Anaokulundan Ortaokula Bahçe Mutfağı Projesi ve Eğitim
Mutfak kültürü, bahçecilik, küçük ölçekli tarım ve eğitimi buluşturan bir proje, ülkemizde de hızla yitirilen geleneksel değerlerin korunmasında fayda sağlayabilir.
Avustralya’ya gidelim bu yazımızda. Garden Kitchen Foundation (Bahçe Mutfağı Vakfı) hayırseverlerin desteği ile anaokulu çağından ortaokul çağına kadar çocuklara örgün eğitimleri içerisinde bahçede ürün yetiştirme, onları büyütme, toplama ve yemek yaparak aynı sofrada paylaşma imkanı ve eğitimi sunuyor. İnsanları yemek yapma konusunda teşvik etmek, büyüme çağındaki çocuklara topluca aynı masada olmanın tadını ve alışkanlığını kazandırmak amaçları.
Bu tür ortak çalışmaların küçük çocukların zihinsel ve sosyal becerilerini geliştirdiğini de biliyoruz.
Öğrenme çağlarında çocukların toprak ile içli dışlı olmaları, ürünleri tanımaları, yerel tohumlar ile yetiştirdikleri ürünlerden yemek pişirme becerileri geliştirmeleri, onların tüm yaşamları boyunca kullanabilecekleri değerleri kazanmasına yardımcı oluyor.
Projenin, 2001 yılında pilot uygulanması başlamış, 2004 yılında da sebze ve meyve yetiştiriciliği ve bahçeciliğin tanıtıldığı kar amacı gütmeyen Bahçe Mutfağı Vakfı kurulmuş. Beceriye dayalı öğrenmeyi teşvik eden model, haftalık bahçe ve mutfak derslerini içeriyor.
Bu güne kadar proje 837 okulda 100.000 öğrenciye ulaşmış. Bu yıl sonunda Avustralya’daki okulların %10’unun da birincil müfredatında yer alacakmış.
Toprak ile uğraşmak, doğa ile iç içe olmak şehirlerde kasabalarda kaybedilen değerlerin genç nesillere iletilebilmenin de yegane yolu olabilir. Dünyanın ortak sorunu haline gelen, endüstriyel gıdalar, yemek sipariş etme alışkanlığı, tv karşısında yemek, ortak masaların terk edilmesi gibi sorunlar, bu eğitimleri alınması ile çocukken kazanılan ilgilerle aşılabilir.
Maalesef şehirlerde ranta kurban ettiğimiz bahçeler ile şehir hayatının zorlamaları bazı geleneksel imkanlarımızı yok etti. Kar hırsı, vahşi yaklaşımlar şehirleri beton yığınına çevirdi. Dahası şimdi kasabalarımızda da aynı sorun var. Böyle programları hayal etmekteydim, örneği hakkındaki yazıyı görmek iyi oldu.
Eğitim ile ilgili daha fazla çabalamamız gerektiği herkes tarafından kabul gören bir durum. Eğitimde anaokulu çağından üniversite sonuna kadar büyük sorunlarımız olduğu açık. Ayakları üzerinde durabilen, sorgulamaktan çekinmeyen, birey olma yolunda değerler üzerinde kendini inşa etmeye çalışacak çocuklara olanak sağlayan daha fazla imkan sunmalıyız.
Bu noktada 15 yaşında çocuklar arasında yapılan OECD ülkelerini de kapsayan PISA ( Uluslar arası değerlendirme programı) sonuçlarına göre 65 ülke arasında 45. olduğumuzu (2014) ifade edelim. Türkiye’nin dinamik yapısının potansiyelinin bunun çok ötesinde olduğunu düşünüyorum. Değerlendirme matematik, okuduğunu anlama ve fen testlerinden oluşuyor. Üniversite öğretim elemanları arasında baktığımızda bilimsel yayın endekslerine giren yayınlarımızda da ciddi azalma var. Okullaşma artarken kalite sorununa çözüm getirmiyoruz. Bu konuların çözümü ve proje odaklı yaklaşımlara da hiçbir şekilde ideolojik yaklaşımlar ile varamadık varamayacağız!
Ne dersiniz Eğitim Şuralarında zaman kaybı olan tartışmaları aşarak yukarıda bahsedilen sosyal projeler ya da bilimsel projelerin konuşulması daha normal olmayacak mı?
Çok güzel bir bayram arifesindeyiz. Ailelere, mahallelere, köylere, şehirlerimize mutluluk dolu bir bayram dilerim.
Yararlanılan makaleler:
https://www.kitchengardenfoundation.org.au/membership
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/muge_akgun/okullarda_mutfak_bahcesi_egitimi_keske_bizde_de_olsa-1390566
http://sosyal.hurriyet.com.tr/yazar/taha-akyol_329/egitimde-alarm_29456239