Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

SU -Tahsin AKDUMAN

25.08.2013
473
A+
A-

Su hayatın bütün canlılar için vazgeçilmez kaynağıdır.


Hiçbir canlı susuz uzun süre yaşayamaz. Tarih boyunca tüm medeniyetler su etrafında kurulmuştur. Suya hâkim olan insanlar ve suyu bol olan bölge halkı en müreffeh yaşayan toplum olmuştur. Suyu olmayan ve suyu kıt olan bölgeler ise en fakir, halkının sıkıntı çektiği çeşitli kavga ve savaşların olduğu bölgeler olmuştur.

Günümüzde de suyu kıt olan bölgelerimiz ve köylerimizde kavgalar, anlaşmazlıklar halen devam etmektedir. Her sene Temmuz, Ağustos ayları geldiğinde bizleri mübalağasız günde 8-10 kişi arar. Ya su arızası vardır veya su azlığı veya işletmesinden kaynaklanan problemler ile karşı karşıya kalırız.

Köylerimizin çoğunda su yetersizliğinin büyük bir kısmı işletme sorunlarından kaynaklanmaktadır. Özel İdare su tesisini yapıp muhtara teslim eder. Ancak Muhtarlık işletme sırasında suyu herkesin adil şekilde kullanmasını sağlayamamaktadır. Köy halkı da komşusuna karşı yaptığı haksızlığı kabul etmemektedir. İki köy arasında da içecek hiç su olmasa bile komşu köy akrabalarına dahi kendi sınırlarında bulunan fazla suyu dahi çok görmektedir.

İsimleri bende saklı kalsın bir mahallenin suyu yoktur. Ancak yıllar sonra çok uzaklardan getirilebilen içme suyunu diğer mahalleliler devamlı sabote ederek hatlarını bozmaktadırlar. Her tamirattan sonra su yine arızalanır. Karşı mahalleli basit bir yöntem bulmuştur. Araziden gelen suyun hattını her tamirden sonra 80 cm derinliğe demir çubuk çakarak delerler.

Yine bir hikâye daha anlatayım; yıllar önce komşu mahalle köylülerin merasına, eski mezarlığına yeni yerleşim yeri yapılmasına karar verilmiştir. Buna komşu mahalle karşı çıkmış, mahkemeye vermiş ancak kaybetmiştir. Yıllar sonra taşınacak köy yeni evler yaparak taşınmaya başlamıştır. Ancak yeni yerleşim yerinde su yoktur. Bu su karşı çıkan köylülerin arazisindedir. Köylüler karşı çıkarlar. Kendilerine göre de haklıdırlar. Eski husumet unutulmamıştır. Mizansen hazırlanır. Medya çağrılır. Affedersiniz sırtındaki semerde boş bidonlar asılı eşekli bir dayı su olmadığından dereden su getirir. Köyün akan çeşmesinin alnına da içilmez yazılır. Köye gelen su hattı da kendileri tarafından akmaz hale getirilir. Yaygara kopartılır. Bunun üzerine en yetkili makamlar köye gider. Köylüler dinlenir. Tartışılır. Ne yapabiliriz denir. Açıkça da orada söylerler. Bizim derdimiz su değildir. Komşu köye verilen suyun verilmesini istemediklerini ısrarla belirtirler.

Yine bir ilçemizin köylüleri sularının olmadığını beyan ederek 35 km den kendilerine su getirilmesini isterler. Ölçülür, ön projeler hazırlanır.  Maliyet çok fazladır. Proje rafa kalkar. Fakat her fırsatta öne çıkarılır.  Nihayetinde su tahsisi yapılmak zorunda kalınır. Gerçekte ise o köylerin suları fazlası ile vardır. Gelecekte de göç dolayısı ile oralarda yine su ihtiyacı olmayacaktır. Köylülerin gayesi ileride bölgede yapılması muhtemel turistik tesislere suyu kaptırmamaktır.

Yine bir vatandaşımız evinin yakınından geçen ve depoya giden ana hattan eve ve kümesine gizlice su hattı bağlar. Oysa depoya girmeden su bağlamak projeye aykırıdır. Muhtarın şikâyeti ve dirayeti ve devletin de yardımı ile hat değiştirilerek daha uzaktan geçirilir. Sahsa da ceza yazılır. Bunu yapmak iradesi tabii ki kolay olmamaktadır.

Gelen her talebin arkasında incelendiğinde muhakkak gerçekle ilgisi olmayan başka başka sebepler çıkmaktadır. Her yıl da aynı olaylar sebepler tekrar edip durmaktadır. Bunların sebeplerin başlıcaları; hep kendini düşünme, komşusunu düşünmeme, komsu köyler arasında kardeşlik ve insanlığa sığmayan husumetler, kurallara ve tekniğe uymamaktır. İnsanlarımızın kendini yenilemeye razı olmamasıdır. Oysa her şey değişiyor gelişiyor. İnsan da gelişiyor.

Bu arada Tebrizli Şems’in öğütlerine kulak vermeliyiz diye düşünüyorum: ”Hayatı değiştirmeye, kendimi dönüştürmeye hazır mıyım? Diye sormak için hiçbir zaman geç değil. Kaç yaşında olursak olalım, başımızdan ne geçmiş olursa olsun, tamamen yenilenmek mümkün. Tek bir gün bile öncekinin tıpatıp tekrarıysa, yazık! Her an her nefeste yenilenmeli. Yepyeni bir yaşama doğmak için ölmeden önce ölmeli.”

Sonsuz selam ve sevgilerimle, haftaya kadar hoşça kalınız. ……26.8.2013

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR