Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

Tuğba Can Yazıyor

27.12.2020
843
A+
A-

Derin Mevzu; Basit

Mengen.Gen.TR olarak köşe yazarlarımızı genişletmeye ve onları sizlerle buluşturmaya devam ediyoruz. Mengen.Gen.TR köşe yazarları ailesine katılan yazarımız Tuğba Can’a hoş geldin diyoruz. Onun yaşadığı farklı ve cesur hayatın kendisine kazandırdıklarını sizlerle paylaşmaktan dolayı mutluyuz. Yazılarında belki de hayallerinizi bulacağınız bir köşe olacağını düşünüyor ve keyifli okumalar diliyoruz.



Tuğba Can Kimdir?
Merhabalar, Ben Tuğba. 32 yaşındayım. 2.5 Yıl önce 8 yıl çalıştığım işimden, matematik öğretmenliğinden istifa edip bisikletli bir yolculuğa çıktım. Ne kadar süreceğini, nerede biteceğini, hatta bitip bitmeyeceğini bile bilmediğim bir yolculuğa. Bisikletimle şimdiye kadar Türkiye, Brezilya, Uruguay, Arjantin ve Şili’de yaklaşık 16 bin km yol yaptım. Mayıs ayında pandemi sebebiyle Arjantin’den Türkiye’ye döndüm. Bisikletin değiştirdiği yeni ben ile birlikte son 4 aydır Fethiye’ye yakın bir köyde yaşıyorum. Umarım keyifli yazılar paylaşırım sizlerle. Sevgiyle..



 

Bir yazı yazmak geçti içimden bu sabah. Yalnız uyandım çok uzun zaman sonra bu sabah. Kedim Shanti sabah erken terk etti yatağı. Kedim de değil aslında, ben onun insanı… 

İki yıl önce bisikletle geçtiğim bu diyara dönüp dolaşıp yerleşeceğim aklımdan geçmezken, kiraladığım konteynır evimde üç ayım dolmuş bile. Kiralarken demiştim ki; beni onca insan iki senedir misafir etti. Ben de kapımı hiç kilitlemeyeceğim. Tüm yolculara açık olacak. Öyle de olduğuna kanıt üç aydır ilk defa bugün yalnız uyanmam sanırım. Bir göz oda bir de verandaya veda vakti bile geldi. Kışı azıcık daha sıcak geçireceğim bir minik yuvaya daha yolculuk var pek yakında. Kaplumbağa misali, bir bisikletim kadar tüm dünyam. Bir sabah bir konteynırda uyanırım başka bir sabah bambaşka diyarda başka yuva yaratırım bir anda. Hafifliğini sevdiğim, basit, sevgi kokan bir yuva. Kimileri şaşar bana nerden gelir bunca iyimserlik, bunca sevgi bu sebepsiz neşe, mutluluk diye. Tüm derinliği basitliğinde. Her sabah uyandığında sanki güneşi ilk defa görmüşçesine heyecanlanmakta, kollarını iki yana açıp sonra kendine dolayıp sımsıkı sarılmakta benim derinliğim, benim basitliğim. Elimde yıkadığım, bazen günlerce kurumayan çamaşıra, küf içinde kalmış banyoya, farelerin cirit attığı mutfağa, akşamları konteynırın içinde soğuktan konuşurken ağzından çıkan buhara isyan etmeyip, sürekli sürekli, değiştirmediğin şeyler için şikayet etmemekte sır. Kelimelerimi seçme çabasındayım aylardır. Dertlenirken bile kısır döngüye girmeyecek kadar dertlenmek, çok dillendirerek kanatmamak yarayı. Hep aynı şeylerden şikayet edip sonra bunu değiştirmek için hiçbir şey yapmayan bir insan olmaktan sakınmayı yeğlerim. Bugün kadar basit, bugün kadar güzel hayat.

Her sabah yogasında kalbimle minik, o günü inşa edecek dileklerde bulunur, kelimeler seçerim. Bu sabah uyandığımda “özgür aşk” idi niyetim. Sevdayı yıllarca hep karmaşık, zor, çokça çaba, emek, düş deryası gördü gönlüm. Benim aşk meselem vermek, iyileştirmek, değiştirmek, dönüştürmek, baştan yaratmak olmuş yıllarca. Dönüp baktıkça gördüm ki aşkta basitliği, özgürlüğü hiç anlamamışım. Neyi çok sevdimse sanki ben olmadan varolamazmışçasına sıkıvermişim kollarımın arasında. Bu günlerde sevginin derin basitliğine yolculuğum. Hayatımdaki pek çok şeyi basitleştirdiğim gibi en önemli ve belki en zor olanını da basitleştirmek niyetim. Özgür sevmek, sıkmadan, yormadan, yorulmadan ve sadece bugün sevmek. Yarın uyandığımda güneşe olan sevgim gibi sevebilmek. İlk defa görmüşçesine, yeni tanımışçasına ve beklentisiz, heyecanla.



 

YORUMLAR

  1. Recai SONKÜR dedi ki:

    Yazıların fotoğraflar kadar artması dileğimle, sevindim. Youtube’da var mı?