Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Hüzünlü Karne – Tahsin ZAMAN

23.01.2021
564
A+
A-

Okullarımızda 22 Ocak 2021 tarihinde öğrencilerimize karnelerini verdik.

Nasıl mı?

Tabii ki dijital ortamda.



Dünyamızı kaplayan Covid-19 virüsü her sektörü etkilediği gibi eğitim-öğretimi de tabiri caizse yerle bir etti. Ülkeler kendilerine göre programlar geliştirip; uzaktan eğitim, sosyal platformlarda eğitim, özel paket programlarla eğitim, yarı zamanla eğitim vb. derken bu sürecin 1. dönem sonuna gelindi.

Eğitimin dünyadaki kavimlerde, devletlerde, yerleşik düzene geçiş ve öncesinde şöyle bir gezinti yaparak ve acaba böyle acz içinde yapılmış mecburi sekteye uğramalar var mı diye merak ettim.

M.Ö. 3200 yıllarında insan toplulukları Sümerlerdeki ilk kurumsal sistemli yazı geleneği geliştirdiklerini ve takvim, ölçüm, matematik, geometri, kavramların nesilden nesile aktarılmasında Akatlar, Asurlar, Fenikeliler bu sistemleri devam ettirdiler ve kayıtlarda ve incelemelerde böyle salgınlardan kesintilere rastlanmamıştır.

Antik Mısır, Pers, derken diğer bölgelere Mezopotamya geleneğine taşıdılar, geliştirdiler ve tarihin ilk halka açık kurumsal okullarından “BİN İSA” Kudüs’te açıldı ve kayıtlarda ve incelemelerde böyle salgınlardan kesintilere rastlanmamıştır.

Hintliler ‘GURUKUL’ sistemiyle eğitim tarihinde önemli bir yere sahipler ve Hint sisteminden yararlanan ve Selçuklu veziri Nizam-ül Mülk Medreselerinin bu gelenekten etkilenerek kurulmasıyla yapılan eğitimlerde de böyle bir bulguya rastlanmamıştır.

İslamiyet öncesi Türklerde ise göçebe yaşamdan dolayı; eğitim, mimari, sanat vb. gelişmeler geçirmiş ve yaşam biçimlerine göre şekillenmiş ve daha çok savaş/yöneticilik ön plana çıkmıştır ve eğitimde töre önemlidir ve töre de ise daha çok dini eğitim etkili olmuş. Ayrıca; toplum eğitimi, Askeri eğitim, Din eğitimi, Mesleki eğitim diye dört bölümüne ayrılan Hun sisteminde ve daha sonra disipliniyle ünlü Mete zamanında böyle bir kayıta rastlanmamıştır.

Köktürkler de siyasi örgütlenmede eğitim ön plana çıkmış, Hunlar’da 38 harfli bir alfabe olması ve ona göre eserler bırakmasıyla ve tabii ki “TÜRK” sözünün ilk kez geçtiği Orhun yazıtlarında: Tonyukuk, Kültigin, Bilge Kağan kitabelerinde bile böyle bir olaya rastlanmamıştır.

Akabinde Uygurların yerleşik hayata geçmesi ve eğitimin kurumsallaşması Uygur alfabesi eğitimi sistemli hale getirmiş ve matbaanın kullanılmasıyla kitaplar çoğaltılmış, Avrupa’dan önce kağıt ve matbaayı bulup kullanan Uygurlar’dan Arap’lar, Avrupalılarda Araplar aracılığıyla Uygurlardan kağıdı almışlar, Uygurlarda bu uygarlık belirtisi teknik malzemelerin kullanımını Çinlilerden öğrenmiş lakin incelendiğinde böyle bir kesintiye rastlanmamıştır.

Arabistan’da İslamiyet’in ilk yıllarında yaşanan vebada Hz. Peygamber efendimizin karantina için söylediği hadis hepimizin malumudur. Efendimiz: Bir yerde veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden ayrılmayınız, buyurmuştur. Bu yöresel bir salgındır lakin eğitimle ilgili bir kesinti bilgisine rastlanmamıştır.

