SEFERBERLİK ÇAĞRISI- Tahsin AKDUMAN

Her gün yüzlerce hadise meydana geliyor. Gündemi takip etmek ve hadiseleri analiz etmek dahi zorlaşıyor. Bazı püf noktalarını kaçırmamak için zorlanıyoruz.

7 Haziran 2015 Seçimleri yapılmış ve koalisyonsuz hükümet kurulamayacağı anlaşılmış ve ülke karamsarlığa düşmüştü. Ancak devamında yapılan 1 Kasım 2015 seçimlerinde tek başına iktidar çıkınca kurulan 64. TC Hükümeti hızla kolları sıvayıp ülkeyi karamsar tablodan kurtarmaya girişmişti.

Ancak seçimlerde umduğunu bulamayan ve Türkiye’ yi istikrarsızlığa ve kargaşaya sürükleyemeyeceğini anlayan iç ve dış düşmanlar boş durmuyor yeni senaryolar üretmeye başlıyordu. Ülkede anarşi, terör ve alçak saldırılarla milletimize adeta savaş açılmıştı. 65. TC Hükümeti 28 Haziran 2016 da Başbakan Binali Yıldırım tarafından kurulmuş, hem terör ile amansız mücadeleye girişmiş hem de Türkiye’ye çağ atlatan projeleri hayata geçirmeye başlamıştı. Ancak iç ve dış şer odaklar boş durmuyordu.

Fakat 15 Temmuza gelindiğinde; Türk tarihinin görmediği, hayal dahi edemediğimiz ordu içinde satılmış bir gurup terörist, ülke içindeki sivil destekçi ihanet şebekesi ve yurt dışındaki bazı dost bildiğimiz, ittifaklar içinde anlaşmalı olduğumuz, kendisini medeni sayan ama gerçekte sırtlandan farksız bazı ülkelerin desteği ile kanlı bir darbeye girişiyordu. 250 vatandaşımızı şehit ediyor ve 1500 kişiyi yaralıyordu. Hükümet yeni seçim olmuş bir yıl dolmamış halkın % 49 oyunun desteği ile kurulmuştu. Ekonomi ve terör ile amansız mücadeleye girişmişti. Ülkede her şey normaldi. Dünyada ekonomik, siyasal ve istikrar bakımından örnek gösterilen bir ülkede darbe niye yapılıyordu. Hem bizler bundan sonra darbe olmaz deyip inanmıyorduk.

Türk milleti 15 Temmuz 2016 gecesi kendisinin oy verip iktidara getirdiği Hükümete, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın meydanlara inin iradenize sahip çıkın sözleri ile sahip çıkıyor ve bu devirde darbeye yeltenen alçaklara Dünyada hiçbir yerde eşine rastlanmayan bir cevapla meydanları dar ediyordu. Tüm millet Cumhurbaşkanımız etrafında kenetlenmiş adeta şahlanmıştı. Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Muhalefeti tüm kurumları tek vücut haline gelmiş ve hainlere gerekli cevabı vermişti; “ Bu ülkeye diz çöktürülemez.” Diye haykırmıştı.15 Temmuz basit bir tarih değildir. Türkiye Cumhuriyetini, bölme, iç savaş çıkararak halkı birbirine kırdırarak Suriye haline getirme, nihayetinde yıkma hareketidir.

Türk milleti tarihimizde nice ihanetler gördü. Ancak 15 Temmuz ihaneti gibi bir ihaneti hiçbir zaman görmedik. 40 yıldır hazırlanan bu milleti, en büyük günahlardan olan Allah deyip kandıran, milletin maddi manevi enerjisini sukutu hayale uğratan bu alçak şebeke güya dünyaya hakim olacaktı. Ama Terör Örgütüne dönüşen FETÖ yani F. Gülen cemaati gidip dış düşman mihrakların kucağına oturdu ve en kötüsünü yaparak kendi soyuna, tarihine halkına ihanet etti. Bu milletin evlatlarını kandırdı, bu milletin neslinin bir bölümünü zehirleyerek enerjisini heba etti. Dış devletlerin oyuncağı oldu. Tarihe hain olarak geçti.

