Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

TÜRKBEYLİ MAHALLESİNİN 550 YILLIK AİLELERİ – Aydın ERÇELİK

15.12.2020
2.127
A+
A-

TÜRKBEYLİ MAHALLESİNİN 550 YILLIK AİLELERİ

MEHMET KÖKTÜRK’ÜN ARAŞTIRMALARI

Mengen Türkbeyli (Rumbeyli) mahallesi bu yerleşim yerine saraydan görevlendirilen üç kardeşten birisi olan Rumbeyzade Nuri Bey tarafından kurulmuştur.

Saraydan görevlendirilen Rumbeyzade Nuri Bey Mengen (Rumbeyli) Türkbeyli’ye gelip yerleşince önce kendisine bir ev ve köy konağı yapmıştır. (Tahminen 1690-1700 yılları arası).

Rumbeyzade Nuri Bey buraya gelmeden önce yöre halkı vergi toplama meselesi yüzünden devlete küskündü.

Yörede huzur kalmamıştı, halk yılgındı, bezgindi.

Rumbeyzade Nuri Bey Mengen Rumbeyli’de ( Türkbeyli’de ) ilk görev olarak halkla devleti barıştırmak için kethüda Bey görevini yerine getirmiştir.

Bölgede gayrimüslim olan yerli halk ile Türkmenlerle ve Konargöçer Yörüklerle devleti barıştırmış, onları devlete bağlı vatandaşlar haline getirmiş, aksayan üretimi düzeltmiş, bozulan devlet otoritesini düzeltmiş, bölgedeki yöredeki huzursuzluğu gidermiş, asayişi sağlamıştır.

Vergiler adaletli, herkesin gücü oranında alınır hale gelmiştir.

Daha önceki tımar beyleri halktan gücünün üzerinde vergi toplamış ve bu durum şikâyet konusu olmuştu.

Vergilerin azaltılması için vergi beyi Edirne’ye toplantıya çağrılmıştı.

Nuri Bey bölgeyi yönetirken devleti o kadar iyi temsil etmeyi başardı ki devletin yaptığı yeniden teşkilatlanma neticesinde bölgede divan örgütü kurulmuş oldu.

Kavurgalar divanının (Beşler- Konak- Hacı Ahmetler- Rumbeyli) kuruluş yeri, idare merkezi ve yapılan divan camisini düşünürsek her ne kadar Beşler- Konak- Hacı Ahmetler- Rumbeyli yerleşim merkezlerinin birleşmesi ile kurulsa dahi burada yönetim hakkının Rumbeyzadelerde olduğunu anlamış oluyoruz.

Türk töresinde bir bölgeye yönetici (devlet görevlisi) olarak atanan kişilerin görevden alınmadığı sürece yönetim hakkı babadan büyük evlada devredilir. (Tımar, muhassallık, miri arazinin yönetilmesi, tımar beyi)

Divan denilen örgütlenme bir vadi boyunca yerleşim yerlerinin topluca bir araya gelmesi ile oluşur.

Bugünkü anlamda merkezi bir köyün etrafında diğer köylerin yerleşim yerlerinin bağlanarak yönetilmesidir.

Köyden büyük kazadan küçük yerleşim yeri anlamına gelir.

Yukarıda da belirtildiği gibi kurulan bu kovurgalar divanında yönetim bakımından söz sahibi Rumbeyzadeler (devlet tarafından atanan gönderilen yöneticinin evlatları) olduğunu anlamış oluyoruz.

Devlet görevlisi olarak atanan Rumbeyzadelerde yönetim hakkı daima büyük evlatlara geçtiğinden zamanla bu kişiler ekonomik yönden güçlenmişlerdir.

Böylece yerel güç yerel beyler haline dönüşmüşlerdir.

Oluşan yerel güçler yerel beylerin yönetim şekli ayanlık denilen yönetim haline gelmiştir.

Biz bu yönetim şekline Bolu’da voyvodalık yönetim sistemi diyoruz.

Voyvodalık ayanlık biçimi yönetim sistemi tüm Osmanlı ülkesinde söz sahibi olmuş hatta ayanlar o kadar güçlenmişler ki devrin padişahı II. Mahmut bu yerel güçlerle ayanlarla anlaşma yoluna dahi gitmiştir.

