Dünya Bisiklet Günü Kutlu Olsun – Bisikletli Gezgin Tuğba Can Yazdı
Düş Gördüren Bisikletin Günü
Bugüne bir yazı yazmak epeydir aklımdaydı ama böylesini yazacağımı ummamıştım. İşte bisikletin kısa tarihçesi, benim bisiklet hikayemden bir kuple, hala devam etmekte olan yolculuğum, bisikleti ne çok sevdiğim, doğa, bisiklet der bitirirdim demiştim…
Hiç tanımadığım ve muhtemelen beni de hiç tanımayan bir güzel insan sayesinde Bolu’da bir otel odasındayım şu an. Hem de buraya bisikletle gelemedim… Buraya doktora gitmek, MR çektirmek için geldim. Mengen’deyim bir süredir. Çok özlediğim dostlarımla vakit geçiriyor, Yedigöller ve köyleri pedallıyor, yemek tarifleri topluyor idim. Yaklaşık bir hafta önce bitmeyen yağmurlar başladı ve en az bir hafta daha sürecekler. Yağmurlardan da ziyade sağ dizimde bir buçuk aydır hissettiğim ama kendime yakıştıramadığım ağrı durdurdu beni. Tam bu cümleyi yazdığımda Arjantin’de baş parmak tendonumda yaşadığım ağrının beni durduruşunu anımsadım. Dostum Didem ile “Dur” meselesini konuştuğumuz günlerdi. Dizime döneyim. Ha geçti ha geçecek, bugün daha iyi sanki, yok yok bana bir şey olmaz derken son on gündür öyle sık kabuslar görmeye başlamıştım ki ağrımdan çok korkum beni doktora getirdi. Kabuslarımda bilmediğim kentlerin ortalarında bisikletimleyim. Tanıdığım yüzler uzaklaşıyor ve isimlerini seslensem de beni duymuyorlar. Bisikletim var ama ağrılarımdan süremiyorum. Canım yanıyor. Gidecek yerim yok. Ağlıyorum koca koca kentlerde. “Yani ben artık gidemeyecek miyim?” “Bisiklete binemeyecek miyim?” Hıçkırıklarımda boğularak uyandım bir iki kabusumdan böyle. İki gün önce yine bisikletli bir rüya gördüm; kabus değil. Bisikletimle Türkiye sınırından Ermenistan’a geçiyordum. Bisikletimle sınır aştım. Kabusların ve rüyaların toplamı ile bugün Bolu’da doktora gittim. 2 adet bel fıtığı, menisküs yırtılması, ön bağda zedelenme… diye açıklarken doktor gözlerimden akıverdi yaşlar. Bir sürü bilimsel kelimeyi anlaşılabilir hale sokmaya çalışan doktorun sözlerini “Bisiklet sürebilir miyim?” sözlerim kesti. O şaşkın ben korkmuş. Gülümsedi ve dedi ki “Hiçbiri cerrahi boyutta değil. İyileşmek senin elinde ve bisiklet sürmene engel değil şimdilik. Tedavine dikkat etmeli, zorlamamalısın.”
O MR sonucunu doktor görene geçen bir kaç saat aklım hiç başımda değildi. Kafamda ağırlaştı düşünceler. Bisiklet benim tek ulaşım aracım. Bisiklet benim iletişim aracım. Bisiklet benim en iyi arkadaşım. Bisiklet benim sevgilim; çokça sevip kimi zaman kızdığım. Bisiklet benim antidepresanım. Hep derim kimin ne derdi varsa alsın bir bisiklet sürsün, çok iyi gelecek. En mühimi de bisiklet benim evim. Onun götürdüğü yerler evim, yok ki benim başka yerim, adresim…
Yakında yağmurlar dinecek, yeşil daha bir yeşillenecek Karadeniz’de, ırmaklar şarkılarını daha sesli söyleyecek. Toprak ana yeni elbiselerini geçirecek üzerine, ormanın sahibi tüm canlılar uzunca yıkanmışlığın ardından güneşi selamlayacak hep birlikte. O vakte kadar ben çok güzel insanlarla çokça güleceğim, sarılacağım. Acılarına dokunacağım belki birilerinin ama acılarından da öpeceğim kimilerinin. Hayaller kuracağım çerçevesi olmayan ama planlamayacağım. Tüm bunlar olurken dizim iyileşecek ve başka diyarlara yolum devam edecek…
Kutlu olsun 3 Haziran Bisiklet Günümüz.