Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

SABİHA GÖKÇEN’in manevi kızı – Mustafa Kılıç

SABİHA GÖKÇEN’in manevi kızı                      –                   Mustafa Kılıç
30.11.2023
600
A+
A-

Fahri Mengenli Havacılık tarihi araştırmacısı Mustafa Kılıç önemli bir araştırma yaptı. Kılıç, gururunu “Önce mutluluğumu yazmalıyım, biraz da sevinç. Sanırım yazımı okuyunca bana hak vereceksiniz. Zira bu güne kadar hiç bilinmeyen bir konuyu araştırıp gün yüzüne çıkarmanın gururunu yaşıyorum.” ifadeleriyle anlattı.

Kendi cümleleriyle yayınlıyoruz.


Hakkında belgeseller yapılan, filmler çekilen, onlarca kitap yazılan ve yüzlerce fotoğrafı paylaşılan Sabiha Gökçen’in bilinmeyen manevi kızını buldum.

Sabiha Gökçen, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün en çok tanınan manevi kızıdır. Atatürk Cumhuriyetten önce İhsan, Ömer, Afife, Abdurrahim ve Zehra (Zühre)’yi, Cumhuriyetin ilanından sonraki yıllarda ise Sabiha, Afet, Rukiye, Nebile, Ülkü ve Sığırtmaç Mustafa’yı manevi evlat olarak edinmiştir. Atatürk özellikle öğretmen Afet İnan’ı bilimsel araştırmalara yönlendirmiş, onu bir bilim kadını olmasını sağlamıştır. Gözü pek cesur Sabiha Gökçen’i bir savaş pilotu olarak yetiştirmiş bu suretle Türk kızının, kadınının cesaretini, her alanda yetenekli olduğunu kanıtlamak istemiştir. Atatürk, vefatından önce düzenlediği vasiyetnamesinde, bütün manevi çocuklarına İş Bankasındaki payının yıllık gelirlerinden her ay belirli miktarda para ödenmesini istemiştir. Bu isteğe göre Afet İnan’a ayda 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200, Rukiye ve Nebile’ye de 100’er lira ödenecektir. Ayrıca Sabiha Gökçen’e bir ev alması için yeterli para verilecektir.²

SABİHA GÖKÇEN:

Sabiha Gökçen, 6 çocuklu bir ailenin son çocuğu olarak 1913 yılında Bursa’da doğdu. 2. Abdülhamit tarafından Bursa’ya sürgün olarak gönderilen Vilayet Başkâtibi Hafız Mustafa İzzet’in kızıdır. İlkokula gittiği yıllarda annesini ve babasını kaybetti. Kardeşlerinin yardımıyla öğrenimini sürdürmeye çalıştı. Gazi Mustafa Kemal, 1925 yılında çıktığı Bursa gezisinde Sabiha Gökçen ile tanıştı ve içinde bulunduğu güç yaşam şartlarını öğrenince de ağabeyi ile konuşarak onu evlat edindi. Ankara Çankaya İlkokulunu, daha sonra da Üsküdar Kız Kolejini bitiren Sabiha Gökçen, Türk Hava Kurumu’nun Etimesgut’taki Türkkuşu Hava Okuluna girdi. Türkkuşunda başarılı hava eğitimi sonrası 10 Temmuz 1935 tarihinde yedi erkek arkadaşı ile yüksek planör eğitimi için Sovyetler Birliği’ne gönderildi.

10 Temmuz 1935 Sabiha Gökçen Sovyetler Birliğine eğitime giderken / İstanbul

Sovyetler Birliği, Kırım Göktebel eğitimlerinden sonra yurda dönen Sabiha Gökçen Atatürk’ün isteği ile Eskişehir askeri hava okuluna girdi. Sabiha Gökçen 1937 yılında Ege ve Trakya manevraları sırasında başarılı uçuşlar yaptı. Aynı yıl doğuda Şeyh Rıza İsyanı sırasında Dersim ve çevresinde başarılı uçuşlar yaptı. 1938’de yaptığı Balkan Turuyla tüm Avrupa’da tanındı. 1938 yılında Türk Hava Kurumu (THK) Türkkuşu’nda başöğretmenliğe atandı. 1955 yılında uçuculuktan ayrıldı. THK Yönetim Kurulu Üyesi olarak hizmet verdi. Türkiye’nin ilk kadın savaş pilotu olan Sabiha Gökçen 2001 yılında vefat etti.