1808 Senedi İttifak antlaşması.

Padişah II. Mahmut bu ayanların gücünü kırmak için çeşitli önlemler almış büyük ayanların üzerine ordu göndermiş onları pasifize etmiş, onların yönetim güçlerini kırmış, onları ortadan kaldırarak devletin gücünü yeniden kurmuştur.

Devletin gücünü tüm ülkede göstermek ve küçük yerel beylerin güçlerini tamamen kaldırmak için ülkeyi yeni baştan teşkilatlandırmaya başlamıştır.

Yönetim alanında yeni küçük yerleşim birimlerinde muhtarlık adı altında yönetici olarak muhtarların seçilmesini (atanmasını) sağlamıştır.

Böylece yerel yöneticilerin ayanların yerinde birer devlet görevlisi devlet memuru olan muhtarlar ortaya çıkmış oluyor. (1833-1836 yıllarında)

Zamanla siyasi, ekonomik, idari ayrıcalıklarını kaybeden bu ayanlar tabi ki Mengen’deki Rumbeyzadeler de güçlerini kaybetmeye başlamışlar.

Hatta Rumbeyli’de çıkan büyük yangında Rumbeyzadelerin evleri, konakları, malları yanmış, yok olmuş.

Ancak bu yangında iki ev kurtulmuş.

Karşılaşılan bu yangın sonucunda Mengen Rumbeyzadeler tüm güçlerini kaybetmeye başlamışlar, normal birer vatandaş haline gelmişler, herkes kendi işinde gücünde sade bir vatandaş olarak, milletine, devletine, Mengen’e hizmet etmeye başlamışlardır.

Mengen ortadan geçen nehrin bir tarafında Beşler, bir tarafında Türkbeyli (Rumbeyli) olarak oluşan iki büyük mahallenin birleşmesi ile oluşmuştur.

Kurulan Rumbeyli mahallesinde Rumbeyzadeler yangından sonra tekrar toplanmışlar, beşkardeş beş tane ev yapmış ve arazilerini de beşe bölmüşlerdir.

Yeri gelmişken şunu belirtmek isterim bu beşkardeşin arazileri o kadar da büyüktür ki bugün ki Mengen kazasının yarısını kapsar.

Fakat nüfus 1690 yılından bu zamana kadar o kadar artmış ki herkes arazisini bölmeye kalksa bölemezler, çünkü tapuları müşterek kökten ancak beşe ayrılmış sonrası ayrılmamıştır.

Bu da miras ayrışmasında sorunların çıkmasına neden olmuştur.

Rumbeyzadelerin Mengen’e yerleşmeleri 1690-1700 yılında vergi toplamak, devletin vatandaşları ile devleti barıştırmak, kaybolan bozulan düzeni yeniden kurmak, adaletli bir yönetimi gerçekleştirmek, devlete ait olan miri arazileri yönetmek, daha fazla ürün almak için görevlendirildiler.

Devlet 1856 arazi kanunnamesi ile elindeki miri arazileri özelleştirmiş, bu arazilerden kimler sorumlu ise, bu arazileri kimler ekip biçiyorsa bu arazilerin sahipleri de bu kişiler olmuştur.

Sonuç olarak bugün Mengen kazasında arazi beyi olan Rumbeyzadeler miri arazinin 1856 yılında özelleştirilmesi sonucu sahibi olduklarını belirtmek isterim.

Çünkü o zaman Mengen’de ekonomik yönden, siyasi yönden, idari yönden sözü geçen ailenin Rumbeyzadeler olduğunu unutmamalıyız.

Çünkü Türkbeyli halkı Rumbeyzadeler önce devlet tarafından görevli olarak atanan kethuda (Bey) sonra kurduğu yönetimle Bey (Beyzadeler) memleketin yeniden teşkilatlanmasıyla divan örgütü Divan Beyi zamanla divan beylerinin ekonomik güçlerinin artması siyasi yönden güçlenmelerinin sonucunda Ayan oluyor.

Ayanların gücünden çekinen devlet önce onlarla anlaşıyor.

1808 senedi ittifak antlaşması.

Sonra devlet güçlerince ayanların gücünü kırmak için üzerlerine ordu gönderiyor.

