Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

DOĞUM-Tahsin AKDUMAN

23.11.2014
448
A+
A-

“Oku! (İKRA) Yaratan (HALKEDEN) Rabbinin adıyla oku. O insanı (Alak) tan yarattı. “  Kuran-ı Kerim Alak Suresi 1-3 ayetlerde Allah. cc (İnsanı alak’tan yarattı.) ifadesi, ”kan pıhtısından, embriyodan, zigottan” şeklinde biyolojik olarak ekseri tefsircilerce açıklanıyor. Ancak bazı kaynaklarda ikinci anlam olarak verilen ve (ALAK)  kelimesinin bazı tefsirlerde ve benim de hoşuma giden ve benimsediğim manası ile “sevgi, ilgi ve alaka yani ilgilisinden, alakasından, sevgisinden” şeklinde yorumlanıyor. “Nasıl yaratıldım” değil; ”Neden-Niçin yaratıldım?” manası da bu şekilde açıklanıyor.

Yüzyıllardır tasavvuf erbabının da açıklamaya çalıştığı gerçek burada yatıyor. Peygamberimizin ve alemlerin yaratılışının, insanın yaratılışının; tüm kainatı kapsayan sonsuz bir şefkatin, yüce bir merhametin, sonsuz bir sevginin eseri olduğu anlaşılıyor.

Allah cc. hepimizi tüm insanları sevdiğinden, sevgisinden yaratmıştır.

Allah cc. bir nutfeye sebep kılmış ve sevgisinden bir bebek ve insanı yaratmıştır. Bebek anne karnından dışarı çıkamadığı ve dışarısını yani dış alemi bilemediği için ve dünyadaki nimetlerin güzelliklerini görmediği için en güzel şeyin ana rahmindeki sahip olduğu şeyler ile kirli kan olduğunu düşünür. Hal bu ki dışarı çıktığında onu hiç beklemediği bir dünya ve onun nimetleri bekler. Dünyaya geldiği o andan sonra onun için artık ne ana rahmi ne de içinde beslendiği şeyler güzeldir. Bebek artık kendisi için sonsuz nimetler ifade eden bir aleme yani dünyaya geçmiştir. Beslendiği kaynak, yaşadığı mekan değişmiş başka bir alemde, başka organların işlediği, başka mekanizmaların çalışmaya başladığı, havanın, suyun ve beş duyunun emrinde olan başka kaynaklar devreye girmiştir.

Bebeğin durumuna bakarak söylenebilir ki; bir alemden diğer bir aleme yani bir rahimden diğer bir rahime geçiş olmuştur. Bu dünya hayatı da ana rahmine benzer. İçindeki bebekte insandır.  İnsan da bu dünya aleminde yani rahminde fiziki, biyolojik olarak gelişecek, büyüyecektir. Bunun yanında manevi manada da yücelmeye meyyalli olduğundan olgunlaşacaktır. Manevi tekâmülü tamamlamak kolay değil zorlu, çetin ve sabır gerektiren bir şeydir. Nasıl ki toprağa bir şey ekersiniz de o bazı aşamalardan geçer; ekilir, biçilir, öğütülür vs. gibi ve en sonunda yenilebilir, kullanılabilir hale gelir işte insan da böyledir. Bazı zorluklardan geçmeden “insan” olma liyakatine varamaz. Fakat insan kendi sırrını keşfettiğinde bu ona o kadar da zor gelmeyecektir. İnsan işlerin sonunun nereye varacağını bilse ve ona göre davransa o “farkında” olur. Yani kendini “bilen” insan olur. Peygamberimiz SAV “Kendini-yani nefsini bilen Rabbini bilir.” Buyurmuştur. İnsanı en iyi tanıyacak, yine insanın kendisidir. Öyle ise,  kendini bilen Rabbini bilir, Rabbini bilen kâinatın halifesi olur.

İnsan ahiretteki sonsuz hayatı ve oradaki nimetleri gerçek anlamıyla bilse bu dünyaya bu kadar önem vermez. Nefsini terbiye eder. Yaptıklarını sadece Allah cc. rızası için yapar, yani ölmeden ölür. Mevlana’nın ölüm gününe dediği gibi ölüm günü,  doğum günü olur. Yani “manevi doğum ya da ikinci doğuş” gerçekleşmiş olur. Manevi doğumu yani ölümü gerçekleşen insan artık sonsuzluğa ermiştir. Ölüm yokluk değil, hiçlik değil sonsuz nimetleri olan başka bir aleme geçiştir. Marifet başka aleme geçişte oraya hazır olarak gidebilmektir. Ölmeden önce ölmek, ölümsüzlüktür. Ebedi mutluluk sonsuzluğuna erebilmektir.

Bu yazıyı yazmama vesile olan ve başka bir alemden 20.11.2014 Perşembe günü 17.43 te dünyaya gelerek, ailemize mutluluk yaşatan ilk torunum Mustafa Kerem’e hoş geldin diyorum.

İnşallah hayırlı bir evlat olur, mutlulukların en güzelini yaşar, başarı merdivenlerini rahatlıkla tırmanırsın. Dilerim yüzün hep güler, neşeni hiç yitirmezsin. Öyle bir hayat yaşa ki,  sen sevinçle gülümse. İyi doğdun, Cenab-ı Allahtan nice mutlu yıllar dilerim.

Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız…24.11.2014 …….

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.