 

SABİHA GÖKÇEN DE AYNI KÜLTÜRÜ YAŞATIR

Atatürk’ün manevi evlat edinerek büyüttüğü ve onları başarılı bireyler olarak eğittiği hepimizin bildiği bir gerçek. Ayrıca onların kendinden sonraki yaşamlarını da sürdürebilmeleri için maddi, manevi olarak desteklediğini de biliyoruz. İşte bu yüce duygu ile yetişen Sabiha Gökçen de atasının izinden gitmiştir.

Atatürk’ün vefatından sonra 1940 yılında Hava Yüzbaşı Kemal Esiner ile evlenen Sabiha Gökçen’in, maalesef çocuğu olmadan eşini kaybetmesi onu derinden etkilemiştir. Yüzbaşı Esiner 1943 yılında yakalandığı Tifüs nedeni ile hayatını kaybetmiştir. Bir daha evlenmeyen Sabiha Gökçen doğal olarak anne olamamıştır.

Eşinin vefatından sonra THK Türkkuşu’nda öğretmenliğe devam eden Sabiha Gökçen 2 Eylül 1962 tarihinde THK Genel Başkanı olan Nuri Aslantaş’ın isteği ile THK Genel Yönetim Kuruluna girmiştir. 30 Eylül 1964 de THK yönetiminden istifa ederek ayrılmıştır.

Havacılıktan ayrılan Sabiha Gökçen yaşamını Ankara’daki evi ile İstanbul’daki akrabalarının yanında geçirir. Ablası Nafaa’yla yaşamını sürdüren Sabiha Gökçen ablasının 1968 yılında vefat etmesi ile daha da yalnızlaşır. Eşi Kemal Esiner’in eczacı olan kız kardeşi Fahrinisa Türk ve onun kardeşi olan Dr. Faruk Esmer onu hiç yalnız bırakmazlar. Sabiha Gökçen o günleri şöyle betimler. “Yalnız onlar mı? Bütün akrabalarım, dostlarım, yakınlarım, sevenlerim. İstanbul’da ikamet eden ablam Saime ve kızı Sabahat ile birbirimizden hiçbir zaman kopmadık. Benim bir de can yoldaşım, bir manevi kızım var. İyi kötü günlerimde, sağlıklı sağlıksız anlarımda, bunaldığımda ya da neşeli olduğum sıralarda bir ikinci benmişim gibi, bir hayat veren gölgeymiş gibi benimle birlikte yaşayan Sabiha Esma Özogan. Onun da adı benimki gibi Sabiha. Sağ olsun yaşamımdaki en büyük desteklerimden biri o.” ³

Sabiha Özogan (sol başta / kahverengi kürklü) Sabiha Gökçen ve Türkkuşu öğretmenleri ile.

 

Anne ve baba olmak için illa doğurmanın yeterli olmadığının bilincinde olan Sabiha Gökçen manevi evlat olarak yanına yaş olarak da yakın olan Sabiha Özogan’ı almıştır. Sabiha Özogan ile vefatına kadar birlikte yaşamışlardır. Ancak yaşları birbirine yakın olan iki Sabiha zamanın hızla geçmesine tanıklık ederken yanlarında daha genç birinin olmasını istemişlerdir.

Sabiha Gökçen ve yanında Sabiha Özogan’a kitap imzalatan THK çalışanı.

 

SABİHA GÖKÇEN BİR KIZ ÇOCUĞUNU EVLAT EDİNİR. YETER ÖZNAZ

Sabiha Gökçen’in havacılıktan arkadaşı olan pilot Necip Bey aileden tanıdıkları olan İnsaf Öznaz hanımın küçük kardeşi Yeter Öznaz’ı evlatlık olarak Sabiha Gökçen’e önerir. Sabiha Gökçen 13 yaşındaki sevimli ve cana yakın Yeter Öznaz’ı çok sever. Terbiyesi ve saygılı oluşu evlatlığa kabul edilmesinin baş nedenidir. 1973 yılında 13 yaşında Sabiha Gökçen’in yanında yaşamaya başlar.