Büyük ayanlar ve onları ortadan kaldırıyor.

Küçük yerel ayanların gücünü kırmak için memleketi yeniden teşkilatlandırılması sonucu Muhtarlık (karye birimi yönetici) örgütünü kuruyor ve yerel küçük ayanların güçlerini yok ediyor.

Muhtarlarla devlet gücünü en küçük (karyelerde) köylerde, mahallelerde dahi göstermiş oluyor.

Böylece zamanla güçlerini kaybeden Türkbeyli Rumbeyzadeler de tarihi yaşamlarını tamamlayarak normal vatandaşlar haline gelmiş oluyorlar.

Herkes kendi işinde gücünde devleti için, milleti için çalışmaya başlamıştır.

Gerektiğinde vatan savunması için rütbeli rütbesiz birer vatandaş olarak vatanı için savaşmışlardır.

  1. Dünya Savaşında Ziya Kaynar’ın babası, Rumbeyzade Mustafa Çavuş Çanakkale savaşında üç kurşunla gazi olmuştur.

Mengen (Türkbeyli) Rumbeyliğinin kurucusunun Rumbeyzade Nuri Bey olduğunu kabul ediyoruz.

Bugünki arazi dağılımının beşkardeş arasında bölüşüldüğünü bu beşkardeşin torunlarının da bugün hepsinin ayrı ayrı soyadları aldığını görüyoruz.

Rumbeyzadelerin akrabaları olan bu aileler Hacıbeyler, Nuribeyler, Öztürkler, Gökdemirler, Çelikler, Şenyürekler, Jurnallar, Ercanlar, Şentürkler, Çetinkayalar, Yılmazlar, Gürezler.

Bu beşkardeşin bu şekilde ayrıştığını ancak tapu (arazi) kayıtları ile vukuatlı nüfus kayıtlarını inceleyemediğim için bu şekilde araştırmacı gazeteci Sinan GÖKDEMİR ile muhasebeci Birol GÖKDEMİR ile Ziya KAYNAR’IN Gürez’in Ali’nin beyanatları ve onlarla yapılan röportajlar edinilen bilgilerdir.

MENGEN TÜRKBEYLİ (RUMBEYLİ) HALKININ YAŞAYIŞI

Rumbeyzadeler saraydan görevli olarak buraya yerleşince bölge halkı ile kaynaşmışlar, onlarla iyi ilişkiler içerisine girmişlerdir.

Bölge halkına sarayda öğrendikleri yaşam, giyim, yeme, içme insanlar arası ilişkilerin nasıl olması gerekliliğini davranışları ile yaşamaları ile anlatmaya çalışmışlardır.

Rumbeyzadeler her şeyden önce yönetici, idareci ve askeri sınıfı temsil ettiklerinden ekonomik güçleri yerel halka göre (Türkmenlere- Konargöçerlere- gayri Müslimlere)  daha iyi durumda idi.

Bugün dahi Rumbeyzadelerin  (Türkbeylilerin) eski evlerine bir bakacak olursak günümüz villalarını, konaklarını andırıyor.

Hele Rumbeyzade Hüseyin Beyin konak gibi evinin içerisi incelenirse evin tavanları hep işlemeli bu da bize gösteriyor ki büyük bir eve sahip olan kişinin ekonomik durumu diğer halka göre daha iyidir.

Rumbeyzadelerin evleri yandığı halde hiçbir eşya kurtaramadıkları halde aradan fazla zaman geçmeden yanan evlerinin yerine hemen yenilerini yapabiliyorlar.

Bugün Türkbeyli’de Rumbeyzadelerin atalarından kalma beş ev vardır (konak gibi) ve bu beş ev halkı yerlerini (arazilerini) buna göre ayırmışlar.

Mengen Türkbeyli’de divan camisine her ne kadar divan camisi dense de adı Rumbeyzade Bey camisidir.

Bu caminin önündeki boşlukta dini bayramlarda bayram namazından sonra namaza gidenler hep beraber bayramlaşırlar, sohbet ederler, mahalle halkının topluca yaptığı helvalar dağıtılır, yenir, namazdan sonra yapılan şerbetler içilir.

Yine burası divan camisi olduğundan eskiden Cuma namazlarını Mengen ve civar halkı burada kılardı.

