Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

SEÇİM YORUMLARI II- Tahsin AKDUMAN

14.04.2014
548
A+
A-

30 Mart Mahalli Seçimleri sonuçlanalı 15 gün geçti. Seçim sonuçlarının ilk şok etkisinden bu yana birçok yorumlar yapıldı ve uzun süre daha da yapılacaktır.


Milleti anlayamayan ve yorumlayamayanların her seçim sonunda hüsrana uğramaları her zaman mukadderdir. Bu seçimlerden sonra istedikleri sonuç çıkmayan bazı kişiler hala bu Aziz milletimiz hakkında hakarete varan sıfatlar kullanıyor. Milleti hala küçük görüyorlar. Cahil, köylü, taşralı, koyun, çoban, aptal, saf akıllı, kandırılmaya müsait vs. gibi sıfatları hala çekinmeden kullanıyorlar. Milletimiz yoksul, fakir olabilir hatta hakikati ararken biraz safça ve olduğu gibi davranabilir. Fakat feraseti, imanı ve düşünceleri her zaman en duru ve gerçek doğruları bulmuş ve göstermiştir. Çoğunluğun gösterdiği yol her zaman doğru yoldur.

Her seçimde, içimizdeki bazı kendini çok bilmiş kabul eden, Milletimizi küçük gören, bazı odaklara âşık ve onların bilerek veya bilmeyerek çıkarlarına hizmet eden kesimleri hüsrana uğratmış ve onlara ders vermiştir.

Her seçimde bu Millet engin feraseti ile seçtiklerine görev vermiş ve TBMM ‘ ne göndermiştir. Fakat yukarıdaki elitler ve karanlık odaklar iktidara gelenleri çalıştırmamış ve iktidardakiler muktedir olamamıştır. Hatırlarsanız 2002 seçimlerinde Ak Parti ezici bir sonuçla iktidara gelmiş fakat ilk beş yıl yapacağı hayati icraatların birçoğunu akıl almaz engellemelerle gerçekleştirememiştir. 12 Eylül rejimi ve anayasasının meydana getirdiği kurumlar,  güdümlü ve vesayet rejiminin bozulmasını engellemiş hatta Ak Partinin nerede ise kapatılmasını kıl payı gerçekleştirememiştir.  1990 lı yılların başından 2007 yıllarına kadar ülkeyi, Milli Güvenlik Kurumu, asker, yargı, basın ve üniversitelerden oluşan vesayet kurumlarını kullanan ekonomi ve ticareti elinde bulunduran çevreler yönetmiştir. Hala da bazı kurumlar bu vesayet zincirinden kurtarılamamıştır. Tamamen vesayet düşüncesi ile hazırlanan ve iktidara ortak bazı odaklar oluşturan 12 eylül anayasası yeniden yapılamamıştır. Hatta Cumhuriyetin kuruluşundan bu günümüze yönetim gerçek Milletin olamamıştır. Millet seçmiş göndermiş iktidarlar gelmiş fakat gerçek iktidar sahibi olunamamıştır. Rahmetli Menderes ve Özal bu iktidar yolunda çok önemli merhaleler gerçekleştirmiş fakat onlar da bunu canları ile ödemiştir. Demirel de önemli icraatlar yapmış millet onu 7 kere iktidar yapmış fakat muktedir olamamış en sonunda çareyi bu vesayet çevrelerinin güdümüne girerek Cumhurbaşkanı olmuş fakat Milletin başkanı olma şerefini kaçırmış olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.

İlkokuldan beri bize öğretilen  “Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.” ifadesidir. Bunun ne kadar önemli olduğunu her zaman düşünmüşümdür. İktidar vesayet kabul etmez. Serbest seçimler ile seçilen iktidar TBMM sini oluşturur. Meclis organlarını seçer. Meclisin yaptığı kanunları kimsenin iptal yetkisi yoktur. Ancak usul yönünden Anayasa Mahkemesi bunları görüşebilir. Fakat bizde yargı her zaman siyasi gibi davranmış hatta kanun icat etmiştir. Geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminden önce koyduğu 367 kuralı ve başörtüsü konusunda sanki evrensel yasak kararı garabetleri bugün unutuldu sanılmasın. TBMM iktidarını Cumhuriyetin kurumları ile yönetecektir. Fakat geçmişte maalesef bazı kurumlarımız; Milli Güvenlik Kurulu, Türk Silahlı Kuvvetleri, Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yüksek Öğrenim Kurulu, Yargıtay vs kendilerini Türkiye Büyük Millet Meclisinin yerine koymuş ve siyasi gibi davranmıştır. Bunu da bazı siyasiler kendilerine uygun görüp ikiyüzlü davranmışlardır. Hatta Cumhuriyetin bazı şahıs ve kurumları geçmişte dışarıdaki basın ve ekonomik tröstlerin çıkarları için onların emrinde gibi hareket etmişlerdir. Bu yıllar da ülkemiz için kayıp yıllar olarak tarihe geçmiştir.

Son seçimler öncesinde de; Anayasayı değiştirme teşebbüsleri akim kalmıştır. Asker asli görevini yapmaktadır. Milli Güvenlik Kurulu büyük oranda asli vazifesine dönmüştür. Ancak yargı bir vesayetten kurtulurken içindeki dışarıdan emir alan bazı kesimlerle birlikte maalesef Emniyet güçleri içindeki bazı odaklarla bir hareket ederek yine seçim öncesi darbe anlamına gelen bir komplo hazırlanmıştır. Hükümet 367 kararı, Nisan bildirisi ve Ak Parti kapatma kararında olduğu gibi bu son komploda da dik durmuş be Milletin iktidarını karanlık odaklara kaptırmamıştır. Ak Parti seçim öncesi Türkü, Kürdü hangi ırktan olursa, hangi dili kullanıyorsa kullansın, hangi inanca sahip olursa olsun her kesimi kucakladığını beyan etmiştir. Memleketimizi bir bütün olarak kabul ettiğini deklare etmiştir. Seçim sonuçları; diğer partiler gibi yurdun belli kesimlerinde değil tüm Türkiye sathında birinci veya bazı yerlerde Ak Partinin ikinci parti olduğunu göstermesi bakımından çok önemlidir. Diğer partilerin kimisi doğuda, kimisi batıda kimisi ortada yoktur. Kimisi kıyıda köşededir. Ak Parti birliğin, istikrarın, birleştiriciliğin ve kardeşliğin partisi olduğu için yurdun her karışındadır. Bazı partiler bazı bölgelerde aday dahi gösteremezken AK Parti bölücülüğün değil vatanın bütünlüğünün teminatıdır. Bunun sonucunda da Millet seçimde Ak Partinin yanında olduğunu göstermiştir.

Unutmayalım. Öncelikle hepimiz bu ülkenin her kesimden insanları, beraber yaşayan ve yaşamaya mecbur olan vatandaşları ve kardeşleriyiz. Artık hizmet zamanı…

Sonsuz selam ve sevgilerimle, hoşça kalınız.

YORUMLAR

  1. Ilhan dedi ki:

    Tahsin beyin arada bir yazilarini okurum ve okurken hep aklima gelen yazilari kendi fikri degilde , yazilarini bir yerlerden kopya ettigi cagrisimi olur. Bir taraftan kardeslik vurgusu yaparken bir tarafdanda milleti yazilarinda kutuplastirir ve super bir sekilde yazilari taraflidir, yani gazetecigin tarafsizlik ruhu nu yazilarinda bulamadim.