Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

SEL, BODRUM KATTA YAŞAYAN BİNA GÖREVLİLERİ VE İNŞAAT ÇEVRE DENKLEMİ

24.06.2020
1.042
A+
A-

SEL, BODRUM KATTA YAŞAYAN BİNA GÖREVLİLERİ VE İNŞAAT ÇEVRE DENKLEMİ

Dünya, toplumumuz ve insanlar olarak çevre ile olan ilişkilerimizi daha çok sorgulamamız gereken bir dönemden geçtiğimiz açık. Hastalık tehdidi yanında ülkemizde de başka felaketler de yaşanmakta. Bir süredir çokça yağış alan bölgelerde ani baskınlar ile seller yaşanmakta. Bölgesel zararlar vermekte. Yaşanan her yer için geçmiş olsun duygularımızı paylaşırız.

Dün Mengen’de de akşamüzeri ani bastıran yağış ile sel yaşandı. 1. etap toki bölgesi ile ilgili gözlemimi en başa çekmek istiyorum. Keza bodrum katta yaşayan ailelerin evini dere suyu daha taşmadan su bastı. Dere suyu taştı. Bu kez bodrum katta yaşayan aile olmayan binaların bodrum katını sel götürdü. Peki ya dere gece insanlar uyurken bodrum katta yaşayan ailelerin olduğu yöne doğru taşsaydı neler olabilirdi?  Bu soruyu daha böyle yağışlar olmadan sormak, insanlara eşit imkanlar sunmak için fikir ve imkanlar oluşturmak zorundayız. Her bir ailenin çocuğu sel felaketi ya da başka şartlar konusunda eşit koşullarda yetişmek zorundadır. Bu kamunun, genel ve yerel idarenin ve orada yaşayan insanların sorumluluğudur. Kaldı ki tokilerde bodrum katta oturmanın ve yaşamanın yasak olduğunu biliyorum. Çalışan kişilere gerekirse bir kısım kira desteği sağlayıp onları kiralık olan dairelere yönlendirmek bu kadar mı zor? Yetki ve sorumluluk hangi kurumdaysa bunu denetlemek bu kadar mı zor? Bunun farkındalığını oluşturmaya çabalamak her birimizin görevi. Bunu da takip etmek zorundayız. Yapılan işler, projeler, inşaat işleri ya da herhangi bir kaynak kullanımı, üç beş kişiyi gönendirip eşitsizlikleri artırıcı değil,  Türkiye’de eşitlikleri artırıcı olmalı. Emek sarf eden insanlar nerede çalışıyorlarsa çalışsınlar makul koşularda, en azından güvenli konut ve güvenli yaşam hakkını elinde bulundurmalı. Bu konuyu takip etmeye çalışıp sizlerle paylaşacağım.

Çevre, inşaat ve hatta kalkınma konusunda birkaç cümle kurmak zorundayız. Kalkınmanın gelişmenin yolu inşaat değil. Büyük bina ile kalkınmanın sonunun belli bir yerde takılıp kalmak olduğunu ve balon artışlarla eşitsizlikleri artırdığı çoktan ortada. Riskleri de artırmakta. Bu nedenle kat yükseltme, bitişik nizamı yayma, dere kenarları son çareymiş gibi yaklaşımlar sergilemek bitmek zorunda.   İnsanı, üretmeyi ve dayanışmayı önceleyen,  bölgenin değerlerini güçlendiren yaklaşımlara daha çok emek ve yoğunlaşma sergilemek zorundayız. Bu şekilde farklılıkları koruyup uzun vadede çok daha başarılı oluruz. Eşitlik, özgürlük ve hak şartlarında her türlü kalkınma bu ülkede zaten oluşur.   Çevre ve nefes alacak alanları öncelemeliyiz ki insanın sağlıklı yaşam imkânına destek olalım. Tersine daha çok çaba sarf edildiğinde insani gelişme imkânları ve tüm insanımıza bu gelişmenin, refahın yayılması, insani yaşam koşulları ve bu farkındalık imkânını kaybediyoruz. Hep birlikte kaybederiz. Herkesin hakkını öncelemek zorundayız.

Dünkü sel sürecinde insanlar arasında dayanışmayı yayan herkese de içten teşekkürler.

 

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.