Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Bolu ve Yaylalar… – İbrahim Atalay

05.12.2020
576
A+
A-

İbrahim Atalay, 30 yılı aşkın gazetecilik deneyimi ile aramıza katıldı. Kendisi Bolu ve Mengen için değerli bir insan. Bolu-Gerçek gazetesi sahibi olan İbrahim Atalay, babamız Foto Hüseyin Varlık ile Mengen-Gerçek gazetesini haftalık bir şekilde uzunca bir süre hazırlayıp yayımladı.

Sitemizin köşe yazarları arasına katılan İbrahim Atalay’a Mengen.Gen.TR ailesine hoş geldin diyoruz.



Saygıdeğer okurlarım; Bu haftaki yazıma ilimiz ekonomisinde özellikle hayvancılık açsından önemli yere sahip olan YAYLA VE YAYLACILIK‘a yer vereceğim.

YAYLALAR ilimizde son 40 yıldır sürekli gündemi oluşturan en önemli konulardan bir tanesi…

Evet değerli okurlarım; Köylümüz öncelikle 70’li yıllarda ve öncesinde YAYLAYA hayvanlarını yazın otlaklarda otlatarak beslenmelerini sağlamak amacıyla Mayıs ayının ortalarında çıkartır.

Yaz bitimi denilen Eylül sonunda da tekrar köyüne dönerdi.

Yaylada hayvanların daha taze ot ve kekik yemesi sonucu güzel beslenen küçük baş, büyük baş hayvanlarını Ekim, Kasım aylarında satarak kurulan panayırlarda ihtiyaçlarını giderir ve rahat bir kış geçirirdi.

Ekonomik olarak çok değerli olan yaylalarda genelde yaşlılarımız hayvanların başında yaz aylarını geçirmekteydi. Bu nedenle yaylada barındıkları evler tek odalı, tuvalet ve sütlük denilen basit olarak ahşaptan çandı (kütüklerin birbirine geçirilmesi) ile inşaa edilen altı hayvanların barındığı ahır üstü odadan oluşan basit yapılardı.

O yıllarda YAYLAYA yayan, atla, eşekle, at ve öküz arabalarıyla gidilip gelinirdi.

70’lerin sonlarına doğru traktörler ve kamyon, kamyonetlerde ulaşım için kullanılmaya başlandı. Tabi yayla yolları her yıl bakım yapıldıkça taksi ve benzeri araçlarda saatlik, günlük, hafta sonları YAYLALARDA görülmeye başlandı. Ulaşım olanaklarının artması ile birlikte önce evler iki odalı, üç odalı, banyolu olarak yapılmaya başlandı.

O yıllarda yalnızca köylüler tarafından kullanılan yaylalar maalesef son dönemde sayfiye yeri, tatillerde vakit geçirmek, turizm potansiyelinden yararlanmak için değerlendirilmeye başlandı.

YAYLALARIN bu şekilde değerlendirilmesi hayvancılıkla uğraşan köylülerimizi bazen huzursuz etti ki 80’li yılların sonunda İL GENEL MECLİSİ toplantılarında görüşülmeye çeşitli kararlar alınıp buralara yapılan bazı binaların yıkılması kararları verilmeye ve yıkımlar yapılmaya başlandı.

90’lar 2000’ler ve 2010’lar hep benzer olaylar ile yaşandı.2017 Yılında hükümetin aldığı imar barışı kararı ile 31 Aralık 2017 Yılına kadar tamamlanan ve imar barışına başvuranlara ait hayvancılığa müsait yapılar kalacak.

Bu tarihten sonra yapılan binalar ve çitle çevrilen alanlara müsaade edilmeyecek denildi.

Buna rağmen çeşitli yaylalarda yapılan incelemelerde; köy halkından olanlar, yakını tanıdığı olanlar, çeşitli şekilde arazi satın alarak buralara adeta devletin aldığı kararlara aldırış etmeden binalar dikmeyi sürdürdüler.

Devletimiz 3 yıl gibi bir zaman bekledi ve 2020 yılının son günlerinde olaya el attı.

Bir çok bina yıkılmaya başlandı.

Yaylalar bizim çocukluğumuzun geçtiği, havası temiz, suyu buz gibi, Haziran –Temmuz aylarında yayla bayramlarının yapıldığı, şehrin kuzey tarafındaki köylerin yaylalarında tarımın ve hayvancılığın birlikte yapıldığı güzel mekânlardı.

Şimdi elektriği olan, kaloriferli evlerin yapıldığı, şehir konforunun yaşandığı mekânlar yapılmaya başlandı. Bakalım devletimiz buralarda oluşturulan bu yapılara müsaade edecek mi?..

Devletin arazisine yapılan bu tip gecekondulara geçmiş dönemlerde getirilen af ve imar barışları ile yapanın yanına kar kaldığı, seçim zamanı bu tip olayların görmezden gelindiği ülkemizde bu tür olayların belli zamanlarda üzerine gidilip sonrasında rahat mı bırakılacak onu hep beraber göreceğiz…

İbrahim ATALAY – i_atalaybolu@hotmail.com

 



 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.