Selçuklularda İslami eğitime önem verilmeye başlanmış, Ulema evlerinde eğitimler verilmeye başlamış, camilerden medreselere ülkenin her tarafına 1040 ile Niş Abur’da Tuğrul Bey tarafından açılmış Nizamül Mülk medreseleri ile özdeşleştirilen bu medreselerden; Felsefe, Mantık, Matematik vb. dersler okutulmuş ve Ahilikteki sistemde de böyle bir kesintiye rastlanmamıştır…

Osmanlı’da aynı sistemleri neredeyse devam ettirmiş ve ayrıca hem programlarda hem de mimari de biraz daha öne çıkmıştır ve ilk kurulan medrese olan (1330 İznik) derken, Bursa, Edirne takip etmiş. ( III. Selim zamanında başlayan Medrese eğitimi II. Meşrutiyet ilanına kadar geçerliliğini korumuş ve Islah fikri ortaya çıkınca etkisini kaybetmiştir.) ve burada dünyadaki ilk “PANDEMİ”(1) 1844’te Hindistan’dan başlayan 1846’da İran’a, oradan Osmanlı’ya Arabistan’a Kuzey Afrika’ya Avrupa ve Amerika’ya uzanan veba hastalığından ve Koleradan yaşanmıştır, lakin eğitim kesintisiyle ilgili bir bilgeye rastlanmamıştır.

Akabinde Cumhuriyet döneminde; Milli, Demokratik, Laik ve Çağdaş eğitim öğrenim esaslarına dayanan eğitime başlanmış ve 1924 tarihindeki Tevhid-i Tedrisat kanunuyla yeni döneme girilmiş ve Cumhuriyet rejiminin fazilet ve nimetleri benimsenmiş ve Mustafa Kemal ATATÜRK’ün beklentileriyle Eğitim-Öğretim sistemi gelişmiş. Bu dönem zarfında da kitlesel bir eğitim sıkıntısı dünyada yaşanmamıştır ki ne zaman 2020 yılının Mart ayında dünyayı saran Covid-19 virüsü ortaya çıkınca, eğitim-öğretim ülkemizde ve dünyada bilinen ilk kez toplu olarak sekteye uğrayana kadar.

Bu, dünyada bir ilk olarak tarihe geçecektir.

Kronolojik sıra ile dünyayı taradığımızda eğitimde aksamaların daha çok son asırlarda göçlerin, ülkeler arası ticaretin, yerleşik yaşama geçiş ve toprak zapt etme, toprak sahiplenme için yapılan uzak savaşlarda ortaya çıktığı anlaşılmıştır.

Bu dönemde yaşadığımız virüs maalesef global dünyanın yakınlaşmasıyla daha çabuk bulaşmış ve eğitimi her ülkede olduğu gibi ülkemizde de etkilemiştir.

Uzaktan yapılan eğitimlerde öğrencilerimizle yapılan derslerimiz ne kadar verimlidir belki tartışılabilir ama en azından ders ortamından uzaklaşmamak için teknoloji kullanmak çocuklarımızı bir nebze de olsa okuldan koparmamıştır ve işte Eğitim-Öğretimim 1. döneminin sonunda çocuklarımıza karnelerini, o heyecanı yaşamaları için dijital ortamda veriyoruz.

Temennimiz, sağlığımızın en önemli etken olduğu dünyada virüsün etkisini kaybetmesi ve 2.dönemin okullarımızda, Öğretmen ve öğrencilerimize o cıvıl cıvıl sınıflarımızda, koşuşturulan koridorlar ve bahçelerimizde birlikte olmamız ve karnelerimizi Eğitim-Öğretim yılı sonunda hüzünlü değil, sevinçle vermemizdir.
Sağlıkla kalın…

(1)-Pandemi: Bir hastalığın belirli zaman aralığında salgın olup kıtalara yayılmasına denir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.