14 yıl sonra 9 Ekim 1987 tarihinde Sabiha Gökçen manevi kızı Yeter Öznaz’ı, Mehmet Koç isimli delikanlı ile evlendirir. Genç Çifte yaşamlarını sürdürecekleri bir ev de alan Sabiha Gökçen onların üzerinden koruyucu kanatlarını hiçbir zaman indirmez. Yeter Öznaz Koç “Gökçen Anne / Ana Sultan” dediği Sabiha Gökçen’den hiç ayrılmaz. Her gün onunla birliktedir.

Mehmet Koç ve Sabiha Gökçen’in arasında oturan kişi Atatürk’ün manevi oğlu Abdurrahman Tuncak’dır.

Sabiha Gökçen, Yeter ve Mehmet Koç çiftinin nikâh şahitliğini de yapar.

Evlendirdiği manevi kızını hiç yalnız bırakmayan Sabiha Gökçen onların yeni evindeki ihtiyaçları için de destek olur. Bugün Yeter, Mehmet Koç çiftinin evlerinde Sabiha Gökçen’in hediye ettiği mobilyalar ve aksesuarlar hala durmakta ve aile onlara gözü gibi bakmaktadır. Aile sadece hediye edilen eşyalara değil Sabiha Gökçenin anılarına ve ondan kalan belgelere de sahip çıkmaktalar. Ağızlarından Sabiha Gökçen ile ilgili bir konuşma çıktığında “Gökçen Anne”,”Ana Sultan” ifadelerini kalpten gelen bir tonlama ile ifade ediyorlar. Ona olan bağlılıkları ve sevgileri ilk günkü gibi taze ve sıcak.

Sabiha Gökçen’in Yeter, Mehmet Koç çiftine hediye ettiği mobilyalar

 

SABİHA GÖKÇEN’İN MANEVİ KIZI YETER ÖZNAZ – KOÇ’U NASIL BULDUM

Türk Hava Kurumu ile ilgili yaptığım çalışmaları kitaplaştırdığım günden bugüne tüm kitaplarımı okuyan değerli bir kardeşim var, Onur Akkurt. Kendisi de hem bir meslektaşımın oğlu hem de havacılık sektöründe yetişmiş bir mühendis. Bana aynı sektörde çalıştıkları Ali Yılmaz adlı değerli bir ağabeyinin olduğunu, onun akrabasının da Sabiha Gökçen’in manevi kızı olduğunu söyledi. Sabiha Gökçen’in bilinen tek bir manevi kızı vardı. Sabiha Özogan mı? Diye sorduğumda, “hayır bu bilinmeyen bir kızı”demişti.

Bir hava tarihçisi ve Atatürk sevdalısı olarak çok heyecanlanmıştım. İlk kez gündeme gelecek olan Sabiha Gökçen’in manevi kızını buluyor olmak beni mutlu edecekti. Onur Akkurt ve Ali Yılmaz ile birlikte Yeter, Mehmet Koç çiftini birlikte ziyaret ettik.

Soldan sağa: Mehmet Koç – Onur Akkurt – Yeter Öznaz / Koç – Ali Yılmaz

Yeter, Mehmet Koç çiftinin evleri adeta yaşayan bir müze gibiydi. Salonlarının bütün duvarları Atatürk ve Sabiha Gökçen fotoğrafları ile süslenmişti. Mobilyalar, Avizeler ve hatıra objelerin her biri onların Atatürk ve Sabiha Gökçen sevgisini yansıtıyordu. Koç çiftinin ev sahipliği ve sohbetleri Sabiha Gökçen’in evlatları olduğunu bizlere hissettiriyordu. Onları tanımaktan büyük mutluluk duydum. Sohbet ilerleyince ikinci bir heyecan beni sarmıştı. Sabiha Gökçen’den kalan fotoğraflar, belgeler ve özel eşyalar kutular içerisinde salona geldi. Gözlerime inanamadım. İzin alarak fotoğraflarını çekmeye başladım. Heyecanım yatışınca üzerimize büyük bir sorumluluk düştüğünü anladım.

