Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

İMAR-Tahsin AKDUMAN

08.09.2013
476
A+
A-

İmar mana itibarı ile düzenlemek, güzelleştirmek ve çevremizi insanların rahatça ve huzurla yaşayabileceği alanlar inşa etmek manasına kullanılmaktadır.


Özel İdareler de seçilmiş bir meclisi ve encümeni olan bir mahalli idare olarak, Belediye mücavir sahası dışında Belediyeler ile imar kanununa göre aynı yetkilere sahiptir.

Kırsal kesimdeki ilçeler dahil tüm imar uygulamaları ve ruhsatlandırmalar hatta işyeri açma ruhsatları Özel İdareler tarafından verilmektedir.

Köy yerleşim yerleri, tarım işletmeleri, her türlü şantiye, inşaat, otel, turizm tesisleri, Enerji santralleri velhasıl tüm yapılaşma standartları Özel İdare tarafından belirlenir. Ruhsatlar kanunlara göre verilir.

Tabi önceden yapılmış her türlü yapı eğer şikâyet konusu değilse gidilip de mevzuat illa uygulanacak baskısı vatandaşa yapılmamaktadır. Ancak şikâyet konusu olan, komşusunu rahatsız eden başkasının malına veya kamuya tecavüzlü yapılar hakkında hemen işlem yapılmaktadır.

Mevcut imar kanununa göre ve Bolu İli 1/100 binlik çevre düzeni planına göre başta köylerimiz olmak üzere insanlarımızın medeni ölçüler içinde imarlı ve yaşanabilir bir çevrenin oluşması için gayret etmekteyiz. Ancak eski yerleşim düzeni, plansız yapılaşma, hisseli araziler ve köylerimizdeki geri kalmış bazı düşünceler yüzünden işimizin on yıllar süreceği maalesef bir gerçektir.

O kadar gayret etmemize rağmen hala ilimizde kimseyi arazi toplulaştırmasına razı edemedik. O kadar ısrarımıza ve çabalarımıza rağmen hala köylümüz proje çizdirmeden, bir mühendisin kontrolü olmadan inşaat yapmaya çalışıyor. Deprem memleketi olmamıza ve başımıza daha dün felaket gelmesine aldırmadan bize olmadık taleplerle, tekniğe ve akla uymayan isteklerle gelmeye devam ediyorlar.

Bir de her yörenin problemli bazı insanları var. Kendisi kanuna uymuyor. Hem suçlu hem güçlü. Kendisine bakmadan etrafını da karıştıran bazı insanlar oluyor. Herkesi şikâyet ediyor. İşlem yapmak durumunda kalkıyorsunuz. Bundan sonra da kanunu uygulayan kişileri de şikâyet ediyor.

Bu konuda da çok hatıramız var. Birisinden bahsetmeden geçemeyeceğim.  Bir vatandaş köy yerleşim yerinden uzak yolu olmayan bir tarlaya ev yapmaya başlıyor. Ancak şikâyet üzerine mühürlüyoruz. Kanuni para cezası uyguluyoruz. Ancak vatandaş daha önceden ruhsatlar Bayındırlık Müdürlüğü tarafından verilirken bağ evi diye ruhsat almaya çalışmış ama imzalı bir belge alamamış. Yani belgesi yazılmış fakat müdürün imzası yok. Fakat herkesin haberi olduğunu kendisine evini yap dediklerini söylüyor. Bu arada kaçak yapılan ve kendilerince bağ evi denilen bu evin tapu sahibinin değil bir polis memurunun olduğu söyleniyor. Vatandaş kanun önünde tamamen haksız. Fakat başka bir şey yapıyor; Köydeki tüm yapıları ve kümeslerin kaçak olduğunu iddia edip şikâyet dilekçesi veriyor. Özel İdare de mecburen kanunu uygulayıp her yeri mühürlüyor. Köydeki tüm yapılara imar cezası uygulanıyor. Bir ay geçince de tüm mühürlü yerlere yıkım kararları alınıyor. Şikâyetçi vatandaş bu kararların iptali için idari mahkemeye gidip kaybediyor. Bunun üzerine yapısı için yıkım kararı uygulanıyor. Vatandaş iyice şuurunu kaybediyor. Özel İdaredeki tüm görevlileri Valiliğe, Cumhuriyet Savcılığına şikâyet ediyor. Soruşturmalar sonucunda olayda görevlilerin kusuru olmadığı kanunu uyguladıkları tasdik edilip beraat ediyorlar. Ama hızlı vatandaş durmuyor. Başbakanlığa ve hatta Cumhurbaşkanlığına dilekçeler gönderiyor. Valilik dahil herkesi şikayet ediyor. Tekrar yazılar soruşturmalar. Hepsine tekrar cevaplar, ifadeler. Tekrar beraat. En son tekrar başka bir yere şikâyet ve soruşturma Yine cevaplar, ifadeler ve konu kapanıyor. En son bir baktım. Yine aynı bu vatandaşın bence artık delinin veya çok akıllının Mahkemeden tesbit yaptırılmış ve yıkım masraflarını isteyen talebi geldi. Artık pes etmek üzereyiz. Bu kadar pişkinlik görülmemiştir. Yıkımı yapan Özel İdare.  Kanunen yıkım masraflarını istemesi gereken de Özel İdare. Çıkabilirseniz çıkın içinden. Ancak şunu çok merak ediyorum. Bu kadar işe aklı ermeyen dilekçe yazmayı bilmeyen bu vatandaşa bu kadar güzel dilekçeleri yazıveren kim acaba. Hatta bu kişi kanunları bildiğini zannediyor. Fakat bu vatandaşı kullanıyor, ona yanlış akıl veriyor. Bu mesele en az beş senedir devam ediyor. Korkarım bu vatandaş bu akılla giderse daha çok ceza çeker.

Her yerin ve her işin bir delisi var. Deli derken zırdeli demiyorum. Kendisini akıllı zanneden fakat olayları tam kavrayamayan başkalarının dolduruşuna gelen kişiler sonunda hep kendisine zarar veriyor ve vermiştir.

İnat ve hırs her zaman kişinin kendisine zarar vermiştir. Olaylar sadece bize birer ibrettir.

Sonsuz selam ve sevgilerimle, haftaya kadar hoşça kalınız. ……9.9.2013

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.