçikıran tepesidir. Bu ormanda birçok ağaç ve endemik bitki türü yaşamaktadır. En çok Kayın, Sarıçam, Göknar, Meşe, Dişbudak ağaçları vardır. Bunların dışında otsu ve odunsu diğer türler ve faunası ile önemli bir biyolojik çeşitliliğe sahiptir. Halk arasında ‘‘Camiyanı Sarıçamı’’ olarak adlandırılan, düzgün gövdesi ve geniş öz odunu ile alıcıları tarafından fazlaca tercih edilen yetişme ortamı ırkı da bu ormanda bulunmaktadır. Araştırma Ormanını da kapsayan Yenice Ormanları Türkiye Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafında yayınlanan Türkiye’nin Önemli Bitki Alanları içerisinde bulunmaktadır.

Yapılan bir çalışmada; orman, çayır ve dere olmak üzere üç vejetasyon yapısı ayrılmış ve toplam 527 adet bitki taksonu belirlenmiştir. Orman vejetasyonunda 15’i adedi endemik olmak üzere toplam 282 adet bitki taksonu saptanmıştır. Bunların ilk iki sırasını Avrupa-Sibirya (% 33) ve öksin (% 13) elementleri almaktadır. Bu bölgeye uzun yıllar insanoğlunun girmemesi ve sonrasında kontrollü giriş olduğundan birçok yabani hayvan için oldukça iyi bir barınaktır. 1987 yılından günümüze kadar bu şekilde gelmiştir.

Babam ve Amcamların çocukluğunun bir kısmı bu ormanların içinde geçmiştir. Babam Nihat AKAR’ın çocukluğunda İncedere ve köy güzergahındaki genç ağaçlara kazıdığı yazıları 63 yıl sonra görebilmek gerçekten çok müthiş. (Fotolarda görebilirsiniz) Eskiden burada bir yaşam olduğu için burada vefat edenler köylere götürülmeyip uygun bir yere defnedilirdi. Bu yüzden orman içlerinde nadir de olsa mezara rastlanabilir. Hemen her yıl mutlaka gider, gezerim İncedere Ormanlarının eşsiz güzelliğini.
Mantar zamanı kendine özel ocaklarda yetişen Cincile mantarını köylerde malum nedenlerden dolayı büyümesine müsaade etmeden koparıyoruz. Hatta nerdeyse toplu iğne kadar olanlar bile toplanıyor. İncedere’de artık insan kalmadığı için normal gelişimini tamamlayan, avuç içi büyüklüğündeki mantarları görebilirsiniz, tabi yolluklarını bilirseniz. 🙂 Çok büyük bir ormanın içinde yerini bilmeniz gerekir. (Fotolarda orada yetişen Cincile mantarlarını görebilirsiniz.)
Bu ormanlarda çok eskiden Rumlar yaşadığı için onlara ait izler de mevcuttur. Ev ve kilise kalıntıları vardır. Bu yüzden kaçak define arayıcıları da zaman zaman bu bölgeye gitmektedir. Zira her ziyarete gittiğimizde belli başlı yerlerin kazılmış olduğunu gözlemliyoruz.

Bu özel bölgeye Orman İşletme Şefliği tarafından çok odalı bir misafirhane yapılmışsa da sonrasında özel sektöre devredilmiştir. Yenice dağ evi olarak hizmet vermeye başlayan bu mekan gerek kış şartlarında ulaşımın zor olması gerekse de ormanın çok derinliklerinde olması yüzünden iş yapamadığından zor günler geçirmiş ve kapanma noktasına gelmiştir. Bu bölgede hiçbir telefonun çekmemesi de ayrı bir sorundur.

Elmaören’inden daha aşağıya indiğimizde Acısu mevkisi vardır. Çevre köyler ve uzaktan gelenler bu acı suyu şifalı su diye içse de yıllar sonra yapılan analizlerde suyun yakın bölgesinde bulunan demir cevherlerinin içinden geçerek geldiği ve bu yüzden tadının acı renginin pas rengi olduğu anlaşılmıştır. Bilmeyenler tarafından, az içildiğinde vücuda zararı olmayan bu su, fazla içildiğinde insana rahatsızlık verir.

İncedere Ormanlarında birçok kışla bulunmaktaydı. Bunların belli başlıları ise; Yalakkuz köylerinin kullandığı Sündürcüoğlu Kışlası, Kayadibi yaylasından Alaboğa’ya kadar uzanır. Bu alanda birçok ahıl bulunmaktaydı. Bunlar; Karacabuar, Boynuzluinek, Gölet, Kerpiçli, Boyacıkören, Deveboyun, Küçük elmacuk, Dassalak, Kavakdevrik başlıcalarıdır.

Karabakaloğlu Kışlası – Çayköy, Palabaşoğlu Kışlası – Bürnük Köyü, Cöcünün Dağından, 90 ahıl bölgesine kadar olan bölge – İlyaslar Köyü, Selamoğlu Kışlası, Çobanoğlu Kışlası, Sarıot bölgesinde Karaşeyhler-Karaman Köyleri, Elmaöreni bölgesini aktif ve yoğun olarak kullanırlardı. Eskipazar’ın köylerinden bile bu bölgeye kışlamak için davar getirilirdi.Eskipazar’lı davarcı Cöcü düzenli olarak her kış davarlarını getirirdi.

Sarıkadılar Köyünden birkaç aile kışı geçirmek için hayvanlarını bu bölgeye götürürdü. Onların dışında bu bölge bahar ve yazları oldukça otlu ve verimli olduğu için işi olmayan bütün mandalar buraya kovulurdu.

Günümüzde; Salavatın doruğundan, Elmaörenine kadar olan bölgede Mengen Köylüleri, aşağı kısmında ise Yenice köylüleri çalışmakta ve makta yapmaktadır. İçi insan dolu orman artık çok sessizdir.

KAYNAK KİŞİLER ;
Nihat AKAR
Bahattin ŞEN
Ramazan AKAR
Erol ŞENTÜRK
Derleyen : Özkan AKAR – 7 Şubat 2021
Fotolar : Özkan AKAR


YORUMLAR

  1. Uğur Tetik dedi ki:

    Bu onayları hatırlıyorum rahmetli babamda Ankara da resmi kurumlarda baya ugraşmıştı bu olaylar icin