Mengen Türkbeyli’de Cami önünde Pazar kurulurdu. Civar yerleşim yerlerinden satıcılar buraya gelirler satışlarını yaparlardı.

Cami avlusunda bulunan Rumbeyzade Kamil Bey çeşmesinin önündeki boşlukta mahalle halkının kadınları çamaşırlarını yıkardı.

Yine cami önündeki dibek taşında topluca keşkeklerini döverlerdi.

Neşe içerisinde arazilerini imece usulü ile ekip biçerlerdi.

Türkbeyliye gelen devlet ilgililerini önceleri köy konağında karşılarlar orada ikramlarını yaparlarmış.

Toplanan vergi payları orada verilirmiş.

Zamanla saraydan görevli olarak gönderilen üç kardeşin torunları idarecileri (Türk töresi gereğince ailede daima büyük evlat söz sahibi onun için idareciler daima büyük evlatlardan seçilir gelenek böyle devam eder.

Bu devam etmede de ilerde Ayan sınıfını oluşturmuştur) Beycuma Yukarı Beylik Rumbeyzadelerin Çaycuma Rumbeyzadeleri Filyos Rumbeylizadeleri yöneticileri Mengen’e (Türkbeyli) Rumbeyliğe belli aralıklarla belli zamanlarda bir araya gelirler.

Türkbeyli divan cami avlusunda toplanırlar, sohbetlerini yaparlar, idari işleri konuşurlar, vergi işlerini bir nevi istişare ederler ve toplantı bitince de hepsi geldikleri yerlere geri dönerler.

Rumbeyliyi yöneten Rumbeyzade’nin  topladığı vergi paralarının belli bir miktarını ilgili devlet görevlilerine teslim ettikten sonra kendi payına düşenleri korumak için (eşkiyalardan, hırsızlardan, toplumdaki kargaşadan yararlanmak isteyenlerden ) biriktirdiği 9 kg altın parayı caminin yanındaki çeşmenin yanına gömdüğünü söylerler, zamanla oralar kazılmış ama bulunamamıştır.

Demirciler Köyünden Yaşar KARBANCIOĞLU ile yaptığım mülakatta 1948 de bugünkü Atatürk caddesinde ev yokmuş.

Ancak Türkbeyli’de birkaç ev varmış.

1948 de Mengen ilçe olduktan sonra gelişmeler olmuş ve Atatürk caddesine evler ve dükkânlar yapılmaya başlamış.

Türkbeyli ve Beşler mahalleleri bir ara birleşmişler ve tek mahalle olmuşlar sonra ikiside ayrılarak ayrı mahalle olmuşlar.

Bu iki mahalle arasından Mengen çayı akarmış.

Bu iki mahalle halkı ara sıra kavga ederler sonra ise barışırlarmış.

Muhtar seçimleri şimdiki gibi olmazmış.

Gençler delikanlılar muhtar adayı olamazlarmış.

Muhtar adayları hatırı sayılır, sözü dinlenir yaşlı kişiler olurmuş.

Dini bayramlarda bir araya gelirler, birbirlerini ziyaret ederlermiş.

Bayram yemekleri eğlenceli olarak kutlanırmış.

Yağmur yağmadığı zaman yağmur duası yapılırmış.

Türkbeyli divan camisi yanında yazı denen yerde taşlar okunur, okunan taşlar ile harama uçkur çözmediğine inanılan birisi çuval içerisine konarak suya atılırmış.

Çuval içerisine genelde Ese dede denen kişi konurmuş.

Mengen’de yerli Rumlar ve Ermeniler varmış.

Fakat bugün Mengen’de Rumlardan ve Ermenilerden tek bir aileye rastlamıyoruz.

Çünkü onlar Nüfus değişimi ile gönderilmişler.

Hükümet onları zorunlu göçe tabi tutmuş.

Zaten daha önce Türkler bu bölgeye gelince Bölgedeki bazı Rumlar ve Ermeniler kendileri bölgeyi terk etmişler.

Mehmet KÖKTURK
Geçmişten Günümüze Mengen ve Aşçılık / Aydın ERÇELİK / Fotoğraflar Hüseyin VARLIK 
Copyright © Tüm hakları saklıdır.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.