SORUMLULUK

Yeter Öznaz Koç ve eşi ile bu bilgi, belgelerin tasnif edilmesi hem Atatürk hem de Sabiha Gökçen’in sevenlerini mutlu edecektir düşüncesindeydik. Gönüllü olarak bu tasnifin yapılması, hatta kitaplaştırılması işini yapmak istediğimi belirttim. Sağ olsunlar onlarda buna izin verdiler. Bundan sonra yapılacak iş eldeki tüm dokümanların ve fotoğrafların dijital ortama aktarılması olacak. Koç çiftinin oğulları olan Gökhan Mert Koç ile belgelerin taranması konusunu telefonda detaylıca konuştuk. Gökhan Bey de bu işe sıcak bakıyordu. O da Sabiha Gökçen’den anneannem diye bahsediyordu. Çocukluğunda okul için yapması gereken bir röportaj ödevini anneannesi ile yaptığını söyleyen Gökhan Bey o günlerden sonra mesleğini seçerek meclis muhabirliğine başlamış.

Gökhan Mert Koç çocukluğunda anneannesi Sabiha Gökçen ile

YETER ÖZNAZ / KOÇ’UN KIRGINLIĞI

Sohbet ilerleyip çaylar içilince aile ile daha da yakınlaşmıştık. Yeter Hanıma şimdiye kadar sizi kimsenin bilmeyişine, aramayışına hayret ettiğimi söyledim. O da Gökçen anneden aldığı terbiye gereği çok ön plana çıkmak istemediğini ifade etti. Sabiha Gökçen ile ilgili her zaman ve her yerde olduğunu ama bunu göstermek istemediğini söyledi. Kırgınlığı, kızgınlığı ise şuydu. Hiç alakası olmayan kişiler sanki Sabiha Gökçen’in yakını imiş gibi yaparak pirim yapma peşinde olmuşlar.

“ Vefatında Gökçen annemi Gata’da yıkayan bir tek bendim. Nüfus kâğıdını da rica ederek doktorlardan ben aldım. Eşim Mehmet, Gökçen annemi kabrine indiren, onu toprağa teslim eden kişiydi. O zamanlar kimseler yoktu, sonradan birtakım kişiler ortaya çıkmaya başladı.

Yeter Öznaz – Koç ve Mustafa KILIÇ (17 Kasım 2023)

Yeter Hanıma katılmamak mümkün değil. Bir hava tarihçisi olarak yıllardır yaptığım çalışmalarda ben de bazı paylaşımlara tanık olduğumda çok şaşırmıştım.

 

SABİHA GÖKÇEN’İN ELİNİ ÖPTÜM

Biz Türkkuşu ve THK kökenli olanlar birbirimize hocam diye hitap ederiz. Ben de Sabiha Gökçen hocamızı son günlerinde evinde ziyaret edip elini öpme şerefine eriştim. Çok yormadan sohbet ettim kendisi ile. Havacılık ile ilgili fotoğraflarından var ise almak istediğimi söyledim. O da Sabiha Özogan’a istediklerimi vermesini rica etti. Sabiha Özogan an itibari ile elinde kalmadığını bir sonraki hafta uğramamı rica ettiler.

Bir hafta sonra tekrar ziyaretimde Sabiha Özogan bana şöyle dedi. Sabiha Hanım sizin için;

“ Ben o Başefendiyi çok sevdim” dedi.

Benim için büyük bir gurur. Sabiha Gökçen Hocamı saygı, sevgi ve minnetle anıyorum

 

Mustafa KILIÇ

Havacılık Tarihi Araştırmacısı – Yazar

0 536 273 62 62

sontayyareci@gmail.com

YORUMLAR

  1. Mustafa KILIÇ dedi ki:

    Varol kardeşim nazik paylaşımınız için teşekkür ederim. Ancak başta kullandığınız ” Fahri Mengen’li ” sıfatı için ne kadar teşekkür etsem azdır. Gerçekten adımın Mengen ile anılması beni gururlandırdı. Mengen’li tüm dostlarıma gönül dolusu selam, sevgi ve saygılarımı yolluyorum.