DEMİRİN BABASI-Tahsin AKDUMAN

Geçen hafta masal olarak  anlattığım Dömüroğlan’ın bu hafta yazı başlığında da belirttiğim gibi Demirin Babası dedim ve Dömüroğlan’ın babasını anlattım.

Küçüklüğümde beni büyüten Naciye (1895-1968) ninem dizine oturtur bize bu ders verici masalları anlatırdı. Bazen sülalenin nereden gelip nerelere uzandığı bizlere sex izle anlatılmaya çalışılırdı. Biz keloğlanın maceralarını ondan dinlerdik. Bunlar bizim tanımakta olduğumuz hayata ne kadar benzerdi, ne kadar hayallerimizi doldururdu artık o bize kalmıştı. Burada şimdi biz bir serüven anlatacağız. Anlatılanların çoğu gerçek hayallerden olmuştur veya duymuşuzdur.

Bir varmış bir yokmuş.

Masallar bir ders alınması, bilgi, hikmet ve görgü sahibi olunması içinmiş, her masalda, her hayalde ve hatta her şakada bir gerçek payı varmış.

Evvel zamanda, bundan seneler evvel, çok eskiden Osmanlı döneminde Bolu Bakırlı Çanşa köyünde 1.7.1902 yılında bir oğlan çocuğu dünyaya gelmiş. Annesinin adı Safiye (DT-1.7.1882–ÖT-23.1.1916), babasının hd seks adı Emin (DT-1.7.1881—ÖT-25.1.1938) imiş. Safiye hanım Dodurga köyünden Necip Ustanın kızıymış. Tahsin (DT-1.7.1902—ÖT- 1960) adını koydukları çocuk annesinin bir tanesiymiş.

Yukarıda ve geçen hafta da bahsettiğim, Dömüroğlanın babası sebebi bilinmez belki de hanımı Safiye’nin ölümü ile küsüp memleketi terki diyar eylemiş. Gitti gelmez, uçtu konmaz bulamamışlar. Dömüroğlanın dedesi de tüm mal, mülkü torununa vermiş. Mecburen Dömüroğlan tarlaları sürmeye ve değirmeni işletmeye başlamış. hd sex Önceleri işler iyi iken daha sonra değirmeni işletememişler. O arada etrafta uğursuzlar, hırsızlar rahatsız etmiş. Değirmeni kapatmaya karar vermişler. Giderken de kıymetli şeyleri yüklenip götürelim burada bırakmayalım diye düşünmüşler. Değirmende o zamanlar değerli ne olabilir ki; değirmenin kapısı ve değirmentaşı. Değirmenin taşını keloğlan, kapıyı da değirmenin yamağı yüklenmişler ve yola çıkmışlar. Ama onları takip eden hırsızlar onları bir uçurumun kenarında kıstırmışlar. Demüroğlandan değirmen taşını çalalım derlerken hırsızlar taşa tutunduklarından onunla beraber tepeden aşağıya yuvarlanıp gitmişler. Arkadan değirmentaşını seks izle tutmaya çalışan diğer hırsızlar da taşın altında kalarak ezilmiş ve cezalarını bulmuşlar. Zaten hiçbir kötülük cezasız kalmazmış. Er geç tüm kötüler cezalarını bulurmuş.

Bu arada dömür oğlan terki diyar eden babasını bulmaya azmetmiş. Her tarafa haber salmış. Ama nafile hiçbir haber yokmuş. Bir ara İstanbul’a babasını aramaya gitmiş. Unkapanı’nda bir adam ben demiş seni ona götüreyim. Adamın arkasına düşmüş. Giderlerken ıssız yerlerden geçiyorlar. Adamın niyeti kötüymüş. Dömüroğlan yanından hiç ayırmadığı çakısını çıkarıp adama gösterince adam pabucun pahalı olduğunu anlayıp kötü niyetinden cayıp kaçmış. Babasını aramaktan vazgeçmemiş. Daha sonra İzmir taraflarında bir yerde babasını bulmuş. Ama babası ben gelirim ama babamın sana verdiği malları tekrar bana vermelisin, yoksa gelmem demiş. Bunun üzerine Dömüroğlan dedesinin verdiği tüm malları ve değirmeni babasına tekrar vermiş. Böylece babasını tekrar köyüne eve getirmiş. Dömüroğlanın babası 1917 yılında Bolu Karamanlı mahallesinden Ayşe ile tekrar evlenmiş. Kozlu köyüne yerleşmiş.  Rafet (DT-1.7.1918—ÖT-3.7.1980) ve Emine(DT-1.11.1924) adlı iki çocuğu daha olmuş. Rafet ve Emine’nin çocukları halen Kozlu’da yaşamaktalarmış.

Değerli okurlar. Geçmiş insanlara en büyük dersmiş. Tutumlu olan sıkıntı çekmezmiş. Çalışan demir ışıldarmış. Yoksulluk çekmeyen bolluğu bilmezmiş. Ak akçe kara gün içinmiş. Sakla samanı gelir zamanı imiş.

Büyüklerimizin zamanı ile kendimizi karşılaştırdığımızda ne büyük nimetlere sahip olduğumuzu anlayabiliriz.

Daha sonra dömür oğlan ve oğlu ile torununu inşallah devam ederiz.

Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız…30.10.2010