Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

MÜLK -Tahsin AKDUMAN

12.01.2014
463
A+
A-

Mülk kelime anlamı olarak her türlü mal, servet, para ile saltanat, kudret ve makamı ifade etmektedir.


Mülk maldır veya malın kendi değil, yalnız menfaatidir. Kendi isteği ile mülkü bırakmak, elinden çıkarmak, vazgeçmek veya bağışlamak her babayiğidin harcı olmayıp yüksek insani hasletleri gerektirmektedir. Mülk sahipleri denilen ve kudreti elinde bulundurup saltanat sürenler olagelmiş ve alt tabakayı bazen okşayan ama yeri geldiğinde ezebilen güçler olmuştur. Eski tabirler ile makamlar için ise; ilmiyye, adliye, askeriye, mülkiye vs. adı ile anılmışlardır.

Burjuvazi burç, kale, şato kelimelerinden türemiş olup, şatolarda oturanları temsil etmektedirler. Şatolarında oturanlar ayrı oturup halka karışmak istemezler. Herkes gibi olmak zorlarına gider. Hep ayrıcalık isteyip mülke tapanlardır. Mülk sahiplerinin göstermelik hareketler ile halka karışmaya çalışmaları onları gülünç hale getirmekten ileriye gitmez.

Şu kısacık ömrümüzde dahi yıkılmayacak dediğimiz ne zenginler vardı şu anda yerlerinde yeller esiyor. Bu insan ebedi buradan gitmeyecek dediğimiz ne makamlar vardı yine yerlerinde şimdi başkaları oturuyor.

Asırlar boyunca insanlar hayatlarında mülkün sahibi olmaya çalışmışlar ve onu biriktirmeye uğraş vermişlerdir. İnsanoğlu hayatı boyunca asırlardır mal ve saltanatı ifade eden kum taneciklerini biriktirerek adeta kum tepelerini andıran şekilde yığmaya çalışmıştır. İnsanoğlu malını mülkünü arttırmaya makamının gücünü çoğaltmaya ölene kadar mücadele etmiştir.

Mülk ile imtihandayız. İnsanoğlu mülk sahibi olma arzusu ile içindeki dürtülerin ve de şeytanın her an baskısı altındadır. Kendi ali menfaatleri söz konusu olduğunda da mülk edinme arzusu ile her türlü kötü hasletlere her an bürünme istidadındadır. Mülk sahibi olma veya elinde bulunan mülkü kaybetme korkusu ile her an imtihanların bin bir türlüsü ile karşı karşıya gelir. Yalan imtihanı, hırs, kibir, dedikodu, namus vs aklınıza gelen her türlü yanlış işlerin girdabında, doğruluk ve gerçeğin muhasebesine maruz kalarak en yüksek derecelere çıkıp melek derecesine erişebileceği gibi, derecelerin en aşağısına düşerek şeytandan daha kötü bir insan da olabilir.

Tarih boyunca insanoğlu hayatı boyunca tane tane yığdığı kum taneciklerinden meydana gelen kum tepelerinin en küçük bir rüzgârda dağılıverdiğini görmüş fakat ibret almamıştır. Kum tepelerinden aşağılara bakarak diğer insanları söz ve davranışları ile küçümsemiş onları rencide etmiştir. Fili bir hareket yapmasa dahi onları içinden aşağılamıştır.

Yunus Emre ne güzel söylemiş; “Mal sâhibi, mülk sâhibi, hani bunun ilk sâhibi? Mal da yalan, mülk de yalan, var biraz da sen oyalan.”

Allah cc., ayet-i kerimede mealen buyuruyor ki: “Bütün mülk-hükümranlık elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir! O’nun her şeye gücü yeter.  O ki, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratmıştır. O, mutlak galiptir, çok bağışlayıcıdır. (Mülk suresi: 1,2)” Kum tepelerimiz savrulup yıkılmadan aşağılara inip mülkümüzü paylaşmanın ve halk arasına karışıp onlarla beraber olmanın zamanı gelmedi mi?..

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.