Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Mengen °C

(<)img src="https://placehold.it/120x600">
deneme kod arasında img'den önce ve en son (<)kapama işareti arasında boşluk olmayacak < img src="https://www.5banners.com/store/img/cms/00102.gif" >

KARDEŞLİK-Tahsin AKDUMAN

24.07.2013
366
A+
A-

Bu dünyada tüm insanlar esasında hepimiz kardeşiz. O kardeşlik bağını istersek hepimiz bir şekilde bulabiliriz.


Yıllarca tüm düşünürler büyük zatlar bunu söylemişlerdir. Yunus, Mevlana, Gandi, Mandela vs. tüm şairler, düşünürler, mutasavvıflar kardeş olduğumuzu haykırmışlardır. Tüm devrimler kardeşliğin tesisi için yapılmıştır. Tüm peygamberler insanların kardeş olduğunu beraberce dostluk içinde, birbirinden emin, her şeyi bölüşerek, paylaşarak yaşamamız için mücadele etmişlerdir.

Peygamberimiz Mekke de yıllarca işkence altında yaşayıp, meşakkatli bir yolculuğun sonunda heyecanlı bir şekilde kendisini bekleyen Medinelilere ilk karşılaşmalarında yüksekçe bir yere çıkarak; Şöyle hitap etmiştir; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olmazsınız. Birbirinizi sevmek için de aranızda selamı yayınız? Birbirinize haset etmeyiniz. Birbirinize hasım olmayınız. Birbirinizin arkasından çekiştirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz! “demiştir. ” Burada Medine’de yaşayan herkese hitap edilerek; ensar- muhacir, zengin-fakir, zenci-beyaz, Yahudi- Hristiyan, köylü-şehirli, doğulu- batılı, o bölgeden- şu bölgeden, o millet-bu kavim, ayrı ayrı her kesimi kast ederek, sadece Müslümanlar kardeştir deyip ayırmadan herkese hitap edilmiştir;  “Ey Allah’ın kulları! Kardeş olunuz!” ( Buhârî, Müslim ) Hiç kimsenin diğerine imtiyazı yoktur. Herkes kardeş olduktan sonra birleşiniz, bölüşünüz, paylaşınız. Kardeşlik budur. Nitekim herkes her şeyini birbiri ile paylaşmıştır. Yeni göç ile gelenlere her şeyini, evini, köyünü, yiyeceğini, servetini, parasını, pulunu paylaşmıştır.

Cennet denilen kardeşlik yeri dünyada Medine’ de kurulmuştu. Her şeyden önce Cennet; Paylaşım, bölüşüm, sevgi, merhamet, adalet, eşitlik, doğruluk, dürüstlük, özgürlük, kardeşlik demektir?

Peygamberimiz kardeşliğin tesisi için çok çaba sarf etmiştir. Medine’ye vardıktan hemen sonra ensar ile muhacirler arasında kardeşlik ilan etmiştir. Bu kardeşlik, sözde bir kardeşlik olmayıp, yemeğin, evin, malın ve paranın paylaşımını da içeren bir kardeşlik olmuştur. Tüm mal varlıklarını Mekke’de bırakarak Medine’ye hicret eden muhacirler Ensar tarafından kardeş kabul edilmiş, her bir Ensar, muhacir kardeşini alıp evine götürmüş ve hayatını paylaşmıştır. Kardeşlik uygulaması, peygamberimizin dünya tarihinde örneği görülmemiş uygulamalarından biridir. Böylece İslam toplumunun birbirine kenetlenmesi sağlanmış, toplumsal barış ve huzur temin edilmiştir. Müminler kendi aralarında kardeş olarak yaşamışlar, aralarında kardeşlik hukukunu cari kılmışlar ve aynı zamanda tüm dünyada barışın da öncüsü rolünü oynamışlardır. Peygamberimiz hicretten sonra Medine de kurduğu kardeşlik toplumunun anayasasına Medine de yaşayan herkesi dahil etmiştir. Hatta o sıralarda Medine de yaşayan Yahudiler de buradaki ümmet kavramına dahil edilmişlerdir. Dolayısı ile ümmet, bir dine inananların bütününü değil, bir devletin çatısı altında yaşamayı kabul eden herkesi içine alan sosyo-siyasal bir kavramdır. “İslam” ve “ümmet” kavramları, üst kimlik olarak kullanılmakta, bir çatı oluşturulmaktadır.

Bu noktada, Kur’an’ın ve peygamberimizin ısrarla kardeşlik ve barışa vurgu yapmasına karşın, Âdem Aleyhisselam’ın çocukları olan Kabil’in Habil’i öldürmesi gibi bir durumun iç burkan gerçeğiyle yüz yüze geliriz; maalesef kan döken ilk insanlar kardeşler olmuştur. Zaman zaman Medine’de kardeşliği bozacak durumlar ortaya çıksa da peygamberimiz derhal müdahale ederek durumu düzeltmiştir. 23 yıllık peygamberlik devresi, Müslümanların hayret verici dayanışma, fedakârlık ve kardeşlik örnekleriyle doludur.

Demek oluyor ki, toplumun sürekli kontrol altında bulundurulması ve kardeşliği zedeleyebilecek unsurların ortaya çıkmasının engellenmesi kaçınılmaz olmaktadır. Müminler kardeşlik toplumunu oluşturmak, toplum olarak da tüm dünyada barış ve huzuru sağlama görevini de yapmak zorundadırlar.

Kardeşlik Cennetini bu dünyada kurmazsak, yaşamazsak ve yaşatmazsak öbür dünyada da cennetten nasibimiz olamaz.

Rahmetli ninem; “Kardeş kardeşi bıçaklamış, sonra dönmüş de kucaklamış” derdi. Aramızda kötü olaylar da geçmiş olsa bizler yine de kardeşiz.

Mübarek Ramazan ayının aramızdaki kardeşlik bağlarını kuvvetlendirmeye vesile olmasını diliyorum.

Sonsuz selam ve sevgilerimle, haftaya kadar hoşça kalınız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.