Yaprağın Feryadı
Bizim adımız yaprak, yemyeşil , ferahlatıcı,
Baharda geldik dünyaya bir sabah güne karşı.
Kurumuş bir ağacın dirilişiyle yeniden,
Tırmandık göğe doğru ağır ağır gövdesinden.
Neşeyle müjde verdik güzel mevsim bahardan,
Yıllar yılı tekrarladık bunu hiç yorulmadan.
Can verdik dünyaya çiçeklerle, çocuklarla,
Ömrümüz geçer hep kıştan yaza yolculuklarla.
Ağacın akciğeri dedi bize, anlayanlar
Soluk aldı bizimle bütün dünya ve insanlar.
Gün olur kelebeklerle oynaşırdık gizlice,
Gün olur el sallardık gökte aya ve güneşe.
Yıldızlara göz kırpardık gülerek, gülüşerek,
Kuşlarla nice yarenlik ettik fısıldaşarak.
Her gün saklambaç oynardık çocuklarla durmadan,
Hep biz ebe olsak bile ağlayıp sızlanmadan.
Çobanları ağırladık gölgemizde, dağlarda,
Sürüleri, kurdu, kuşu, yolcuyu da yollarda.
Kulak misafiri olurduk bazen aşıklara,
Yüzümüzü çevirmezdik ve utanmazdık asla.
İyiye, güzele, sevgiye sahiplenmek gerek,
Şimdi arıyoruz onları geçmişi düşünerek.
Çiğ taneleriyle sürme çekerdik her sabah biz,
Serinlerdik yağmurlarla ve olurduk tertemiz
Ne yazık ki çabuk geçti baharla yaz mevsimi,
Artık duymak zor olacak kuşların şen sesini.
Bir ömür geçirmişiz rüzgarın salıncağında,
fark etmemişiz beklerken ölümü kucağında.
Yine de kin duymadık, hiçbir zaman esen yele,
Giderken ardımızdan demese de güle güle.
Evimizde konukluğumuz bir gün sona erdi,
Ömür tamamlanınca sapımız kopuverdi.
Üst katlara nasıl çıktıysak ağacın içinden,
Daha çabuk oldu, yere inişimiz dışından.
Yeşil, yemyeşil bir hayatımız vardı bizim de
Çok geçmişlerde kaldı o güzel günlerim de.
Rüzgarın sillesiyle yere düşüp yok olmadan,
Feryadımız duyulmadı son yaprak da solmadan.
Bahçeye düştük kimimiz, kimimiz de bir yola,
Çöpçünün süpürgesi itti, kaktı sağa,sola.
Ne kadar ezseniz de toprağa karışmak için,
Katlanırız her şeye bahara kavuşmak için.