Bugüne kadar gelişen hadiseler göstermiştir ki, biz çok büyük bir tehlike atlatmışız. Halen de bu tehlike büyüyerek devam ediyor. PKK , FETÖ ve kökleri Suriye bölgesinde bulunan PYD, İŞİD hep beraber, bazen birlikte ittifak ederek kalleşçe şehirlerimizde bomba patlatıp kanlı terör eylemleri yapıyorlar. Terör odakları dış merkezlerin desteğinde halka korku salacak kanlı eylemler planlıyor ve maalesef yapıyorlar. Birçok vatan evladı ve vatandaşımızı şehit ve gazi veriyoruz. Terörün dış kökleri olan Suriye içlerinde Fırat Kalkanı harekâtı ve Irak harekâtları devam ediyor ve edecek. Bu arada dış dost sandığımız gerçekte düşman ülkelerin Ekonomik savaşı da amansız şekilde sürüyor.

Biz tüm zorlukları atlatırız, atlatacağız. Bize diz çöktüreceğini sananlar yanılmaktadır. Biz tarihte çok hıyanetler kahpelikler gördük. Bizim en büyük gücümüz birlik olmaktır. Milletçe birlik olduğumuz zaman bizi Dünyanın tümü gelse yenemez, 15 Temmuz örneğinde olduğu gibi diz çöktüremez. En büyük silahımız birliktir. Tarihte en zor zamanlarda nasıl kurtuluş savaşını kazanmışsak aynı ruhla yine bizi kimse alt edemeyecektir. Milletçe uyanık olacağız, akıllı hareket edeceğiz bu vatanda birbirimizin kardeşi olduğunu kaderimizin birlikte yazıldığını unutmayacağız.

!5 Temmuzda Milletçe bir olduğumuz gibi, Şehit cenazelerimizde Milletçe bir olduğumuz gibi bir ve tek yürek olmalıyız. Cumhurbaşkanımızın, Hükümetimizin tüm emniyet güçlerimizin her zaman yanında olmalıyız. Sakın kimse kendi başına ceza vermeye kalkmamalıdır. Provokasyonlara gelmemeliyiz. Bu memleketin batısı doğusu, kuzeyi güneyi, Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Boşnağı, Manavı herkes kardeştir. Hepimiz İslam kardeşiyiz. Bu vatanda ayrımız gayrımız yoktur. Hiç kimse kökeninden ve inancından dolayı bu memlekette kınanmıyor, kınanamaz ve kınanmamalıdır, ayrımcılığa uğramamalıdır. Hangi partiden olursak olalım biz kardeşiz. Bu memleketi böldürmeyeceğiz, bölmek isteyenlere, alet olanlara, terör ile sonuç elde etmek isteyenlere, yardımcı olanlara engel olacağız. Terör örgütleri gibi düşünenlere, yardım ve yataklık edenlere bu ülkede yer yok. Böyleleri bu memleketi şimdiden terk etsin. Türkiye’de bunlara yaşam hakkı yok bu böyle biline. Bu millet Hakkâri’den Edirne’ye bunu göstermiştir, göstermektedir.

Son Kurtuluş savaşımız 15 Temmuz gecesi başlamış ve Milletçe hem silahlı kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz ile savaş meydanlarında hem de ekonomik sahalarda sivil halkımızca olanca hızıyla devam etmektedir. Cumhurbaşkanımızın çağrıları ile, Millet olarak her konuda milli seferberlik ruhu ile Hükümet ve Devletimizin yanındayız. Devlet büyüklerimizin emrindeyiz.

Tek millet, tek devlet, tek yürek… Seferberliğiniz ve Gazanız mübarek olsun.

Not: Vatanı uğruna cephelerde ve sabotaj terör olaylarında hayatlarını kaybeden aziz şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun. Yaralanan gazilerimize de acil şifalar diliyorum. İran milisleri tarafından Halep’te uygulanan insanlık dışı dramlar için Cenab-ı Allahtan buradaki kardeşlerimizden şehitlere rahmet kalanlara da bu zulmün bitmesi için dua ediyorum.